“Biz bu baskıları ancak daha fazla direnişle yıkacağımızı biliyoruz.” diyerek mücadeleyi yükselten Özgür Lise tüm lise öğrencilerini sosyalizm yolunda örgütlenmeye çağırıyor.
Devrim ve sosyalizm mücadelesini liselerde yükselten Özgür Lise ile gündem hakkında konuştuk. Son dönemde öne çıkardıkları “Kaçacakları delik kalmayacak bir o saraylarını yıkınca”, “Asıl sorun paranın olmaması değil para diye bir şeyin var olması”, “Sevgi zincirle yaşanmaz “iyi” aile yoktur”, “Yaşadığımız simülasyon değil kapitalizm. Tek çıkış için Özgür Lise’ye katıl” sloganları hakkında sohbet ettik.
Özgür Lise’nin son sayısını buradan okuyabilir, Twitter ve Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz.
Lise öğrencilerinin gündemleri neler, liselerde neler konuşuluyor?
Bugün lise öğrencileri her gün daha da derinleşen ekonomik kriz ve burjuva eğitim sisteminin sonuçlarıyla boğuşuyorlar. Biraz detaylandıracak olursak pandemi dönemi ya tam liseye geçiş evresinde ya da liseye yeni başladığımız dönemde yakaladı bizleri. Pandemide sosyal medya dışında herhangi bir sosyalleşme ortamının olmaması söz konusuydu. Devamında derinleşen ekonomik krizle bugün de sosyalleşebilecek ortamları bir bir elimizden alınıyor.
Parası olmadığı için arkadaşlarınla bir çay kahve içmeye dahi gidilemiyor. Zaten konserler, festivaller de devlet tarafından yasaklanıyor. Bu ekonomik krizden payını alan işçi aileler ise daha fazla kısıtlama ve baskıyla bu cenderenin içinden çıkmaya çalışıyor. Bütün bunlar liselilerin öfkesini günden güne arttırıyor.
Okullarda yönetimin baskıları devam ediyor, örnek verecek olursak; okula girer girmez telefonlarımız alınıyor, kılık kıyafet tek tipleştiriliyor, kadın öğrencilerin eteklerinden saçlarına her şey sorun haline getiriliyor. Aslında cezaevinden farksız, tamamen okul yönetiminin baskısı altına alınıyoruz. Bütün bunlarla birlikte bizleri bekleyenin geleceksizlik, işsizlik olması liselilerin üzerindeki stresi gün geçtikçe arttırıyor. Bütün bunlara çözüm olabilecek bir arayışın arttığından söz edebiliriz.
Ülkemizde bir yandan derinleşen ekonomik kriz bir yandan da siyasal kriz mevcut. Bir yandan devlet tüm gücüyle direnişleri, sesi çıkanlarını bastırmakta. Bir yandan da “Seçimi bekleyin” diyerek kitleyi evde tutmaya çalışanlar var. Özgür Lise olarak içinde bulunduğumuz süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu tablodan çıkış yolu nedir?
Kapitalist emperyalist sistem daha fazla kar uğruna bu krizleri derinleştirmeye devam ediyor. Biz liselilere var olan bu krizlerde 2 seçenek varmış gibi gösteriliyor biri “kötü olabilir elinizde olana şükredin” diğeri ise “ evet durumlar kötü sakın ha sokağa çıkmayın seçime kadar sabredin seçimden sonra düzelecek”. Biz var olan problemlerin bu sistemde iktidarda olan partiyle veya muhalefetle ilgili olmadığını biliyoruz.
Krizler kapitalizmin krizleridir bu yüzden hiçbir burjuva ideoloji ile düzelemez yok olamaz. Bugün tek çıkış yolu örgütlü bir biçimde sosyalizm mücadelesini büyütmektir. Öğrenciler olarak ne yapabilir sorusunu çevremizden çokça duyuyoruz ve bu topraklarda öğrenci hareketinin tarihini hatırlatıyoruz her seferinde. Daha yeni İran’da süren direnişlerde liselilerin nasıl sokaklara döküldüklerini dersleri boykot ettiklerini gördük. Biz de diyoruz ki; GENÇLİK GELECEK GELECEK SOSYALİZM!
Başta işçi sınıfı olmak üzere dünyada ve ülkemizde kadınların, öğrencilerin, halkların yükselen direnişini görüyoruz. Sistemin tüm baskılarına rağmen gelişen direniş dalgasını Özgür Lise olarak nasıl yorumluyorsunuz?
Krizler ve sunulan saçma çözüm önerileri hem biz liselileri hem de tüm halkları öfkelendirmeye devam ediyor. Burada insanca onurlu bir yaşamın direnişten geçtiğini görenler başka hiçbir şeyin çözüm olmadığını öğreniyor. Her direnişten bir şey daha öğreniyoruz her direnişte bir kazanım daha elde ediyoruz. Kadınlar olarak Taksim’de yıktığımız barikatlardan güç alıyoruz, İran’da direnen, mollaların sarıklarını düşüren kadınlardan güç alıyoruz, üniversite öğrencilerinin binler olup kayyumlara karşı 2 yıldır süren direnişinden gücümüzü alıyoruz, işçilerin fabrikalarda işleri durdurup haklarının verilmesi için fabrikayı işgal edişlerinden gücümüzü alıyoruz. Direnişler arttıkça tekelci polis devletinin baskıları da artmaya devam ediyor ama biz bu baskıları ancak daha fazla direnişle yıkacağımızı biliyoruz.
Son zamanlarda kullandığınız 4 tane sloganınız var: “Kaçacakları delik kalmayacak bir o saraylarını yıkınca”, “Asıl sorun paranın olmaması değil para diye bir şeyin var olması”, “Sevgi zincirle yaşanmaz “iyi” aile yoktur”, “Yaşadığımız simülasyon değil kapitalizm. Tek çıkış için Özgür Lise’ye katıl”.
Bu sloganlarla anlatmak istedikleriniz nedir?
“Asıl sorun paranın olmaması değil para diye bir şeyin var olması” sloganıyla başlayacak olursak; bugün 7den 77e herkesin ezberlediği cümle “paramız yok”. Markete gidiyorsun raflara bir bakıyorsun ve yüzüne çarpan “para yok”, bir kafeye gidiyorsun arkadaşınla menüye bir bakıyorsun ve ilk akla gelen “para yok.” Sevdiğin bir sanatçının konseri var -yasaklanmayan nadir bir an bulmuşsun- bilet fiyatına bakıyorsun ve cüzdanından bir ses yükseliyor “para yok.”
Biz biliyoruz ki bugün piyasada trilyonlarca dolar/euro/tl vs. var. Ama bundan bizim payımıza düşen en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamıyor. O zaman aklımızın arkasında dönen, her saniye yüzümüze çarpan “paran yok” gerçeğinden sıyrılıp, bunca basılan paradan bize hiçbir şey düşmüyor aksine bu paralar birkaç zengin ailende toplanıyorsa eğer sorun aslında bizim paramızın olmayışında değil. Aslında sorun, para diye bir şeyin var olmasında… işte tüm bu gerçekliği ortaya koyabilmek, hayatı anlamlandırabilmek için Özgür Lise’nin 60. Sayısında Kapital Manga’dan para bölümünü dergimize ekledik. Buranın okunmasını şiddetle öneriyoruz!
“Sevgi zincirle yaşanmaz ‘iyi’ aile yoktur” sloganında ailelerimize nefret besliyormuşuz gibi anlaşılmasın, aksine aile ilişkilerini sorgulamayı hedefliyoruz bu sloganla. Ailenin baskısını üzerimizde hissettiğimiz en yoğun dönem belki de lise çağlarıdır. Ne zaman ailemizin isteklerinden farklı bir şey yapmak istesek, izin verilmiyor. Birçok arkadaşımız var ki eyleme gelmek isteyen, bir şeyler yapmanın ihtiyacını hisseden fakat en büyük engelleri aileleri.
Pek sık duyduğumuz bir cevap şu ki “ailem izin vermez”. İşte bu sloganla aslında aile denen kurumu sorgulamanın ve özgürleşebilmenin yolunu açmaya çalışıyoruz. Ailelerimizi seviyoruz fakat mülkiyet üzerine kurulmuş bir aile kurumu zincirlerle döşelidir ve hatırlatalım ki sevgi zincirle yaşanmaz. Gerçekten seviyorsanız eğer zincirleri kırmalı, örgütlenmeli ve ailelerinizi örgütlemelisiniz. Daha detaylı bir şekilde anlatısını Özgür Lise dergimizin 60. Sayısından bulabilirsiniz.
“Yaşadığımız simülasyon değil kapitalizm. Tek çıkış için Özgür Lise’ye katıl” Twitter’da ya da başka bir sosyal medya kanalında mutlaka denk gelmişsinizdir, bugün yaşadıklarımıza bir simülasyon diyerek alışmaya çalışma hali var. Fiyatlar gün geçtikçe artıyor mu hemen cevap yetişiyor “simülasyon hata verdi”, konserler mi yasaklandı “simülasyonun zorluk seviyesi arttı” vs. vs. Şunu çok net söyleyebiliriz ki herkes ne yaşadığının farkında, tekrar tekrar anlatmaya gerek yok ama anlatılması gereken ise yaşadığımız şeyi anlamlandırmak.
İşte simülasyon diyerek belki de dalga geçerek var olan düzende hayatta kalmaya çalışmamalıyız çünkü bu bir simülasyon değil bu kapitalizm. Simülasyondan çıkınca oyun bitebilir o yüzden çıkmadan o evrende hayatta kalmaya çalışabilirsin ama bunun kapitalizm olduğunu kabul edersek mücadele etmemiz gerekir çünkü onurlu özgür bir yaşam ancak sosyalizm ile mümkün olabilir. İşte biz de bu noktada yaşadıklarımızı doğru tarif edelim ki neyle mücadele ettiğimiz ve yerine ne koyacağımız belli olsun. Buradan çıkış ise ancak Özgür Lise’ye katılarak, örgütlenerek, sosyalist devrimi yapmakla mümkün olacak.
Matrix’te Morpheus’un Neo’ya kırmızı ve mavi hap uzattığı sahneyi hatırlayalım;
“Mavi hapı alırsan, bu hikaye sona erer, yatağında uyanırsın ve istediğin her neyse ona inanırsın. Kırmızı hapı alırsan Harikalar Diyarı’nda kalırsın. Ben de sana tavşan deliğinin gittiği yerleri gösteririm. Unutma… Sana vadettiğim tek şey gerçek, fazlası değil…”
Kapitalizmi yıkmamayı seçersek, yaşadıklarımızı kabullenme yoluna gidersek aslında yaşadığımız bir hayat olmayacak çünkü adaletin, özgürlüğün olmadığı bir hayatta nefes alıp vermeye yaşamak denilemez. Ama çıkış için tek bir yol var biliyoruz o da düşlerimizdeki özgür dünyayı kurabilmek için sosyalist devrimi yapmak. Bütün sıra arkadaşlarımızı sosyalizm için Özgür Lise saflarına çağırıyoruz.
“Kaçacakları delik kalmayacak bir o saraylarını yıkınca” bu slogan ile hedefi net bir şekilde çizdiğimizi düşünüyoruz. Birçok yerde yaşadığımız sorunlardan bahsettik. Şimdi de bunun temelinde yatanı ve hedefimizi söylüyoruz. O sarayları yıkmadan, bizim için özgürlük yok biliyoruz. O saklandıkları sarayları yıkılınca kaçakları delik de kalmayacak bunu da hatırlatalım istiyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Özgürce, çıkar ilişkileri olmadan arkadaşlık kurabileceğimiz, sevebileceğimiz, hayallerimizi gerçekleştirebileceğimiz, sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya hayal ediyoruz. İşte bu hayale bütün sıra arkadaşlarımızı ortak etmek ve bu hayali gerçek kılmak istiyoruz. İnsanca bir yaşam için, ailemizi zincirsiz sevebilmek için, rekabetsiz arkadaşlıklar kurabilmek için, sevgilimizi özgürce sevebilmek için, özgür bilimsel eğitim için, dünyayı üretenler olarak yönetebilmek için sosyalizm yolunda herkesi Özgür Lise saflarına çağırıyoruz. Öfkeni isyana dönüştürmeye, Özgür Lise saflarında örgütlenmeye çağırıyoruz!