25 Ekim 2023’de Resmi Gazete’ de yayımlanarak onaylanan 2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre Maden arama faaliyetleri ‘kamu yararı’ kapsamına alınacağı ve madencilik faaliyetlerini kolaylaştırmak amacıyla ‘tek durak’ uygulamasına geçileceği açıklanmıştı. 2025-2027 Orta Vadeli Program’da (OVP) ise tek durak uygulamasının yanı sıra maden şirketlerinin birçok talebinin de yürürlüğe gireceği ortaya çıktı.
Dikkat çekici sözler
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Madencilik Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan, yaptığı açıklamada, tüm tabii kaynak yönetim sistemlerinin tek elden yönetilmesine yönelik maddenin hayata geçirilmesinin, sektörün en büyük beklentilerinden olduğunu ifade ederek, “Madencinin ruhsat alması yetmiyor, mülkiyet izinlerini alabilmesi için ilgisine göre orman, mera, hazine veya şahıstan izin alması gerekiyor. Çevresel Etki Değerlendirme sürecinde de birçok kurumdan görüş alınıyor ve süreç uzuyor. Tek elden bir yönetim sistemi geliştirilebilirse bütün bu sıkıntı ve zorluklar aşılmış olacak” sözleri dikkat çekti.
Şirketler halktan şikayetçi
Maden şirketleri sanki bütün ülkenin tapusunun kendilerine ait olduğu ve kiracılardan sıkıldıklarını ifade ediyormuşçasına hazineden (kamusal alanlar) veya tapusu yurttaşa ait mera ve diğer mülkiyetlerde madencilik için izin almak zorunda olmaktan bıktıklarını ve halkın malına hızla çökmek ve ÇED sürecinin hemen sonlanmasını sağlamak ve tüm süreçlerin tek elden yürütülmesini istedikleri anlaşılmakta.
Şirketler sınır tanımıyor
Kırşan, maden arama faaliyetlerinin ‘kamu yararına yapılan bir faaliyet’ olarak tanımlanması durumunda sektörde sıkça karşılaşılan ‘sorunların’ önünün kesileceğine işaret etmesi ise halkın malına çökmenin ve doğal yaşamın yerle bir edilmesini ortaya çıkaracak faaliyetlerin bir mihenk taşı gibi nitelemesi şirketlerin hiçbir sınır tanımadığının ve tanımayacaklarının açık göstergesi. Kırşan, “Özel sektör eliyle yapılmış madencilik faaliyeti kamu yararından çok, kar amacı güden bir faaliyet olarak kamuoyunda karşılık buluyor. Kamu yararı kavramı, yatırım güvencesini artıracak sürdürülebilir madencilik faaliyetinin güvencesi haline gelmiş olacak” sözleri ise kamuoyunda madenciliğin şirket çıkarlarını tarif ettiğinin doğru anlaşıldığını gösteriyor.
Kamu kim?
Şirketlerin çıkarlarının kamu yararı olarak nitelenmesi ise Türkiye’de mevcut iktidarın dillerin pelesenk ettikleri ‘kamu’ yararı anlayışıyla örtüşmekte. Hükümetin ve şirketlerin kamu yararı vurgusu ise halkın değil şirketlerin çıkarlarını tanımladığı açıklamalardan anlaşılabilmekte. Fransız Devrimi’nden beri soylular veya ruhban gibi üst sınıfların ve çıkar odaklarının faydası yerine, tüm halkın “ortak iyiliğine” işaret eden bir kavram olan kamu yararı, günümüzde şirket çıkarlarının kamu yani halkın ve dolayısıyla doğanın çıkarlarının karşısında bir kavrama dönüştürülmüş durumda.
Yağma hızlanacak
Kırşan, diğer yandan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün TVF’ye devrettiği 20’den fazla maden ruhsatına OVP’de özel önem yüklendiğine dikkati çekerek, “Ülkemizin cari açığının azalmasına yardımcı olacak şekilde bunların üretilmesine atıf yapılması da sektör açısından önemli bir yenilik olup OVP’de ilk defa kendine yer buldu” dedi. Kırşan’ın yaptığı açıklamaların tamamı halkın ve doğal yaşamın şirketlerin büyük saldırılarına açılma hazırlığının tamamlandığını ve kısa bir süreçte hızlı bir yağmanın ortaya çıkacağına işaret etmekte.
Yeni maden yasası kapıda!
AKP iktidarı 1985 tarihli maden kanununu kökten değiştirerek, maden arama faaliyetlerini ‘kamu yararı’ kapsamına almaya ve madencilik faaliyetlerini kolaylaştırmak için ‘tek durak’ uygulamasına geçme kararlılığını açıkça ortaya koymaktadır. 2024 yılı programında, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü iş birliği ile her bir maden grubunun özelliklerini ve ihtiyaçlarını gözetecek şekilde yeni bir maden kanunu hazırlanacaktır” ifadeleri ise meclisin açıklamasıyla birlikte TBMM’de maden yasa değişikliğine gidileceğini gösteriyor.
Madencilik 5 kat artacak
2024 yılı cumhurbaşkanlığı programı hakkında daha önce konuşmuş Türkiye İhracatçılar Meclis (TİM) Maden Sektör Kurulu ve İMİB Başkanı Rüstem Çetinkaya, “Eğer OVP’deki maddeler hayata geçirilirse, 6,5 milyar dolarlık ihracatımızı 30-40 milyar dolar seviyelerine çıkarabiliriz. Tek durak ofisle bürokrasi de azalacak. Madenci, arama ve işletme faaliyetleri için kapı kapı dolaşmayacak” ifadeleri maden şirketlerinin yapılan hazırlıklardan memnuniyetini ortaya koyarken, yeni maden kanunu çıkması halinde bugüne kadar gerçekleştirilen, orman ve mera alanlarındaki işgal kat be kat artacak ve maden faaliyetleri 5 kat genişleyecek.
2024 OVP programı
2024 yılı OVP’da madencilikle ilgili 5 madde yer almıştı. Bunlar; “Tüm tabii kaynak yönetim sistemlerinin birbiriyle uyumlu, tek elden yönetilmesi için gerekli düzenlemeler yapılacak. Madenler, uluslararası standartlarda aranarak ekonomiye kazandırılıp, sürdürülebilir madencilik politikaları yaygınlaştırılacak. Stratejik ve kritik minerallerin arama, üretim ve zenginleştirme çalışmaları artırılacak. Maden arama faaliyetleri mevzuatta kamu yararına faaliyet olarak tanımlanacak ve yatırım güvencesini artıracak yeni bir temel düzenleme hazırlanacak. Yerli kömür ve temiz kömür teknolojilerinin geliştirilmesi ile ekonomik değeri yüksek ürünler için Ar-Ge yapılacak.”
Maden Kanunu TBMM’ye geliyor
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığının hazırladıkları ve 2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanmıştı. Açıklanan OVP’de işçinin esnek çalışması sağlanıp, patron yararına güvenceli hale getirileceği ve kıdem tazminatının ancak emekli olunca hak kazanabileceği bir süreç ile birlikte mezarda emekliliği getirmeye hazırlanıldığı ortaya konmuştu. Diğer yandan başta enerji ve maden şirketlerini kamu eliyle besleyecek büyük paralar bütçe üzerinden organize edilirken, maden şirketlerinin yatırımları güvence altına alınıp, madencilik ‘kamu yararı’ kapsamına alınacağı bu programda da yer almıştı.
Bütçe için hazırlanan OVP’da ise madencilik sektörüne yönelik ‘Ödemeler Dengesi’ başlığı altında Politika ve Tedbirler ise şöyle sıralanmıştı; Tüm tabii kaynak yönetim sistemlerini tek elden yönetilmesine yönelik gerekli düzenlemeler yapılması, stratejik ve kritik minerallerin arama, üretim ve zenginleştirme çalışmalarının artırılması, maden arama faaliyetlerinde yatırım güvencesini artıracak düzenleme yapılması.” Ayrıca, madencilik sektöründe 2024 yılı 3. çeyreğine kadar düzenlenmesi hedeflenen ‘yeni kanun’ ve idari düzenlemeler kapsamında; Maden arama faaliyetleri mevzuatta kamu yararına faaliyet olarak tanımlanacak ve yatırım güvencesini artıracak yeni bir temel düzenleme hazırlanacağı yer alırken bu düzenleme 2024’ün 4. Çeyreğinde hayata geçirilecek