Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı ile kardeşi Mertcan Avcı’nın yargılandığı davada, Mertcan Avcı tahliye edildi. Duruşma 26 Nisan tarihine ertelendi.
Muğla’nın Ula ilçesinde 16 Temmuz 2020 tarihinde kaybolan ve 21 Temmuz’da Menteşe ilçesinde cenazesi bulunan 26 yaşındaki Pınar Gültekin’i öldüren Cemal Metin Avcı ve ona yardım eden kardeşi Mertcan Avcı’nın yargılandığı davanın üçüncü duruşması Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesi Muğla Barosu’na üye kadın avukatlar, Bodrum Kadın Platformu, Muğla Üniversitesi Genç kadınlar, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muğla İl Örgütü, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) temsilcileri ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Kadın Kolları’nın yanı sıra çok sayıda kadın aktivist adliye önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
Duruşmaya sanık Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mertcan Avcı SEGBİS ile katılırken, Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, annesi Şefika Gültekin, avukatları Rezan Epözdemir ve sanık avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmayı açan Mahkeme heyeti, Gültekin ailesinin geçen celsede yaptığı reddi hâkim talebinin kabul edilmediğini belirtti. Karara tepki gösteren avukat Epözdemir, “Mahkemenin adil olduğunu düşünmüyoruz” dedi. Ardından Gültekin’in ölüm zamanı ve nedeniyle ilgili Adli Tıp Genel Kurumu’ndan gelen rapor okundu. Ardından tanıklar dinlendi.
‘Cemal’in öldürmüş olabileceğini düşündüm’
Sanık Cemal Metin Avcı’nın eski eşi Eda Avcı’nın tanık olarak dinlendiği mahkemede, “Olaydan sonra gittiğim bağ evinde farklılıklar olduğunu gördüm. Ancak konuyu herkes gibi öğrendim. Salı sabahı komutan, kayınpederimi aradı ve Cemal’in cinayet işlediğini öğrendik. Pazartesi günü Cemal’in Akyaka’da olduğunu öğrendim. Sonrasında da avukatı, bana ‘kızla ilişkisi’ olduğunu söyledi. Bunu duyunca şoke oldum. ‘Yaptıysa’ böyle bir şeyi yaylada yapabileceğini düşündüm. Çünkü oraya sık giderdi. Ben de oraya, giderek görmek istedim. Gittiğimde de büyük bir temizlik yapılmıştı ve halılar yerlerdeydi. Bıraktığım gibi değildi. O sırada Mertcan Avcı, iş yerindeydi. Olayı duyduktan sonra önce yaylaya, ardından kayınpederimin evine geçtik. Gece geç saatlerde Mertcan geldi ve ona böyle bir şeyin olup olamayacağını sordum. O da böyle bir şeyin olamayacağını söyledi” dedi.Gültekin ailesinin avukatı Epözdemir’in “Neden bağ evine gittiniz?” sorusu üzerine Eda Avcı, “Her hafta sonumuzu pandemi sebebiyle bağ evinde geçiriyorduk. Sosyal medyadan rahmetli kızın, fotoğrafları sürekli paylaşılıyordu. Cemal’in de ilişkisi olduğunu öğrendiğimde kız kayıptı ve Cemal’in öldürmüş olabileceğini, bunu da yaptıysa bağ evinde yapmış olacağını düşündüm. O sebeple de oraya gittim. Aldatılan kişi, ben olduğum için görmek istedim. Cemal oraya sürekli gidiyordu. Cemal, normalde çok sakin bir insandı. Ancak daha da içine kapanmıştı. 4 gün boyunca yemek yemedi. ‘Neyi olduğunu’ sorduğumda ‘bir şey olmadığını’ söyledi. Ama hareketleri durgundu” diye belirtti.
Mahkemede Cemal Metin Avcı’nın tanıklarının arasında bulunan Arda Abuleyla’nın ifadesine Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin itiraz edince salonda gerginlik yaşandı. Tanık Abuleyla’nın ifadesinde esnasında Gültekin annesi, sanık avukatına seslenince mahkeme başkanı dışarıya çıkarılmasını istedi. Kısa bir aranın ardından mahkeme heyeti, tutuklu sanık Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk halinin devamına, kardeşi Mertcan Avcı’nın ise imza atma yükümlülüğü ve yurt dışı çıkış yasağıyla birlikte tahliyesine karar vererek, duruşmayı 26 Nisan tarihine erteledi.
‘Adalet ölmüştür’
Duruşma sonrası açıklamada bulunan Gültekin ailesinin avukatı Epözdemir, şunları söyledi: “Eğer bir hukuk reformu olacaksa bu Muğla Adliyesi’nde başlamalı çünkü bugün geçerken adalet ölmüştür. Mağdure diri diri yakılıp üstüne beton dökülürken Mertcan Avcı yerine gidiyor ve soruyor bu koku nedir diye soruyor. Abisi kokoreç diyor ve mahkeme buna itibar ediyor. Bilirkişi raporunun fizik veya kimya mühendislerince değil, polis memuru tarafından düzenleniyor. Yeniden bir keşif yapılması ve bilirkişi raporunun mühendislerce yazılmasını talep ediyoruz. Geçtiğimiz celselerde ABD’ye yazılan müzekkerenin davaya bir şey katmayacak, Mertcan Avcı’nın da delileri yakmaktan değil cinayetle bağlantılı olduğunu düşünüyoruz.
‘Bu ülkede yaşamanın bir anlamı kalmadı’
Mertcan Avcı’nın tahliye edilmesine tepki gösteren Sıddık Gültekin, “Biz çok şaşkınız ve özgünüz biz reddi hakim talebinde bulunduk ama talebimiz kabul edilmedi. Bu katilin kardeşi tahliye oldu. Ben buradan Cumhurbaşkanına sesleniyorum. Eğer bir yargı reformu olacaksa gerçekten ilk önce Muğla Adliyesi’nde başlasın. Söyleyecek bulamıyorum. Eğer biz bu ülkede yargıya güvenemiyorsak bu ülkede yaşamanın da bir anlamı kalmadı. Allaha havale ediyoruz” dedi.