Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı, Zonguldak’ta ruhsatsız işletilen bir maden ocağında kayıtsız ve güvencesiz çalıştırılıp katledilen Afganistanlı mülteci işçi Vezir Mohammad Nourtani’nin, 19 Şubat’ta Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşması görülecek.
Duruşmaya çağrı için İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan İnsan Hakları Derneği’nde (İHD) açıklama yapıldı. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Murad Mıhçı ile çok sayıda hak savunucusu katıldı.
“Patronu tarafından öldürülüp cesedi yakılan Vezir Mohammad Nourtani için adalet” pankartının açıldığı toplantıda, konuşan Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı üyesi Yıldız Önen, Nourtani’nin davasının mütalaasının açıklandığını ve “iş kazası” olarak tanımlandığını anımsattı. Yıldız Önen, “Mütalaada, halihazırda tutuklu bulunan kaçak maden ocağının sahipleri, eski MHP Gelik Belde Başkanı Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Sercan Kayabaş için ‘bilinçli taksirle öldürme’ suçundan iki yıldan altı yıla kadar, Nourtani’nin bedenini yakanlardan biri olan tutuklu sanık Ahmet Aydın ve Eray Demiro için ‘suç delillerini yok etme’ suçundan altı aydan beş yıla kadar, diğer bir suç ortağı olan, kömür ticareti işiyle uğraşan Alaattin Çayırlı için ise ‘bildirim yükümlülüğünün ihlali’ suçundan bir yıla kadar hapis ya da adli para cezası istenmiştir” dedi.
“Kabul etmiyoruz”
Nourtani’nin ölümünün “ırkçı bir iş cinayeti” sonucu meydana geldiğini vurgulayan Yıldız Önen, “Hiçbir işçi sağlığı ve güvenliği önlemini yerine getirmemek, işçileri sigortasız çalıştırmak, her tür denetimden kaçınmak üzere iktidarın da göz yummasıyla kaçak ocak işleten patronların, işçileri bizzat yakarak öldürse dahi cezalandırılmak istenmediği bu düzeni kabul etmiyoruz. Vezir Muhammed Nourtani’nin kaçak ocaklarda çalışmak zorunda kalan, patronlar tarafından ‘harcanabilir işçiler’ olarak görülen ve yaşamına kastedilen binlerce göçmenden biri olduğunu, patronların gözünde işçilerinin yaşamının kaçak madenlere kesilen para cezasından daha ucuz olduğunu, göçmen bir işçinin bedeninin yakılmasının hastaneye götürülmesinden daha kolay göründüğünü biliyoruz. Patronların cezasızlıkla ödüllendirilmek istendiği iş cinayetlerinden birini daha kabul etmiyoruz” diye belirtti.
Yıldız Önen, herkesi davanın takipçisi olmaya çağırdı.
Sahiplenme çağrısı
Ardından konuşan Mıhçı, davanın partiler üstü bir dava olduğunu belirterek, “İnsan haklarına saygısı olan her yapının, her kişinin ses vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Çarşamba günü görülecek olan karar davasında herkesin orada olmasını ve mahkeme önünde bir direnç sağlanmasını önemli buluyoruz. Biz örgütümüzle orada olacağız” diye konuştu.