Hem seçmenlerin hem de politikacıların gündeminde olan, hem iktidar, hem muhalefet tarafından siyasi malzeme olarak kullanılan mültecilere ne istediklerini soransa neredeyse yok. Evrensel’den Volkan PEKAL ve Kays ABBAS bugün Türkiye’de sayıları 6 milyonu bulan Adana’da ki mültecilere yarınki seçimden beklentilerini sordu.
Konuştuğumuz mülteciler arasında “Biz misafiriz” diyerek konuşmak istemeyenler, adaylar ve partiler konusunda konuşmaktan imtina eden çok sayıda mülteci oldu. Konuşanlar ise Geçici Koruma Statüleri nedeni ile yaşadıkları sıkıntıların çözülmesini istedi. Yeni neslin tercihleri ve sorunlarının çözümüne dair talepleri “Mülteciler gözü kapalı iktidara oy verecek” kaygılarının boşa olduğunu gösteriyor.
“Her siyasetçi zora düşünce neden bizi gönderiyor?”
Suriyeli mültecilerin yoğun yaşadığı ve alışveriş yaptığı bir bölge olması nedeni ile Halep Caddesi de denilen Mirza Çelebi Caddesi’nde alışveriş yaparken konuştuğumuz Mustafa isimli işçi, oy kullanmadığını ancak kullanabilme imkanı olsa Erdoğan’a vermeyeceğini ancak muhalefete de verme konusunda tereddütleri olduğınu belirterek “Her siyasetçi neden zora düştüğü zaman ‘Suriyelileri topluca Suriye’ye göndereceğiz’ diyebiliyor? Bu yüzden karar veremiyoruz” dedi.
“Bizi özgür bırakın!”
Oturduğu Dumlupınar mahallesi ile annesinin oturduğu Meydan mahallesi arasında mahalleleri bölen bir cadde olduğunu ifade eden Mustafa, “Ben annemin yakınına taşınmak istiyorum ama bir cadde karşıya geçemiyorum. Çünkü ‘O mahallede mülteci sayısı dolmuş’ diyorlar. Mülteci olarak istediğim mahallede oturamıyorum. Ben buraya hapiste yaşamaya gelmedim. Madem özgürlük diyorsunuz o zaman beni özgür bırakacaksınız.” diyerek bu sorunların çözülmesini istedi.
“Erdoğan ve Kılıçdaroğlu bizi ‘göndermek’ derdinde”
Mustafa ile konuşurken annesi Emine geliyor. Mustafa’nın aksine iktidardan memnun. Vatandaşlık aldığı için oy kullanacak ve Erdoğan’a oy vereceğini söylüyor. “Neden?” diye sorduğumuzda, “Çünkü o cana yakın, herkese yardım ediyor, inşallah bize de yardımı olur. Çünkü benim eşim kanser. Kılıçdaroğlu’nu hiç sevmedim. Suriyelileri hep gönderiyor. Benim annem Kilis’ten, Babam Adıyaman Besni’den Halep’e gitmiş. Orda kalmışlar. Adımız oldu Suriyeli. Ben Türk vatandaşı oldum. Benim çocuğum giderse ben ne anladım?”
Araya giren Mustafa, “Kusura bakma da. Erdoğan da diyor ki ‘Yabancı ülkeler bana destek vermezse ben Suriyelileri gönderirim. Bana para verin’ diyor. Annemin neden Erdoğan’ı desteklediğini anlatayım. Annemin bir ATV’de bir dizisi var. Her açtığında o kanalı seyrediyor. HDP’yi CHP’yi o kanalda göremiyor. Karşısında hep Erdoğan’ı göre göre annem Erdoğan’ı sevecek tabi. O yüzden orda insanların gözleri kapanıyor. Annem diyor ki ‘kapıları açtı’ ama bize iş de lazım. Ben 3 aydır işsizim” dedi.
Evin en küçüğü lise öğrencisi Halit de abisi ile aynı düşüncede. Avrupa’dan fonlarla gelen paralardan bahseden Halit, “100 dolar geliyorsa sana sadece 300 lira veriyor. Geçinemiyoruz. Bu yüzden okula gidiyorum ama beni de çalıştırıyorlar. Ben okula kayıtlıyım, devam edeceği ama maddi imkansızlıktan dolayı kaç aydır okula gidemiyorum. Annemgile destek olmak için hep çalıştım. Baban ‘seneye de gitmeyeceksin’ diyor. Ama ben okula gideceğim. Kılıçdaroğlu hiç olmazsa gençlere bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama Erdoğan eskiden Hastane, yapmış, yol yapmış ama şimdi hiçbir şey yapamıyor. Gençlere bir şey veremiyor. Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğe, Sünniliğe, Türk’üne, Kürtü’ne Arap’ına saygısı var. Anneme bunları anlatamıyorum.” dedi.
“Kimin geleceği değil ekmek önemli”
Esnaflık yapan Yusuf isimli mülteci, kendilerinin misafir olduğunu belirterek bu yüzden siyasetle ilgilenmediğini söylüyor. Cumhurbaşkanı adaylarını sorduğumuzda yorum yapmaktan imtina eden Yusuf, “Seçimde kim geliyor ben bilmem, çünkü ben yabancıyım. Ben sabah ekmeğim için çıkıyorum, akşam evime gidiyorum. Ben buna bakıyorum. Kimin geleceğine bakmıyorum.” diyor.
“Savaş olmasa, iş, ekmek olsa hemen dönerim”
Kayıtlı oldukları şehrin dışına çıkarken izin kağıdı almak zorunda olduklarını dile getiren Yusuf, Suriye’ye geri gönderme tartışmaları ile ilgili “Suriye’de ekmek olsa, elektrik olsa, iş olsa, kafamız rahat olsa, savaş olmasa zaten herkes kendiliğinden döner” dedi. Depremden dolayı Adana’ya gelmek zorunda kalan arkadaşını gösteren Yusuf, “Nasıl herkes depremden dolayı Hatay’dan geldi, iş yok, ev yok. Onlar da geri dönmek istiyor ama hepsi geri dönemiyor. Bakıyor nerede iş var, ekmek var oraya gidiyor. Biz de öyle. Şimdi savaş olmasa benim evim Hatay, Reyhanlı’ya bir saat. Burada yavaş yavaş düzen kurdum. Dönmem zor ama orada iş, ekmek olsa hemen giderdim.” dedi.
“Çalışıyoruz ama aldığımız para yetmiyor”
2 çocuk sahibi Ömer isimli saya işçisi o kullanmadığı için seçimi ve adayları takip etmediğini ifade ediyor. Seçimlerle ilgili desteklediği bir isim söyleyemeyen Ömer, ama çözülmesini bekledikleri sorunları olduğunu belirterek şunları söyledi, “Ama oy hakkım olsaydı mültecilerin sorunlarını çözecek adaya oy verirdim. Mesela ben Kilis’e kayıtlıyım ama burada yaşıyorum. Çocuklarıma burada kimlik çıkaramıyorum. Seçimde seçilecek adayların bu problemi çözmesini istiyoruz. Her şey çok pahalı. Elektrik 700, su 350 geliyor. 12 saat çalışıyoruz ama aldığımız para yetmiyor. Çok bir şey istemiyoruz, insanca bir hayat istiyoruz. Sorunlarımızın ortadan kalkması için vatandaşlık istiyoruz. Belki seçimlerden sonra daha iyi olur. Ama burada hayat zorlaşırsa geri dönmek istiyoruz” dedi.