Saray rejiminin 14 Ağustos 2017’de hayata geçirdiği ‘bekçilik’ sistemi sokaklarda terör estirmeye başladı. Rejimin bekçileri her gün farklı bir vukuatla özellikle sosyal medyada haber oluyor.
‘AKP’nin milis gücü’ olarak gösterilen bekçiler, şüphelendikleri vatandaşları kimlik göstermediği gerekçesiyle darp ediyor, ellerini arkadan kelepçeleyerek gözaltına alıyor. Bunun son örneği İzmir’de yaşandı. Bayraklı’da bir genç, üzerine çullanan 3 rejim bekçisi tarafından zor kullanılarak ‘gözaltına’ alındı, elleri arkadan kelepçelendi. Görüntülerde, etraftan gelen tepkiler üzerine bir bekçinin, “Ben polisim! Hayırdır!” diyerek olayı kayda alanları tehdit etmesi dikkat çekiyor. Birkaç gün önce de iki bekçi girdikleri bir gece kulübünde mekan sahibine kızarak havaya ateş açmıştı. Şu anda Türkiye genelinde 11 bin civarında bekçi görev yapıyor. Bu yılın sonuna kadar sayı 30 bine çıkartılacak!
“Ben yatarken sokakta bekçi düdüğünü duymak istiyorum. Vatandaşımız evde yatarken, sokakta birisinin onu beklediğini, huzurunun emin ellerde olduğunu duymasını istiyorum.” demişti AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan. Ve söz konusu ‘temenni’ emir kabul edilerek bekçilik sistemi 9 yıl aradan sonra yeniden hayata geçirildi. Ancak sorun şu ki, yeni nesil bekçiler vatandaşa ‘huzur ve güven’ vermekten çok, rejimin bekçiliğini yapmakla suçlanıyor. Özel Harekat’tan eğitim alan ve kimlik bunalımı yaşayan rejimin bekçileri, önüne gelene kimlik soruyor, göstermeyenleri darp ediyor ve kendisini ‘polis’ gibi görerek önüne gelene tehditler savuruyor. Öyle ki, görüntü çeken vatandaşlar bile ‘Kapat o telefonu’ denilerek tehdit ediliyor.İzmir Bayraklı’da yaşanan olay medyada fazla yer bulamasa da sosyal medyada gündem oldu . İddiaya göre üç bekçi şüphelendikleri bir gençten kimlik göstermesini istedi. Gencin itiraz etmesi üzerine bekçiler üzerine çullandı. Sosyal medyaya da yansıyan görüntülere göre genç, elleri arkadan kelepçeleniyor. Olaya tepki gösteren vatandaşlar ise bekçiler tarafından açıkça tehdit ediliyor.
BU İLK DEĞİL, SON DA OLMAYACAK
İzmir Bayraklı’da yaşanan hadise ilk değil. Daha önce de rejimin bekçileri benzer konularda haber oldu. Daha bir kaç gün önce Beşiktaş’ta, eğlenmek için lüks bara giden 2 gece bekçisi, ‘Çav Bella’ şarkısının çalınmasına öfkelenip havaya ateş edince açığa alındı. Benzer şekilde geçtiğimiz haftalarda yine İzmir’de iki bekçi bir sivil polisi darp ettiği gerekçesiyle görevden çekildi. Diyarbakır’da ise 65 yaşındaki adam bir bekçi tarafından silahla tehdit edilip tekmelenmişti. Buna benzer onlarca olay yaşandı. Ve böyle giderse daha da vahim olaylar yaşanacak gibi görünüyor.
BEKÇİLİK SİSTEMİ 2008’DE KALDIRILDI
AKP 2008 yılında ‘artık ihtiyaç kalmadığı’ gerekçesiyle hizmeti sürdüren 8 bin 152 bekçiyi, ‘polis’ yaparak, ‘bekçilik’ sistemini kaldırmıştı. Bu kararla kahverengi kıyafetleriyle tanınan bekçiler sokaklardan çekilmiş oldu. Ancak bu ayrılık 9 yıl kadar sürdü! Tartışmalı 15 Temmuz’dan sonra AKP rejimi 14 Ağustos 2017’de bekçilik sistemini yeniden hayata geçirdi. İlk bekçiler Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Şanlıurfa ve Hakkâri’de göreve başladı. Ardından İstanbul, İzmir ve Ankara’da da sistem hayata geçirildi.
SAYI KATLANARAK ARTIYOR
İçişleri Bakanlığı, Nisan 2016’daki açıklamasında emniyet hizmetleri sınıfında 5 ilde 2 bin 394 bekçi istihdam edileceğini duyurdu. Kasım 2017’de bekçi sayısı bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından 4 bin 537 olarak açıklandı. Soylu, toplam bekçi sayısını 30 bine çıkarmayı hedeflediklerini söylüyordu aynı konuşmasında. Geçtiğimiz yıl haziran ayında ise sayı 8 bin 132 olarak kayda geçti. Soylu, aynı tarihte 10 bin yeni bekçi alımı daha yapacaklarını açıkladı.
TOPLAM BEKÇİ SAYISI 30 BİN OLACAK!
Rakam sadece 5 ay sonra 15 Kasım 2018’de 11 bini geçti. Süleyman Soylu söz konusu tarihteki açıklamasında, “Halen 11 bin 624 bekçimiz görev başındadır. 7 bin 21 bekçimizin alım süreçleri devam etmekte, 10 bin kadro ise ihdas edilmiştir. Nihai hedefimiz ise 30 bin rakamına ulaşmaktır.” ifadelerini kullandı. Daha sonra 10 bin olan 2019’daki kentenjan 500 daha artırılarak 10 bin 500’e çıkarıldı.
ÜST ARAMA YETKİSİ YOK!
Mahalle, sokak ve çarşıların zimmetlendiği bekçiler, tıpkı polisler gibi silah kullanabiliyor, gözaltı ve yakalama yapabiliyor. Üstlerinde cop, silah, biber gazı ve kelepçe bulunuyor. Bekçiler sizden kimlik istediğinde siz de onlara kimlik sorabilirsiniz. Ancak gerek kanun gerek ilgili yönetmeliğe göre bekçilerin herhangi bir araması (üst araması, otomobil araması vs) yapma yetkisi yoktur. Üst arama yetkisi polislere dahi, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun çerçevesinde hakimlik kararıyla verilebilmektedir.
Rejimin istihbarat ağı
Bekçilik sistemi ilk gündeme geldiğinde de tartışılmıştı. Özellikle muhalefet iktidarın söz konusu sistemi ‘siyasi’ amaçları için kullanacağı endişesini yükses sesle dile getirmişti. CHP Ankara Milletvekili hukukçu Ali Haydar Hakverdi, söz konusu dönemdeki açıklamasında, “Bugünkü bekçilik anlayışı, mahalleden haber alan, mahalleye karışan ve devletin en küçük birimiymiş gibi tasarlandı. Bu da ister istemez kaygı veriyor. AKP’nin de bu tarzda birçok uygulamasının olduğunu düşününce direkt bireysel yaşama müdahale olarak yorumlayabiliriz.” ifadelerini kullanmıştı.
İKTİDARIN OTORİTER YÜZÜ
İstanbul Barosu’nun eski başkanlarından hukukçu Prof. Dr. Yücel Sayman ise endişesini şu sözlerle dile getirmişti: “Bence daha çok istihbarat ağı kurma peşinde olunacaktır. Bekçiler insanlar hakkında bilgi depolamaya yarayan araçlar haline gelecektir. Siyasi iktidar bir mahallede yapmak istediklerini, örgütlenme gücü olan otoriteler kullanarak yapabilir. Bekçi de bunlardan birisi.”
Kaynak :7/24 haber