Pressan’da düşük ücret dayatmasına, mobbinge, kölelik şartlarına karşı mücadele eden Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesi 2 işçi işten çıkartılmıştı. İşçilerin direnişleri fabrika önünde 36. gününde devam ediyor. Geçtiğimiz hafta ise Pressan patronu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile işbirliği içinde fabrikada sendika yetkisini Türk Metal’e verdi.
Direnişlerinin 32. gününde Pressan işçileriyle fabrikadaki örgütlenme süreçlerini, direnişin geldiği aşamayı ve patronların saldırı sürecini konuştuk.
Direnişteyiz: Sendikal örgütlenme sürecini kısaca anlatabilir misiniz?
Selçuk Çelik: Pressan fabrikasında sendikal süreç, ocak ayındaki zamlar doğrultusunda talepler oluşturularak başladı. İşçi arkadaşlarımız tarafından temsilci olarak seçildim ve bu doğrultuda yöneticiler ile temasa geçtim. Yöneticiler dalga geçercesine Pressan’ın durumundan bahsettiler. Biz de patronun sendika üyesi olduğunu, bizim de yasal haklarımızı kazanmamız için sendika üyesi olmamız gerektiğini düşünüp faaliyetlere başladık. Ana komitemizi kurduktan sonra sendika üyeliklerimizi devam ettirdik. Üyeliklerin devam etmesi sebebiyle bazı yüksek yerlere telefonlar açıldı. Örgütlenme faaliyetlerini devam ettirdiğimizden dolayı 19 Mayıs günü bizlere telefon açılarak resmi tatilde işlerimize son verdiklerini söylediler. Biz de bu doğrultuda mücadeleyi seçtik, 32 gündür fabrikamız önünde mücadelemize devam ediyoruz.
Direnişteyiz: Direnişin geldiği aşamayı ve patronların saldırı sürecini anlatabilir misiniz?
Selçuk Çelik: Bir gün bize provakasyon amaçlı patron etrafında yaklaşık 15 kişiyi toplayıp bizi ihanetle suçladılar, bize yönelik farklı farklı tutumlarla provokasyon girişiminde bulundular. Ama işçiler ahlakım doğrultusunda nasıl ilerlediğimi, nasıl bir doğrultuda orada olduğumu mücadele ettiğimi çok iyi biliyorlar. Bu açıdan içerideki arkadaşlarımızla beraber dışarıdan bizim de seslenişlerimizle provakasyonu deldik. Patron bu girişimle kendi ayağına sıkmış oldu, bu eğilim tutmayınca farklı hamlelerde bulundu.
Çalışma Bakanlığı’na gitmek hamlelerin en sonuncusu oldu, bakanlık da burada suç işliyor. Çalışma Bakanlığı Tomis için diyor ki; “İşi kitabına göre uyduruyorlar, yasal olarak ilerliyorlar ancak Türk Metal’i devreye sokarak takviye yapabilirsiniz.” Ve bugün geldiğimiz noktada işçilerin e-devlet şifrelerini alarak, baskılarla zorbalıkla Türk-Metal’e üye yapıyorlar. Biz de zorla Türk Metal’e üye yapılan arkadaşlarımıza baskıların, zorlukların olabileceğini fakat üyeliklerini iptal etmeleri gerektiğini söyledik. Çünkü Türk Metal çetesinin sarı sendikal tutumunu biliyoruz, otel zincirlerinin olduğunu biliyoruz, çeteci bir yaklaşımları olduğunu biliyoruz. Bu sebeple içerideki temsilci arkadaşlarımız, üyelerimiz; dışarıda bizler sarı sendika Türk Metal’e karşı mücadelemizi devam ettiriyoruz.
Direnişteyiz: Direnişi ve örgütlenme sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Selçuk Çelik: 32 gündür burada mücadelemizi sürdürüyoruz, çalışmalarımız var faaliyetlerimiz var. Senelerdir buradaki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Yalnız, zamanında yaşadıkları sorunlarla alakalı sendikaya bakış açıları ve tabi böyle tedbirleri olan bir yerde örgütlenme çalışmaları yavaş işlemekte. Örgütsüz bir yeri örgütlemek daha kolay gibi geliyor ama sonuçta sendika görmüş insanlar var ve sendikadan aldığı olumsuz şeylerden kaynaklı geri adımları oldu. Ama bizim ilerlediğimiz yoldaki bu mücadelemizi gördükçe daha çok inanıyorlar, daha çok güveniyorlar. Bu süreçte de bugün patronun son yaptığı hamleyi de deleceğiz. Çünkü Türk Metal’in tutumu her yerde herkes tarafından biliniyor. Biz bu çeteci tutuma karşı da her şekilde mücadele edeceğiz burayı boş bırakmayacağız. Direnişimiz devam edecektir.
Direnişteyiz: Son olarak, bildiğiniz üzere çoğu yerde işçilerin işçi direnişleri sürüyor. Bu direnişlere mesajınız nedir?
Selçuk Çelik: Ekonomik durumdan ve alım gücünün düşmesinden dolayı insanlar bıkkınlık ve sıkılganlık içinde. Artık bu sömürüye dayanamıyorlar, bu koşulları kabul etmiyorlar. Bundan dolayı yurdun dört bir yanından direniş haberlerini alıyoruz ve direnişlerini, onurlu duruşlarını selamlıyoruz. Biz de bu sömürücü tutuma karşı, artık dur demek için tüm işçilere birleşmenin, dayanışmanın tek çare olduğunu söylüyoruz. Tüm işçileri birleşmeye, dayanışmaya çağırıyoruz. Birleşe birleşe kazanacağız mesajını bir kez daha veriyoruz ve herkesi Türkiye’nin dört bir yanındaki direnişlere dayanışmalara davet ediyoruz.