“İşçilerin öfkesi tabanda birikiyor. İşçiler ne sendikalarına ne hükümete ne de patronlara güveniyor. Artık yaşamak istiyoruz biz de!”
Ford işçilerinin yazdığı mektubu Evrensel vasıtasıyla okudum ve cevaben bu mektubu yazmak istedim. Türk Metal, Birleşik-Metal-İş, hatta yok hükmünde olan Özçelik-İş üyesi işçi kardeşlerim, bu gelen zamlar, hayat pahalılığı, vergi dilimleri, dolar kurunun karşısında ücretlerimizin erimesi ve TÜİK’in önümüze koyduğu sahte rakamlar, bizi her geçen gün yoksullaştırdı. Çarşıya pazara çıkamaz olduk. Üstüne bir de pandemi hayatı yaşanmaz kıldı. Biz Sarkuysan işçileri olarak yüzde 69 oranında zam istesek de sendikamızın örgütlü olduğu diğer fabrikalarda istenen oranın düşük olduğu gerekçesiyle bizim hazırladığımız taslak kabul görmedi. Ortak taslak hazırlanacak gerekçesiyle bugünkü halini aldı ve işçilerin onayı alınmadan MESS’e sunuldu.
Taslağımız kısaca saat ücretine 4.60 kuruş artı yüzde 9 zam ve sosyal haklar şeklinde. Taslakta birçok madde de zaten yıllardır olan maddeler ve geçmeyeceğini bildiğimiz maddeler. Bir de sendikacılar bu taslağa seyyanen demiyorlar mı, işte gözümüze baka baka yalan söylüyorlar. Seyyanen demek, çalışan her işçiye yılına bakmadan eşit ücret istemek demek, işçiyi bölmemek demek ve sendikamızın eşit işe eşit ücret şiarına uymak demektir. Sendikacıların yaptığı böyle değil. Hem yüzdelik hem de seyyanen isteyerek, işçileri ayırmak, mücadeleyi de baştan bölmektir. Onun için de yanlıştır. En başta olması gereken; işçileri bölmeden mücadeleye katmak, eşitliği sağlamaktır. Zaten enflasyon zamları makası fazlasıyla açıyor, buna bir de toplu iş sözleşmesi eklenmesin. En başta dediğim gibi “Başaracaksak birlikte başaracağız.”
“Taslak revize edilmeli”
İşçilerin öfkesi tabanda birikiyor. İşçiler ne sendikalarına ne hükümete ne de patronlara güveniyor. Artık yaşamak istiyoruz biz de! Zaten yapılacak zam az çok belli, sendikaların hazırladığı taslaklardan. Bugün gerçek olmayan yüzde 19.89’luk bir enflasyon oranı var önümüzde. Ekonomistler bile enflasyonu yüzde 50 civarında bulurken TÜİK nasıl bir hesap yapıyor? 5 litre yağ, süt, yumurta, araba, ev vs. hangi örneği verirsek fiyatları yüzde 50, yüzde 100 hatta yüzde 150 artarken, TÜİK nereden alışveriş yapıyor, bize bildirsin de biz de oradan alalım.
Arkadaşlar, gerçeklerimizi biz biliyoruz, aldığımız ücretler ortadadır ve verdiğimiz vergiler, patronların kârları da ortadadır. Biz yoksullaşırken, onlar zenginleşiyor. İki sendika da patronların borsaya bildirdikleri kârlarını sözleşme öncesi açıkladılar. Şimdi asgari ücrete gelecek zammı bekliyorlar ki sözleşmeyi imzalasınlar. Taslağın tamamını alsak bile ücretlerimizdeki erimeyi karşılamayacaktır. Biz bunu bilelim ve ona göre davranalım. Taslağımızın revize edilmesi ve işçilerin kabul ettiği bir taslakla yola devam edilmesini istiyoruz.
Sendika farkı gözetmeden birleşelim! Hatta sendikasız çalışmak zorunda bırakılan asgari ücretli kardeşlerimizin kaderini değiştirecek, insana yakışır bir ücret talep etmeliyiz. İşçilerin sayesinde gece gündüz demeden ürettikleri değerlerden hakkımız olanı istiyoruz. Biz kimseden fitre, sadaka istemiyoruz, ödediğimiz bedelin karşılığını istiyoruz. Eğer bugün sendikalı ve sendikasız işçiler olarak birleşmezsek, işçilerin kaderini Asgari Ücret Tespit Komisyonunun oyununa kurban ederiz. MESS sözleşmesi sürecinde de sendika farkı olmadan tüm işçi kardeşlerimizle birlikte hareket etmeliyiz ve tek vücut olmalıyız.