Yeni eğitim ve öğretim yılının ilk ders zili bugün çaldı. Farklı halklardan milyonlarca çocuk, bu yılda anadilde eğitimden yoksun bir şekilde yeni eğitim ve öğretim yılını karşıladı. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Sekreteri Zülküf Güneş, yeni dönemin ciddi sorunlarla başladığını söyledi.
“Asimilasyon insanlık suçudur”
İktidarın anadilinde eğitim için adım atmak yerine “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile “ırkçı ve tekçi bir yapıyı” amaçladığını söyleyen Güneş, uluslararası sözleşmelerde anadilinde eğitimin hak olduğunu vurguladı. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’da yaşayan Türkler için anadilinde eğitimi savunmasını hatırlatan Güneş, “Asimilasyon bir insanlık suçudur’ söylemini biz de hatırlatıyoruz. Türkiye’de de bugün asimilasyon süreci var ve çocuklar kendi anadillerinde olmayan bir dille okula başlıyorlar. Çocuklar, farklı bir dille eğitime başlamalarından kaynaklı hem psikolojik hem akademik olarak geriden başlıyor. Okullarda seçmeli ders adı altında anadilinde eğitim verildiği iddia ediliyor. Ama halkın dili seçmeli olarak bu halka verilemez” dedi. Güneş, anadilde eğitimi savunduklarını vurgulayarak, bu talebin toplumun tüm kesimleri tarafından dillendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Yeni müfredat: İdeolojik ve politik metinler
Yürürlüğe giren yeni müfredata değinen Güneş, müfredatın yüzyıl öncesinin kodlarına göre hazırlandığını söyledi. Güneş, “Müfredatta kadını göremiyoruz, çoğulculuğu göremiyoruz, çok kültürlülüğü göremiyoruz, çocuğu göremiyoruz. Ne üzerinden kurgulanmış? Tekçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik, gericilik üzerinden kurgulanmış. Esasında bu müfredatlar ideolojik metinlerdir. Politik metinlerdir. Toplumun değişim dönüşümünü sağlamak üzerine hazırlanan metinlerdir” diye kaydetti.
Ailelelere “ÇEDES” çağrısı
Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile imzaladığı “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesiyle de anayasal suç işlendiğini söyleyen Güneş, “Aileler, çocuklarını hiçbir şekilde bu proje ve protokoller çerçevesinde yapılan etkinliklere katılmalarına izin vermesinler. Çünkü ne olduğu belirsiz yerlerde, kurumlarda çocuklarımız istismara uğrayabiliyor, şiddete uğrayabiliyor, canından olabiliyor. Yurtlarda çıkan yangınlarda, çocuklarınızı kaybettik” ifadelerini kullandı.
MESEM uyarısı
Mesleki Eğitim Merkezleri’nin (MESEM) durumunu da değerlendiren Güneş, bir yılda 12 çocuğun MESEM’lerde hayatını kaybettiğini vurguladı. MESEM’lerde eğitim gören öğrencilerin yaşının ortaokullara indirilmesinin sermayaye ucuz iş gücü sağlamak olduğunu ifade etti. Güneş, “Bugün parası olan nitelikli okullara gidip eğitim görsün, ama yoksul Anadolu çocukları da okuyorsa okusun, okumuyorsa gidip sermayeye ucuz iş gücü olsun’a kapı aralayan bir süreç” diye kaydetti.
Güneş, öğrencilerin toplu taşıma ve yemek haklarının ellerinden alındığını söyledi. Bir okul çantasının, en ucuz kırtasiye malzemeleriyle 6 bin 250 liraya mal olduğuna dikkati çeken Güneş, “Bütün çocukların bir öğün ücretsiz yemek ve sağlıklı içilebilir temiz suyla günü geçirmelerini istiyoruz. Eğitim Sen olarak laik, bilimsel, demokratik ve anadilinde eğitim için kararlılıkla mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.