Bu yıl 8’incisi düzenlenen Sennur Sezer Emek Direniş Şiir ve Öykü Ödülleri sahiplerine takdim edildi. DİSK Gıda-İş ve Manos Kitap’ın Avcılar Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi Yıldız Kenter Sahnesinde birlikte düzenlediği törende şiir dalında birinci olan Emin Kaya, jüri özel ödülü kazanan Doğu Kaşka; öykü dalında birinci seçilen Hatice Sabah, Ahmet Tulgar Özel Ödülü kazanan Hamdi Topçu’ya ödülleri verildi.
Evrensel’de yer alan habere göre; oyuncu Bülent Emrah Parlak’ın sunduğu geceye Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, DİSK Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, Kor Kitap Genel Yayın Yönetmeni Onur Öztürk, Avcılar Belediye Başkanı Turhan Hançerli, Divriği Kültür Derneği Başkanı Orhan Akkaya, Faik Bulut, Mustafa Köz, Altay Öktem, Nevzat Onaran, Nesim Ovadya İzrael, Murat Tuncel, Eylem Ata Güleç, Emrullah Alp, Zekeriya Şimşek, Özgün Enver Bulut, Şenel Gökçe, Bahtiyar Kaymak ve Sonat Yurtçu’nun arasında olduğu siyasi parti temsilcileri, sendika yöneticileri, şair-yazar dostları, yoldaşları ve sevenleri katıldı.
Yapılan konuşmalarda Sennur Sezer’in edebiyatımızdaki yerine, Dünya ve Türkiye açısından barış mücadelesinin önemine ve İkizköy-Akbelen direnişine vurgu yapıldı.
“Yine bizleri bir araya getirdin”
Törenin açılış konuşmasını Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan yaptı. Aslan “Bu yıl 1 Eylül Dünya Barış Gününde ödüller sahiplerini buluyor. Bir barış insanı, barış şairi ve yazarı olan Sennur Sezer’i saygıyla anıyorum. İyi ki doğdun, iyi ki yazdın sevgili Sennur Sezer. Yine bizleri bir araya getirdin. Dostların ve yoldaşlarınla buradayız seninleyiz. Adın hep yaşayacak.” dedi. Ülkemizde ve dünyada barış mücadelesinin önemine dikkat çeken Aslan sözlerine şöyle devam etti:
“İşçi ve emekçiler kendi iktidarlarını kurmadan açlık, yoksulluk ve sömürü bitmeyecektir. İşçi sınıfı insan onuruna yaraşır bir yaşam, çalışma koşulları ve ücret talep ediyor. Basın özgür olmak istiyor, özgürce yazmak istiyor. Gazeteciler hapishanelerde tutulmak istemiyor. Aydınlarımız, yazarlarımız, akademisyenlerimiz, bilim insanlarımız özgürce üretmek istiyor. Baskıyla ve yasaklarla karşılaşmak istemiyor. Çalışırken iş cinayetlerinde ölmek istemiyoruz. Ülkemizde yaşayan Türk, Kürt, Arap her milliyetten insanlarla bir arada barış içinde yaşamak istiyoruz”
“Mücadelenin ortaklaşması çağrımız olsun”
İşçilere, aydınlara, siyasi partilere ve sendikalara seslenen Aslan “Ezilen ve sömürülen tüm kesimlerin, başta işçi sınıfının din, dil, cinsiyet, mezhep ayrımı yapmadan birleşmesi, mücadele etmesi ve kazanması gerekiyor. Aydınlarımıza, yazarlarımıza, mücadele içinde olan sendikacılarımıza, işçi ve emekçiden yana olan siyasi yapılara çok iş düşüyor. Buradan mücadelenin ortaklaşması ve birleşmesine çağrımız olsun” ifadelerini kullandı. Aslan sözlerini şöyle tamamladı:
“Bir emek örgütü olarak, Sennur Sezer’i anmak ve eserlerini yaşatmak görevimiz. Onun anısına süren Emek-Direniş Şiir ve Öykü Ödülleri yeni eserlerin ortaya çıkması çok çok kıymetli. Yazarlarımızın, işçi sınıfının mücadelesini, direnişlerini, yaşamını, sevinçlerini, özlemlerini, hayallerini, grevleri yazmalı ki bir sonraki kuşak yaşananları öğrenmeli.”
“Sennur’un şiirinde zaman aşımı yoktur”
Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı ve Sennur Sezer’in eşi Adnan Özyalçıner yaptığı konuşmada “Sennur’un şiirinde zaman aşımı yoktur. Sözcüklerle örer zamanı. Umudu elden bırakmadan… Sözünü sürdürür, düşürmez davasını hiçbir zaman” dedi. Sezer’in ‘Babaları 141-142’den Yargılanan Çocuklara’ şiirini okuyan Özyalçıner, “Dün, babaları 141-142’den yargılanan çocuklara sesleniyordu. Bugün Gezi’den, düşüncesini serbestçe ifade etmekten dolayı hapiste yatanların çocuklarına sesleniyor” ifadelerini kullandı.
Jülide kural, Rosa Luxemburg’u sahneledi
Jülide Kural “Ben Rosa Luxemburg” isimli tek kişilik oyununu sahneledi. Oyunda sosyalist mücadelenin simge isimlerinden Rosa Luxemburg’un çocukluğu, gençliği, aşkları, arkadaşlıkları ve engelli bir kadın olarak politik arenada var olma mücadelesini anlatıldı. Şair Altay Öktem şiir dinletisi sunarken Sanat Fabrikadan sanatçılar modern dans gösteri yaptı.
“Barış içinde bir yaşama hasret kaldık”
Akbelen direnişçilerinden Nejla Işık, direnişçi bir kadın olan Sennur Sezer’in anıldığı ve birçok edebiyatçı, şairin olduğu bir ortamda bulunduğu için çok mutlu olduğunu dile getirdiği konuşmasında şunları söyledi:
“1 Eylül Dünya Barış gününde toprağın, doğanın, insan haklarının sömürülmediği barış içinde bir yaşama hasret kaldık. Böyle direnişçi bir kadının, işçi, emekçi kadınının anıldığı bir günde bu kadar edebiyatçının ve şairin arasında bulunmaktan mutluluk duydum. İlk defa böyle bir ortamdayım ve çok heyecanlandım. Oyunu ve dansları izlerken özellikle. Bunu da direnişime, Akbelen mücadelesine borçluyum. Akbelen Üniversitesi diyoruz biz. Mücadelemiz bitmeyecek daha yeni başladı. Birlikte olmayı başarırsak birçok şeyi de başarmış olacağız aslında. Türkiye’nin her yeri sömürü altında. Büyüğüdümüz topraklarda bir ağaç kesilmesin, toprağımız yok olmasın diyeydi mücadelemiz. Sennur Sezer’in de dediği gibi, ben artık onlarca çocuğun, doğmamış çocukların anasıyım, onlara güzel bir vatan bırakmak için burdayım. Her bir ağacın anasıyım. Nereye gitsem bir Akbelen Ormanını yeşertmeye devam edeceğiz. Son nefesimizi verene kadar da mücadelemiz devam edecek.”
Kitaplar imzalandı
Bu yıl şiir dalında Emin Kaya’nın “Dilini Yitirmiş Yabancı”, öykü dalında Hatice Sabah’ın “Ben Robot Değilim” ve Hamdi Topçu’nun “Limburg Hikayeleri” isimli dosyaları Manos tarafından kitaplaştırıldı. Yazarlar ve şairler tören öncesinde kitaplarını okurları için imzaladı.