Paris bugün ‘Sarı Yelekleri’ beklerken, çoğunu artık buralı arkadaşlardan devşirdiğim, Paris notları…
Hükümet geri adım attı. Başbakan mecliste altı aylığına erteleme kararlarını savunurken, saray 2019 için iptal ettiğini açıkladı. Bu şekilde Paris’i sarartan ‘Gilets Jaunes- Sarı Yelekleri’ durdurmaya, en azından onlara olan geniş desteği azaltmaya çalışıyor. Bazı kamuoyu yoklamalarına göre zammın geri alınmasıyla bu destekte biraz bir düşüş olduğu söyleniyor ama yüzde 70 altına düştüğünü kimse söylemiyor diyebiliriz. Yani destek hâlâ çok yüksek.
Ancak dünyada mazotun benzinden pahalı olduğu tek ülke Fransa olmuştu sanırım.
Halkın sabrını taşıran son damla, mazot zammı geri alınırken, öte yandan, şiddet kullanan göstericilere sert önlemler alındığı, iktidarın çeşitli organları tarafından sık sık dile getiriliyor. ’89 bin güvenlik görevlisi bugün işinin başında.’ ‘Jandarma 12 zırhlı araçla Paris’te olacak’ gibi açıklamalar yapılırken aynı zamanda eğitimde yapılan değişikliklere karşı çıkan lise öğrencilerine yönelik, önceki gün toplu gözaltılar yapıldı. Her ne kadar öğrenciler dün serbest bırakılsa da açıklamalar peşi sıra devam ediyor.
Buna karşı ‘Sarı Yelekler’ resmi! Facebook sayfalarında eylemlerine ‘kuşkusuz’ devam edeceklerini açıkladılar. İçişleri bakanının “Bizi devirmeye çalışıyorlar” açıklamasına karşı ‘Sarı Yelekler’, “Hükümet bizi devirmeye çalışıyor” diye cevap verdiler. Daha doğrusu Fransızca bir söz oyunuyla “Hükümet bizi tepeüstü yapmaya çalışıyor” gibi bir manaya geliyordu bu.
‘Sarı Yelekler’, önce kendiliğinden, ardından sekiz kişilik bir ulusal komite ile yine ‘lidersiz’ kendilerini anlatmaya çalışırken, dün itibariyle ilk defa bu komitenin içinden bir sözcü (başkan) belirlediler. Adı Kamel Amriou olan bu sözcü, daha önce ulusal komitenin içindeydi ama bundan önce neredeyse hiç bilinen biri değil. Bir arkadaş “Google’da search yaptım hiçbir şey çıkmıyor” diyordu. Bir de sekiz kişinin içinde öne çıkan herkes tarafından yakışıklı bulunan 33 yaşında bir kamyoncu var. Çevre bakanı ile falan o görüştü. “Sarayın önüne gelirsek neden içeri girmeyelim” diyen de oydu.
Bu belirlenmiş ‘sözcü’ olsa da yine hâlâ ‘barikatlar’ın aldığı kararlar geçerli görünüyor. Geçen hafta televizyona çıkan bütün politikacılar, uzmanlar birbirlerine kaç ‘Rond Point’ yani ‘döner kavşak’ ziyaret ettiğini soruyor ve ne kadar çok ziyaret etmişlerse o kadar halkın içinde olduklarını kanıtlamaya çalışıyorlardı. Yani sözcü, Kamel Amriou, şu anda ‘döner kavşak’ların sözcüsü.
Fransa’nın toplumsal belleği yine devrede çünkü 1500 yılından beri birçok isyanla kendilerine üstlerine yüklenen birçok vergiyi geri aldıran Fransa halkı, şimdi bir zammı daha geri aldırdı ama her şey daha yeni başlıyor gibi.
Bazı büyük yayın organlarının ‘askeri darbe olabilir’ ya da ‘yeni bir 1789 Devrimi mi’ gibi yorumları, bana, henüz, yeni yürümeye başladığım Paris sokakları için çok abartılı geliyor ama bakalım Paris, Fransa ne diyecek?
‘Şanzelize esnafı da dün geceden itibaren önlemlerini almaya başladı. Dükkanların ön cephelerine büyük suntalar çakılarak vitrinleri kapatılıyor. Gösteriler bundan sonra ne getirir, bilemiyorum ama dün gece işsizliğe biraz çözüm getirdi çünkü onlarca işçi dün gece Şanzelize’nin büyük, ünlü mağazalarının önüne sunta plakalar çakma işinde çalışıyordu.
Birçok dükkan, özellikle küçük yerler, bu bana pek manalı gelmeyen ‘sunta önlemi’ni almamışlardı. Bir kafe sahibi kendisiyle yapılan röportajda, “Siz dükkanınızın önüne barikat kurmayacak mısınız” sorusuna “Ben ne kuracağım. Macron kendi önüne barikat kursun, gösteriler ona karşı” diye cevap verdiğini anlatıyordu.
Bugün göstericilerin hattı üzerindeki meclis binası da galiba benzer ‘sunta’ önlemi almış. Bütün meclis binası yüksek sunta bariyerlerle çevrilmiş durumda ve ilginç olan benim tam ‘Fransız’ bulduğum şey, meclis binasını çeviren bu sunta bariyelerin resimli olması. ‘Arp çalan Romalı kadın’ gibi bu resimler insanın aklına “Ne zaman sunta barikat yaptın, ne zaman üstüne resim yaptın? Yarın kaldırmayacak mısın, niye yaptın?” ya da üstünde bu resimler olunca onu kırmaya çalışanlar aynı zamanda ‘sanat’ düşmanı mı olacak gibi çılgın sorular getiriyor.
Gösteriler şimdiden ekonomiyi de canlandırmış durumda yani ‘Sarı Yelekler’den sonra ‘sunta’ satışları da oldukça artmış olmalı.
Bundan önce göstericilerinin hedefinin ‘Şanzelize’ olması da kendilerini doğrudan anlatan bir şey aslında. Daha önce hiçbir gösteri burada yapılmıyorken, ‘Sarı Yelekler’in en çok dikkat çeken eylemlerinin bu ‘Sosyete caddesi’nde gerçekleşmesi, 1848 devrimcilerinin birbirinden habersiz saat kulelerine ateş etmeleri gibi bir şey değil mi?
Anlatmaya devam edeceğiz Paris sokaklarından….
8 Aralık 2018