İstanbul Tabip Odası, Ses İstanbul Şubeleri, Aile Sağlığı Mensupları Derneği, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası, Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu ve Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası bugün İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde ortak açıklama yaptı.
Açıklamanın ardından sağlık emekçileri yanlarında getirdikleri enjektörleri İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önüne bırakarak Sağlık Bakanlığı’nı protesto etti. Sağlık emekçileri, ayrıca 1 Kasım’da Aile Hekimliğinde değişiklik yapılmasına dair yeni bir eziyet yönetmeliği yayınlandığını belirterek sorunun daha da büyüyeceğine işaret ettiler.
Yoksulluk sınırının üstüne ücret talep eden sağlık emekçileri, iş yükünün arttığını ancak ücretler iyileşmenin olmadığını eleştirdi. Sendikaların düzenlediği ortak açıklamayı Aile Sağlığı Ebe Hemşireleri Federasyonu İstanbul Temsilcisi Hilal Saltık okudu.
Açıklamada öne çıkan başlıklar şöyle:
Dünyanın hiçbir yerinde yok: 1 Kasım’da Aile Hekimliğinde değişiklik yapılmasına dair yeni bir eziyet yönetmeliği yayınlandı. Bu yönetmelikte hem vatandaşa hem çalışana eziyet var. Bizler eziyete karşı çıkmaya geldik. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan 6 ayda bir zorunlu hasta takibi ile asıl işimiz olan koruyucu sağlık hizmeti aksayacaktır. Sağlıklı bireylerin gerekmediği ve istemediği halde doktor kontrolüne zorlanması ile kaynak israfı ve iş kaybı oluşacak, sağlık harcamalarında gereksiz artış yaşanacaktır. Bu kısmını Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de özellikle duyurmak istiyoruz.
İstifaların artmasına neden oldu: Sorunlar yumağına yol açan bu eziyet yönetmeliğinin geri çekilmesi için alanlarda taleplerimizi aile hekimlerimizle birlikte anlatmaya çalışsak da Bakanlığın öneri ve eleştirilerimizi duymazdan gelip kulağını tıkadığına bir kez daha şahit olduk. Bu yönetmelik ve kanun taslağı; ne halka ne hekimlere ne de biz ebe hemşirelere fayda sağlamadığı gibi ASM’lerin ticarileştirilmesinin önünü açacaktır. Bizlerin iş güvencesini ortadan kaldırmıştır. Pek çok Aile hekimliği biriminde ebe ve hemşire olmadan hizmet veriliyorken Aile Sağlığı Merkezlerinde ebe ve hemşire eksikliğinin giderilmesi gerekirken tam tersi istifaların artmasına neden olan yönetmelikte ısrar ediliyor.
Haykırmaya geldik: Aile Sağlığı Merkezlerine görev yapan ebe ve hemşirelerin maaş hesaplamasına esas alınan tavan ücretlerinin 1.5 olarak hesaplanması nedeniyle hak edişlerimizi alamamaktayız. Ayrıca gebe bebek çocuk takiplerine göre belirlenen oranlara lohusa izlemleri de eklenmiştir. Yaptığımız işin sayısı değil kalitelisi önemsenmelidir. Bizler müşteri hizmetleri değiliz. Puanlama ile maaş almayı değerli sağlık çalışanlarına reva gören bu sistemi nasıl kabul edebiliriz? Ailemizden biri vefat ettiğinde çocuğumuz olduğunda yıllık izne çıktığımızda, aşı yaptırmayan ailelerin redlerinde, ulaşılmayan hastalarda maaşlarımızın kesilmesinin vahimliğini haykırmaya geldik.
Bu oyunlara gelmiyoruz: Bizler bugün burada emeği sömürülmüş, neşesi söndürülmüş, aylığına göz dikilmiş meslek onuru ayaklar altına serilmiş birer meslek profesyonelleri olarak bulunmaktayız. Sadece kendimiz için değil gelecek nesiller ve bu mesleğe gönül vermiş gelecekteki meslektaşlarımız için de buradayız.
Bakanlığın bu eziyet yönetmeliği ile iş barışını bozmaya yönelik hareketlerini görüyor amaçlarını anlıyoruz. Bölünmüyoruz! Hekimlerimizle aylardır olduğu gibi el ele mücadelemize devam ediyoruz.
Bizim yetkimizde olmayan görevlerle bizim maaşımızı kırptınız. Hekimlerle bizi karşı karşıya getirmeye çalıştınız fakat biz bu oyunlara gelmiyoruz.
Para ile terbiye edemezsiniz: Hekimleri yaptıkları hastalık takiplerine göre değerlendiriyorsunuz. Peki biz ebe ve hemşireleri neye göre değerlendiriyorsunuz. Ölçtüğümüz tansiyona izlediğimiz bebeğe takip ettiğimiz gebeye veya vermediğiniz için yapamadığımız aşılara göre mi, neye göre? Biz sigmalı formüllere yapmadığımız işlere göre değil verdiğimiz hizmete emeğe ve özveriye göre eşit işe eşit ve emekliliğe yansıyan tek kalemde ödeme istiyoruz. ASM’lerden omuz omuza türlü imkansızlıklarla mücadele ettiğimiz ekip arkadaşlarımızla farklı ücretler ödeyerek iş barışımızı bozmanıza müsaade etmiyoruz. Bakanlığa sesleniyoruz para ile terbiye edemezsiniz sadaka değil hakkımızı istiyoruz.
Aşı depoları boş: Yoksulluk sınırı altında kalan bir ödemeyi hak etmiyoruz. Sağlık çalışanından her konuda yetinmesi, yetirmesi beklenmektedir. Biz artık yetinemiyoruz. Biz artık yetiremiyoruz. Bu ülkede yıllardır aile planlaması malzemesi temin edilememektedir. Doğum kontrol hapı yok, aylık iğne yok, üç aylık iğne yok, kondom yok. Buna rağmen bizlere baskı yaparak, tutanak tutarak, 15-49 yaş kadın izlemi yapılması istenmektedir. Aylardır aşı dolaplarımız boş, aşımız yok. Bakanlık aylardır aşı temini be lojistiğini sağlayamamaktadır. Hastalarımızın menfaatini düşünen bizler, performans kaygısı gütmeden, tane hesabı verilen aşıları önce en gerekli gördüğümüze uygulama yönünde inisiyatif kullanmak zorunda bırakılmaktayız. Aşıyı temin edemeyenler, lojistiğini de sağlamayıp tane hesabı verdikleri aşıyı görev yerlerimizi bırakıp gidip bizim almamızı talep etmektedir. Yaşadığımız bunca eksikliğe ve aksaklığa rağmen şifa veren eller olmaya yılmaz bir gayret ile devam etmekteyiz. Bu kadar iş yükünün altında, imkansızlıklarla çalışan bizleri bir de maddi zorluklarla karşı karşıya bırakmaktasınız.
Çok yorulduk: Pandemi döneminde ‘hakkınız ödenmez ödenmez’ dediniz. Ve bugün de yaşadığımız gibi, hala ödemediniz. Olan maaşımıza da göz dikip, türlü kalemlerle, formüllerle maaşımızı kestiniz. Olmayan aşı yapamadığımız için savunma vermekten yorulduk. Olmayan malzemeyle aile planlaması hizmete vermeye çabalamaktan yorulduk. Bulunamayan randevu ile kanser taraması yapmaya çalışmaktan yorulduk. Biz artık çok yorulduk. Şimdi hemşire ve ebeler olarak soruyoruz. Artık sesimizi duyuyor musunuz? Bugün burada hemşire, ebe ve hekim el ele Bakan Memişoğlu nerede?