Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993 tarihinde katledilen 33 aydın Sivas’ta anıldı. Anmaya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, katliamda yakınlarını kaybedenlerin aileleri, Alevi örgütlerinin temsilcileri, HDP ve CHP milletvekilleri ile demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı. Anmada Madımak’ın utanç müzesine dönüştürülme talebi yinelendi.
Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde katledilen 33 aydın, akademisyen, yazar ve sanatçı Madımak Oteli’nin önünde anıldı. Bu yılki anma, katliamda öldürülen şair ve doktor Behçet Aysan’a adandı. Katılımcılar üzerinde Aysan’ın da fotoğrafının yer aldığı beyaz bir önlük giydi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) öncülüğünde yapılan anmaya yakınlarını kaybeden ailelerin yanı sıra, Alevi örgütlerinin temsilcileri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı. Sivas Valiliği, salgın tedbirleri nedeniyle yürüyüşe izin vermedi. Yapılan görüşmeler sonucunda, Madımak Oteli’ne 600 metre uzaklıktaki Valilik Meydanı’nda bulunan Türk Telekom binasına yürüyüş düzenlendi.
Yürüyüşte katliamda öldürülenlerin fotoğrafları taşındı ve “Sivas’ı yakanlar AKP’yi kuranlar”, “Sivas’ın ışığı sönmeyecek”, “Dün Maraş’ta bugün Sivas’ta, kurtuluş faşizme karşı savaşta” sloganları atıldı. Yürüyüşün ardından kitle İl Özel İdaresi Bilim ve Kültür Merkezi’ne dönüştürülen eski Madımak Oteli’ne gitti ve otel önüne karanfil bıraktı, ardından saygı duruşu yapıldı.
‘Madımak utanç müzesi olsun’
PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, katliamın üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen hala yüzleşmenin olmadığını söyledi ve şöyle konuştu:
“27 yıl önce zamanın Başbakanı burada oteli yakmak için bekleyenlerle ilgili, ‘Allaha şükür onlara bir şey olmadı’ dedi. Katliamın arkasında bir suç daha aranıyorsa, yerel basın da mutlaka sorgulanmalıdır. Yerel basının katliam öncesi ve sonrası attığı manşetleri biliyoruz. Basın yandaş olmaz. Basın halkın vicdanıdır. Madımak utanç müzesi oluncaya kadar buraya gelmeye devam edeceğiz. Ve Madımak utanç müzesi olduktan sonra da sonsuza kadar buraya gelmeye devam edeceğiz. Sonsuza kadar şehitlerimizi burada anmaya devam edeceğiz. Tüm arkadaşlarımızın canı 33 şehidimizin canından daha kıymetli değildir. 27 yıldır bu şiarla mücadele ettik, bundan sonra da etmeye devam edeceğiz. Alevilerle barışmanın yolu, özür dilemekle olur. Devletten bu sözü bekliyoruz.”
‘Kerbela zihniyetiyle karşı karşıyayız’
Anmada söz alan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül, 33 canın semahlarını dönmek, türkülerini söylemek için geldiği kentte diri diri yakıldığını söyledi ve Kerbela zihniyetiyle karşı karşıya olunduğunu belirtti. Güzelgüz şöyle devam etti:
“33 canımız bu kentte diri diri yakıldı. 27 yılda adalet yerini bulmadığı gibi ne bu katliamı yapanlar ne yaptıranlar utanmadılar. Hala da utanmıyorlar. Bizim payımıza ise acı, zulüm ve yas düşüyor. Peki hep böyle mi olacak? Böyle olmaması hepimizin elinde. 27 yıl öne elimizi, kolumuzu, dilimiz bağladılar. Onları bir yangının içinden almadık. Onlara bu katliamın hesabını soracağımızın sözünü veriyoruz. Hesap sorulana kadar mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz. Madımak katillerinin zihniyeti devam etmektedir. Hala birileri yakanları affetmenin telaşı içinde. Katilleri affetmenin Alevi toplumunun yaraların kanatacağını biliyorlar. Ellerimiz ve gönüllerimiz birleşmezse, katil sürüsünün karşısında sadece bir lokma oluruz. Onlara lokma olmamak için el ele gönül gönüle vereceğiz. Bir ölür bin geliriz.”
‘Bu, olay değil katliamdır’
Sivas katliamında öldürülen Gülsün Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, katliama “olay” denilmesine tepki gösterdi. Karababa, “27 yıldır mücadele ediyoruz hep birlikte. Bu seneyi Behçet Aysan anısına yapıyoruz. Behçet Aysan bir doktordu, insanları iyileştiriyordu. Buradan devlete sesleniyorum: Bu bir olay değildi, bu katliamdır. Benim kardeşime ‘vefat’ etti diyorlar. Benim kardeşim ve canlarımız diri diri yakıldılar. Nasıl vefat diyorsunuz. Bu devletin desteği ile yapılan bir katliamdır” dedi.