11.8 C
İstanbul
22 Ekim Salı, 2024
spot_img

Sendikalardan eylem: Sağlıkta ticaret ölüm demektir

İstanbul Tabip Odası, KESK İstanbul Şubeler Platformu ve Dev Sağlık-İş, "yenidoğan çetesinin" sağlıkta piyasalaşmaya hizmet eden dönüşüm programının bir sonucu olduğunu vurgulayarak, Sağlık bakanı ve il müdürünü istifaya çağırdı.

İstanbul Tabip Odası, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu ve DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş), “yenidoğan çetesi”ne ilişkin Fatih’te bulunan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kezban Konukçu ve çok sayıda sağlık emekçisinin katıldığı eylemde, “Sağlıkta ticaret ölüm demektir! Kapatılan hastaneler kamulaştırılsın” pankartı açıldı.

Eylemde “Sağlıkta ticaret ölüm demektir”, “Sağlıkta taşeron ölüm demektir”, “Sağlıkta dönüşüm ölüm getirir”, “Sağlık haktır satılamaz”, “Bakan istifa” sloganları atıldı.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Küçükosmanoğlu, soruşturma başlangıcı üzerinden 17 ay geçmesine rağmen gereğinin yapılmasının ancak olayın basına yansımasıyla mümkün olduğuna dikkat çekerek, “Bu olay bir sistem sorunu. Bu sistemin sorumluları ise sırasıyla Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı, hükümet ve saraydır” dedi.

KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, “Yıllardır verdiğimiz mücadele tam da bunları yaşamamak adınaydı” dedi. Sağlıkta tasarrufun ölüm getirdiğini söyleyen Koçak, “Buna artık dur demekten başka şansımız yok” dedi.

“Sağlık tüccarları bakan yapıldı”

Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Erdoğan Demir, “Sağlık sisteminin paralılaştırılması ve ticarileştirilmesi neticesinde göz göre göre çocukların öldüğünü gördük. Yıllarca haykırdık, AKP iktidarına sesimizi duyurmaya çalıştık. AKP iktidarı sağlık çalışanlarına kulak vermek yerine sağlık tüccarlarını bakan yaptı” diyerek, bakanı istifaya çağırdı.

“Soruşturma 17 ay önce başlatılmış”

Basın açıklamasını okuyan Fikret Bulut, İstanbul’daki 19 özel hastanenin adının karıştığı, hastane yöneticilerinin, doktorların ve sağlık emekçilerinin de aralarında olduğu, yenidoğan yoğun bakım servislerinde bebeklerin hayatını kaybetmesine neden olan bir çetenin varlığını, bir savcının tehdit edilmesinin basına yansıması sonucu öğrendiklerini belirtti. “Yenidoğan çetesine” ilişkin soruşturmanın, CİMER’e yapılan bir ihbar üzerine bundan tam 17 ay önce, Mayıs 2023’te başladığına işaret eden Bulut, şu anki Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun bu olaylar yaşanırken il sağlık müdürü olarak görev yaptığını hatırlattı.

Bulut, şöyle devam etti: “İddianamede, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sevkini sağlayan şüphelilerin, anlaşmalı oldukları hastanelere tedavi yöntemleri uygun olup olmadığına bakmaksızın bebekleri aldıkları, hayatın olağan akışına aykırı olacak kadar hastanede uzun sürelerde kalmasını sağladıkları anlatılmakta. SGK’den yüksek miktarda ödeme alınmasına neden olarak kamu kurumunu zarar uğratan şüphelilerin aynı zamanda uygun tedavi yöntemleriyle tedavi olamayan bebeklerin ölümüne sebebiyet verdikleri görülmektedir. Maddi kazanç için mafyatik ilişkilerle çıkarlarını güvence altına aldıklarını düşünen bu kişiler çürümüş sağlık sisteminin tüm boşluklarını kullanarak hem kamu kaynaklarını yağmalamış hem bebeklerin sağlığına zarar vermiş hem de bazı bebeklerin ölümüne neden olmuştur.”

“Sağlık Bakanlığı sorumludur”

Bu kirli ilişkilerin 10 bebeğin ölümüne yol açmadan önce neden tespit edilmediğini, denetimlerin neden yapılmadığını, fark edildiyse neden gereğinin yapılmadığını soran Bulut, “Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun olay kamuoyuna yansıdıktan sonra verdiği demeçlerde sanki 20 yılı aşkın süredir sağlık sisteminin piyasalaştırılmasında payı yokmuş ve buna tek bir olumsuz söz söylemiş gibi özel hastaneleri eleştiren tavırlar içine girmiş olması Sağlık Bakanı’nı sorumluluktan kurtarmıyor. Sağlık Bakanı olarak, bu ülkenin sağlıktan sorumlu en üst makamında oturan kişi olarak, bu skandalda sorumluluğunuz vardır” dedi.

“Kapatılan hastaneler kamulaştırılsın”

Yaşananların 20 yıldır fazla sürdürülen “Sağlıkta Dönüşüm Programının” bir sonucu olduğunu vurgulayan Bulut, “Bu vahim olay tüm özel hastanelerin acilen mercek altına alınmasının gerekliliğini bir kez daha göstermiştir. SGK, bütün özel hastaneler ile anlaşmalarını iptal etmeli, özel hastanelerden bu tarzda hizmet alımı yapmamalıdır. Kapatılan hastaneler kamulaştırılsın! Bu kurumlarda olay ile bağlantısı olmayan sağlık emekçileri Sağlık Bakanlığı’nda çalışan emsalleri gibi ücretlendirilerek kadrolu şekilde istihdam edilsin! Çeteler ve bunlara göz yumanlar en ağır şekilde cezalandırılsın” ifadelerini kullandı.

KaynakETHA

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EKİM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol