Şişli Etfal Dayanışması: Hastane ranta kurban edilmesin

İstanbul Şişli ilçesinde 1899 yılında kurulan Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 600 yatak kapasitesiyle 122 yıldır kesintisiz bir şekilde sağlık hizmeti vermekte. Her yıl milyonlarca insana hizmet veren hastane depreme karşı güçlendirme yapılacağı gerekçesiyle bölünerek Seyrantepe ve Sarıyer’e taşınacak. Taşınma işlemlerinin neredeyse bittiği hastane için bölge halkı, hastanenin akıbeti konusuna endişeli. Yerinde yapılandırma talebiyle kurulan Şişli Etfal Dayanışması, başlattığı imza kampanyasının yanı sıra hastane bahçesinde basın açıklamaları yaparak taleplerini dile getiriyorlar.

Dayanışması gönüllüsü Süleyman Karan, ilçede yaşadığını ve hastaneye de uzun bir süredir gidip geldiğini ifade etti.  Etfal’in vakıf hastanesi ve İstanbul’un en eski hastanelerinden birisi olduğunu hatırlatan Karan, “Osmanlı’da vakıf aracılığıyla kurulmuş bir hastaneyi bu iktidar gerek neo-liberal politikaları gerek yolsuzluk sebebi ile birilerine peşkeş çeker korkusu içerisindeyiz” dedi. İktidarın hastanesinden yetimhanesine her türlü kamu varlığını özel sektöre peşkeş çektiğine dikkati çeken Karan, iktidara seslenerek, “Bu hastanenin yerinde yapılmasını istiyoruz. Yerinde yap ki biz tedirgin olmayalım. Biliyoruz ki sen yerinde yapmayıp başka bir yere taşırsan yerine başka bir şey konduruyorsun” diye ifade etti.

Hastanenin konumuna vurgu yapan Karan, “Burası Türkiye’nin ya da doğu Avrupa’nın en pahalı yerlerinden birisidir. Bu durum ise iştahlarını kabartıyor. Bizi de korkutan bu durum. Bize Okmeydanı’ndaki, Taksim’deki hastaneleri gösteriyorlar. Ama bu hastaneler yetmiyor. Biz depremde yıkılma tehlikesi yaşayan bir yer yapılmasın demiyoruz. Çapa’da gördüğümüz gibi yerinde yapılsın diyoruz. Yerinde yapılsın ki buradaki insanlar özele mahkûm olmasınlar” diye belirtti.

İktidar partisinin ilçe örgütü ve belediye meclis üyelerine, “Başları öne eğik dolaşmamak için mücadelenin yanında olmalılar” çağrısında bulunan Karan, “Bu mücadeleyi bırakmayacağız. Haramilerin kurduğu bir vakfa karşıda aynı mücadeleyi veririz. Bu vakıfların kamu mallarını yağmalamak için kurulduğunu çok iyi biliyoruz. Bu mücadele bitmeyecek. Bir kişi bile kalsa mücadeleyi sürdüreceğiz” diye konuştu.

Bir diğer gönüllü İpek Deniz de 10 yıldır hastanesinde çalıştığını belirterek, “Özellikle çocuk hastanesi olarak kurulan hastane zamanla bütün branşlara ev sahipliği yaptı. Bu çok kıymetli, Türkiye’nin her yerine dağılan asistan hekimler yetiştiriyor. Ben bu durumu Etfal’de çalıştığım yıllarda gördüm” dedi.

Taşınma konusunun yıllardır konuşulduğunu belirten Deniz, şöyle devam etti: “Sağlık emekçileri olarak hastanenin bölünmesi lafı ortada dolaşana kadar ses çıkarmadık. O zaman herkes ciddi bir tepki gösterdi. İl Sağlık Müdürü gelerek, ‘depreme dayanıksız’ açıklamasını yaptı. Hiç birimiz depreme dayanıksız binalarda çalışmak istemiyoruz ama yerinde yapılandırma mümkünken yer değiştirilmesine karşı çıkıyoruz. Bu durum eğitim bütünlüğünü de bozar. Bir diğer sorunumuz ise biz hayatlarımızı buraya göre kurduk. Evlerini buradan aldılar ya da kiraladılar. İnsanların hayatlarına indiğimizde ciddi sorunlar yaratıyor. Kimse bu sorunları görmüyor.”

Etfal’in Seyrantepe ya da başka bir yere taşınmasının yeni bir doğa katliamı olarak gören Deniz, şunları ifade etti: “Sürekli bir şantiye zihniyeti ile çalışan bir sistem var. Bu durum ise rahatsız edici. Seyrantepe dediğimiz yer stadyumun dibinde zaten normalde trafik var. Bir maç esnasında insanlar hastaneye nasıl yetişecekler. Şuan bile Etfal insanlara yetmiyorken yaptıklarının ne halk sağlığı açısından ne de çalışanlar açısından hiçbir yararı yok.”

Etfal’in arazisinin güzel olduğunu ve üst katlarından boğaz manzarası görüldüğünü sözlerine ekleyen Deniz, şunları söyledi: “Burada bir rant zihniyetinin olduğunu görüyorum. Rant için bu araziyi birilerine peşkeş çekecekler. Burayı yıkan zihniyetle İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıran zihniyet aynı. Ben bu yüzden sağlık emekçilerini bu mücadeleye destek olmasını istiyorum.”

Gönüllülerden Özgür Kavuşer Vardar ise doğduğundan beri Şişli’de yaşadığını ve ailesinin 104 yıldır aynı binada yaşadığını söyledi. Etfal’in kendisi için anlamının, “Bizim çocukluk belleğimiz, hatıralarımız” olduğunu anlatan Vardar, “Orada büyüklerimizin son nefesleri, annelerimizin ayak izleri, bizim ise ilk çığlıklarımızı var. O hastanede dünyaya geldik. Hemen yanı başında oturuyoruz. Çocukluğumuz Etfal’in bahçesinde geçti” diye belirtti.

En ufak bir sağlık probleminde Etfal’e başvurduklarını anlatan Vardar, şunları dile getirdi: “Çevre ilçelerinde ulaşabileceği bir hastanedir. Bizim için Şişli Etfal büyük bir şanstı. Maalesef kapatılmaya, taşınmaya çalışılıyor. Bize ne yapılacağı dahi söylenmiyor. Kapatılmasının nedeni çok büyük ve güzel bir arazide bulunması. Ranta kurban gidecek diye korkuyoruz.”

Etfal dayanışması olarak bir mücadele başlattıklarını ve mücadeleden asla geri adım atmayacaklarının altını çizen Vardar, sözlerini şöyle tamamladı: “Tek istediğimiz yerinde yapılandırılmasıdır. Çağrımız tüm İstanbul halkına, biz hastanemize sahip çıkıyoruz, siz de gelin destek olun.”