İşçi Gazetesi, Zeytinburnu’da deri işkolunda çalışan bir işçinin yaşadığı sürece ilişkin değerlendirmelerini sayfasına taşıdı. Sermaye sahiplerinin “virüsü de fırsata çevirdiklerini” kaydeden sınıfdaşımızın yazısının tamamı şöyle:
‘PATRONLAR VİRÜSÜ DE FIRSATA ÇEVİRDİ’
Tüm dünyada yaşanan ve ülkemizde de görülmeye başlayan koronavirüs vakalarından sonra hükümet bazı önlemler aldı. 1400 odalı sarayında yaşayan başkan Erdoğan 3 hafta evinizden çıkmayın dedi ve bu söylemden hemen ertesi günü çalıştığım firma ücretsiz izne gönderdi.
Ben bir deri işçisiyim. Patronlar virüsü de fırsata çevirmeyi bildiler. Ne de olsa arkalarında başkan Erdoğan var. Onlar devletten her türlü desteği alıyorlar. Peki ben ve biz işçiler bu üç hafta evde nasıl duracağız? Para yoksa, ücretsiz izin varsa, mesela temizlik maddelerini nasıl alacağız? Temel gıda ürünlerini nasıl alacağız? Doğal gaz, elektirik, internet ve telofon faturalarını nasıl ödeyeceğiz? Sonuçta kimse, “fatura ödemeyin, bu ay bizden” demiyor.
Peki biz işçiler bu ücretsiz izin dayatmaları karşında ne yapabiliyoruz?
Hiç! Çünkü örgütlü değiliz. Sendikalar, zaten işçiyle alakası yok. Çıkıp birkaç laf söyleyip 5 yıldızlı konforlu sendikalarına geri dönüyorlar.
Dün internette bir ünlü manken, ‘evde neler yaparız’ diye bir video paylaşmış. Yakmış şömineyi, almış eline kahvesini, büyük ihtimalle buzdolabı ağzına kadar tıkabasa doludur; okunacak kitap ve izlenecek film paylaşıyor.
Boşuna demiyorlar, “tok açın halinden ne anlar” diye…
Peki, bu günler elbette geçecek; biz işçiler için biraz zor geçecek ama sonuçta bitecek bugünler. İşte bundan sonra yapılması gereken, biz işçilerin bizi ücretsiz izne gönderen iş yerlerine geri dönmememiz lazım. Bize acımayanlara bizde acımasız olmamız lazım.
Ülke olarak bütün işçilerin genel greve gitmesi gerekiyor, başka kurtuluş yolu yok.
İşçi Gazetesi / 23 Mart 2020
Peki biz işçiler bu ücretsiz izin dayatmaları karşında ne yapabiliyoruz?
Hiç! Çünkü örgütlü değiliz. Sendikalar, zaten işçiyle alakası yok. Çıkıp birkaç laf söyleyip 5 yıldızlı konforlu sendikalarına geri dönüyorlar.
Dün internette bir ünlü manken, ‘evde neler yaparız’ diye bir video paylaşmış. Yakmış şömineyi, almış eline kahvesini, büyük ihtimalle buzdolabı ağzına kadar tıkabasa doludur; okunacak kitap ve izlenecek film paylaşıyor.
Boşuna demiyorlar, “tok açın halinden ne anlar” diye…
Peki, bu günler elbette geçecek; biz işçiler için biraz zor geçecek ama sonuçta bitecek bugünler. İşte bundan sonra yapılması gereken, biz işçilerin bizi ücretsiz izne gönderen iş yerlerine geri dönmememiz lazım. Bize acımayanlara bizde acımasız olmamız lazım.
Ülke olarak bütün işçilerin genel greve gitmesi gerekiyor, başka kurtuluş yolu yok.
İşçi Gazetesi / 23 Mart 2020
