Babasından öğrendiği kilim dokumacılığını sürdüren Agit Geyik, çocukluğundan bu yana namazlık dokuyor. Sosyalist olduğunu ve orak çekiç baskılı yeleği üzerinden çıkarmayan Geyik, patronsuz atölyesinde herkesin ürettiği kadar kazandığını dile getirdi.
Batman’ın İpragaz Mahallesi’nde babasından öğrendiği mesleği sürdüren Agit Geyik (23) çocukluğundan bu yana seccade (namazlık) dokuyor. Tatvan yaylalarında koçerlik yapan ailesinin yerleşik hayata geçtiği Batman’daki gelir kapıları olan kilim dokuma tezgahında çalışan Geyik, imkansızlıklar nedeniyle okumayı da yarıda bırakmak zorunda kalmış. Küçük atölyesinde ailesini geçindirmeye başlayan Geyik, günde 12 saat dokuma tezgahının başında üstündeki orak çekiç yelek ile namazlık yapıyor.
‘SOSYALİST BİRİYİM’
Orak çekiç yeleğinin kendisi için özel bir anlamı olduğunu ifade eden Geyik, hikayesini kimse ile paylaşamayacağını, ancak orak çekiç felsefesi ile kendisini var ettiğini dile getirdi. Günde ortalama 100 namazlık yaptığını anlatan Geyik, “Burada geçirdiğiniz zaman önemli değil, ürettiğiniz kadar kazanıyorsunuz. Üç dokuma tezgahı burada var. Birinde sürekli ben oluyorum. Diğer ikisinde bazen küçük kardeşim bazen de bir işçi duruyor. Bu atölyede patron bulunmuyor. Herkes burada işçi, ben de öyleyim. Ben sosyalist bir kişiyim. Ve bu atölye de o şekilde sosyalist bir üretim var. Kim ne kadar üretirse o kadar kazanıyor” dedi.
En fazla üç işçinin çalışabildiği küçük atölyede sadece namazlık yapılabildiğini belirten Geyik, “Gün içinde bu yelek sürekli üstümde, çünkü ben bir işçiyim. Burada başka yerde de çalışsam yine bu üstümde olacak. Orak çekiçli halimle namazlık ürettiğimi görenler bazen şaşırıyor. Kimsenin şaşırmasına gerek yok. Biz burada emeğimiz ile çalışıp kazanıyoruz. Dediğim gibi ben sosyalist biriyim ve o felsefe ile burada üretim yapıyoruz” diye konuştu.
‘DEVRİM İÇİN ÇALIŞMALIYIZ’
Haftanın her günü üretim yapmadıklarını ifade eden Geyik, şöyle devam etti: “Her gün çalışıyoruz. Ama Ekim devriminin yıl dönümünde, Newroz’da, özellikle de 1 Mayıs’ta kapalıyız. Çünkü burası sosyalist üretim mantığı bulunuyor. Belki şu an sosyalizmi kuramadık, ama mantığı ile biz çalışabiliriz felsefesiyle çalışıyoruz. 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı, mücadele günü; yani dayanışmanın günüdür. Biz de o gün alanlarda oluyoruz. Meydanlarda taleplerimizi dile getirip bir aradayız. O gün çalışmak olmaz, illa da çalışacaksak devrim için çalışmalıyız.”
‘9 TL’YE MAL OLUYOR 10 TL’YE SATIYORUZ’
Namazlık dokuma tercihine ilişkin de konuşan Geyik, şunları dile getirdi: “Bölgeye özel renkleri kullanıyoruz. Mavi ve beyaz renkler Şırnak tarafına satışını yapıyoruz. Kazanç kısmına gelince de ortalama ayda işçinin masrafı, ipliğin masrafı derken elimizde üç bin lira ya kalıyor ya da kalmıyor. İşçi burada ürettiği namazlık başına 1 TL kazanıyor. Onun yemek gibi giderlerini biz karşılıyoruz. İşçi ürettiği kadar kazanır. Bir namazlığın maliyeti 9 TL biz de 10 TL’ye satıyoruz. Hesap ortadadır. Burada herkes ürettiği kadar kazanıyor dememin de sebebi budur. Burada herkes emeği ile kazanır ama birileri gibi din tüccarlığı yaparak kazanmıyoruz. İnsanların dini duygularını sömürüp fabrikalarda milyonlar kazananlar veya iktidar sahipleri olanlar var. Ve işçiler de bunların yüzünden sömürülüyor” dedi.
‘İŞÇİLER O ZAMAN KAZANACAK’
Emek sömürüsünün günden güne arttığına dikkat çeken Geyik, “Orak çekiç bu dünyada iktidar olunca, yani işçiler iktidar olunca bu sömürü düzeni yok olacak. Sosyalistlerin din ile arasında düşmanlık yok. Bakın ben burada üretiyorum ve benim içimde bir düşmanlık yok. Mühim olan insanların kardeşçe bir arada sömürülmeden yaşamasıdır. Amaç para da kazanmak değil, sadece bir geçim derdi var. Bugün üstümüzde olan bu simgeler gün gelecek tüm işçilerin kalbinde olacak ve işçiler asıl o zaman kazanacak” diye konuştu.
MA / Metin Yoksu