Amed’in Rezan (Bağlar) İlçesi’ne bağlı Çûlî kırsal mahallesinde katledilen 8 yaşındaki Narin Güran için birçok kentte eylem yapıldı.
Urfa
Riha İl Kadın Platformu, Merkez Haliliye ilçesinde bulunan Topçu Meydanı’nda yapılan açıklamaya Riha Emek ve Demokrasi Platformu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Sevda Çelik Özbingöl, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), DEM Parti Riha il ve ilçe örgütü temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı. “Çocuklar için güvenli bir dünya Narin için adalet” yazılı pankartın taşındığı açıklamada konuşan Yaşam Evi Yöneticisi Sema Köroğlu, “Çocukları katledenler cezalandırılsaydı bugün Narin yaşıyor olacaktı. Engellenebilir her ölüm bir cinayettir. Çocukların korunması için var olan sözleşmeler uygulamalı. Katil zanlıları en yüksek cezalar ile cezalandırılmalı. Bunun için mücsdelemizi büyüteceğiz. Çocukların sesi olacağız” dedi.
Açıklama sonrası kitle oturma eylemi yaptı. Eylem, “Jin jîyan azadî” sloganları ile son buldu.
Batman
Êlih’te yürüyüş gerçekleştirilerek, açıklama yapıldı. Aralarında DEM Parti Êlih Milletvekilli Zeynep Oduncu, Êlih Belediye Eşbaşakanı Gülistan Sönük, Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi-TJA), Barış Anneleri Meclisi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Êlih il örgütleri, Êlih Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri ve çok sayıda yurttaş, Yılmaz Güney Parkı’nda bir araya geldi. “Destên xwe yên qirêj ji ser jiyana zarokan rakın/Kirli ellerinizi çocukların yaşamından çekin” pankartının açıldığı eylemde katledilen Narin Güran, Cemile Çağırga, Ceylan Önkol, Leyla Aydemir’in fotoğrafları taşındı.
Yoğun yağmura rağmen gerçekleştirilen açıklamada konuşan DEM Parti Êlih İl Eşbaşkanı Songül Korkmaz, ilk günden buyana olayın üstünün örtülmeye çalışıldığını belirterek, çocuk katillerinin peşini bırakmayacaklarını söyledi.
“Ensarioğlu’nun bildiklerini anlatması gerekiyor”
DEM Parti Êlih Milletvekili Zeynep Oduncu da “Tüm güvenlik önlemlerini aldığı köyde, 8 yaşındaki çocuk bulunamadı. Biz buna inanmıyoruz. Sistematik bir şekilde katledilen bir çocuktan bahsediyoruz. Daha öncede çocuklar ‘kayıp’ denilerek katledildi ve üstleri örtüldü. Bu katliamlar iktidarın cezasızlık politikasından kaynaklanıyor. Tecavüz, taciz, çocuk katileri yerine, düşüncesini dile getirenler tutuklanıyor. İktidar çocuklara yapılanları unutmamızı istiyor. Biz bunu unutmayacağız ve hesabını soracağız. Kadınların, çocukların, doğanın, canlının katledildiği bir düzene izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
AKP Milletvekilli Galip Ensarioğlu’nun sözlerini hatırlatan Oduncu, “Dün AKP Milletvekilli Galip Ensarioğlu ‘Bildiklerimiz var, aile tanıdık, susuyoruz’ diyor. 8 yaşındaki çocuk katledilip çuvala koyuluyorsa susamazsın. Narin davasında Ensarioğlu’nun bildiklerini anlatması gerekiyor. Savcıların ifadesine başvurması gerekir” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından, Yılmaz Güney Parkı’ndan Dört Yol Kavşağı’nda bulunan DEM Parti Êlih İl Örgütü binası önüne kadar yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüş boyunca “Katiller nerede, devlet niye susuyor?”, “Narin’e uzanan eller kırılsın”, “Jin, jiyan, azadî” ve “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganları atıldı.
Malatya
Malatya Demokratik Kadın Platformu, Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunmasının ardından Emeksiz Üst Kavşağında bir basın açıklaması düzenledi.
Çocukların karşı karşıya olduğu olası riskleri ve sorunları erken aşamada tespit edebilen ve önleyebilen bir sistemin henüz mevcut olmadığını dile getiren Seda Uçar, “İstismara uğrayan, kamuoyunda gündem olan, yaşam hakkı elinden alınan her çocuğun hikayesi, bize çocuk koruma sisteminin, çocuklara yönelik ve çocukları da ilgilendiren konulardaki politikaların eksiklerini, zayıflıklarını, yanlışlıklarını göstermekte, aynı zamanda çocukları koruyacak bir sistem için neler yapılması gerektiğini gösterdiğini tekrarlıyoruz” dedi.
Uçar, çocukların erken yaşlardan itibaren kreş eğitiminden mahrum bırakılmadığı, hane içerisinde yeterli beslenme, sağlıklı ve güvenli barınma haklarının sağlandığı, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalandığı bir sistemin inşa edilmesi gerekliliğinden bahsetti.
“Eğitim sistemindeki yanlışlıklar, çocukların geleceğine zarar veriyor”
Yoksulluk nedeniyle çocukların küçük yaşlardan itibaren güvencesiz iş kollarında çalışmak zorunda kalmalarının bedensel bütünlükleri açısından da büyük riskler taşıdığını söyleyen Uçar, “Eğitim sistemindeki yanlışlıklar çocukların geleceğine zarar vermektedir. Çocukların MESEM’lerde öğütülmesi engellenmeli, kontrol sisteminin bulunmadığı, eğitim pedagojisine uygun olmayan tarikat ve vakıflara bağlı eğitim kurumlarının kapatılması sağlanmalıdır. Madde kullanımı ve fuhuşun engellenmesi için her kim olursa olsun çıkar odakları ile gerçekçi mücadeleler edilmelidir”dedi.
Son olarak Uçar, “Biz Malatya Demokratik Kadın Platformu olarak örgütlü olduğumuz her alanda çocukların haklarının korunması, etkili- çocukları koruyan çocuk koruma politikalarının hayata geçirilmesi, hak temelli, adil ve gerçekliği olan bir ‘çocuk koruma sistemi’ inşa edilmesi için çocukların haklarını ihlal eden ve geleceklerini karartan politikaların değiştirilmesi için sorumluluk almaya, mücadele etmeye devam edeceğiz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
“Okulda olması gereken bu çocuğumuz şu anda toprak altında”
Açıklamanın ardından yeni eğitim-öğretim döneminin başlaması dolayısıyla konuşma yapan Eğitim-Sen Genel Mali Sekreteri Ramazan Gürbüz, “Bugün burada Narin çocuğumuzun tam da okulların açıldığı gün toprağa verilmesi hepimizin yüreklerini yaktı. Okulda olması gereken bu çocuğumuz şu anda toprak altında” dedi.
“Deprem bölgesinde illerde çocuklar, okulda temiz içme suyuna erişemiyor”
Eğitim Sen olarak deprem sonrası eğitim-öğretimin hangi durumda olduğunu tespit etmek açısından deprem bölgesindeki illere gittiklerini ve kendisinin de Malatya’ya geldiğini söyleyen Gürbüz, “Parasız, nitelikli eğitim hakkı ne yazık ki ortadan kaldırılmış, kamusal eğitim niteliksiz hale getirilmiş, kamusal eğitim tasfiye edilerek özel eğitimin önü açılmış. Aynı zamanda okullarımızda çocuklarımızın içeceği temiz su yok. Sayın bakanlık yetkililerine ve bürokratlarına binlerce kez söylememize karşın çocuklarımız okulda temiz içme suyuna erişemiyor. Bir başka konu olarak çocuklar okullara aç gidiyor, beslenme çantaları boş. Derin yoksulluk bu halkın çocuklarının okulda aç kalmasına neden oluyor” dedi.
Bu sorunlar karşısında yeterli bir mücadele sürdürülmediğinde çocukların yarın Narinler’e, MESEM’lerde çocuk işçilere, tarikatların yurtlarında yangınlarda kaybedilen çocuklar haline dönüşeceğini söyleyen Gürbüz, “Çocuklarımıza içme suyu, bir öğün yemek, servis sorunu, üniversite öğrencilerimizin barınma sorunu bunlar çözülmesi gereken kamusal haktır” dedi.
Elazığ
Diyarbakır’da 8 yaşında Narin Güran’ın ölümü üzerine Elazığ Kadın Platformu’nun çağrısıyla Hozat garajında basın açıklaması gerçekleştirildi.
Açıklamayı Elazığ Kadın Platformu adına okuyan Dilan Gültekin “Bu ülkede kötülük bir çocuğu öldürüp çuvala koyacak düzeye ulaştı” dedi.
Gültekin “Devlet, aile kutsaldır dedikçe kadınlar ölüyor, devlet aileyi korudukça çocuklar ölüyor. Narin’in ölümüne dair her süreci takip edeceğiz, gizlenen saklanan bir şey kalmamasını sağlayacağız” dedi. Narin Güran için bir araya gelen kitle sık sık “Narin için adalet” sloganları attı.
Mardin
Mêrdîn Emek ve Demokrasi Platformu, yürüyüş düzenledi. İnşaat Mühendisleri Odası Mêrdîn şube binası önünde toplanan kitle “Öfkeliyiz, Çocukları Etkin Koruyamayan Yetkililer, Narin’in Ölümünden Sorumludur” pankartı önünde Karayolları Parkı’na doğru yürüyüş gerçekleştirdi. DEM Parti milletvekilleri Kamuran Tanhan ve Beritan Güneş Altın’ın da katıldığı yürüyüşte Narin’in fotoğrafları taşınarak, adalet talepli dövizler taşındı. Kitle yürüyüş sırasında “Narin için adalet istifa et hükümet”, “Jin jiyan azadî” ve “Kuştina zarokan politîk e” sloganları atıldı. Vali Ozan Caddesi’ni trafiğe kapatarak yürüyüşünü gerçekleştiren kitle, Karayolları Parkı’na kadar yürüdü.
“İzlerin kaybolması mı beklendi?”
Açıklamayı yapan Sümeyye, “Titizlikle inceleniyor dedikleri soruşturma bu mudur? İlgili kurumlar, Narin’in 19 gün boyunca bu küçücük köyde bulanamamasının açıklamasını yapmak zorunda! 19 gün boyunca tüm bulguların izlerin kaybolmasını mı bekledi? Hızlıca yayın yasağı getirilerek kimler korunmak istendi? Çocukları ve kadınları korumayan Aile ve sosyal bakanlığı bu süreç içerisinde ne yaptı” diye sordu.
Ensarioğlu’nun sözleri
“Narin’in cenazesinin 19 gün sonra bulunmasının altında siyasi ilişkiler mi yer alıyor” diye soran Oğur, “Bir AKP vekilinin çıkıp bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylememiz gereken şeyler var çünkü aile bizim dostlarımızdır derken neyi anlatmaya çalışıyor. Hırsızlık, taciz, tecavüz, cinayet olabilir ancak kutsallaştırdığımız aile dostumuzsa sıkıntı yok mu diyor? İktidar bununla ilgili bir açıklama yapacak mı? Neyin üstü örtünmeye, kimler korunmaya çalışılıyor? Suçluyu koruyan, bilgileri saklayan bu vekil hakkında bir işlem yapılacak mı? Kamuoyuna bununla ilgili derhal bir açıklama yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Hesap soracağız”
Oğur, şunları söyledi:“Narin ve tüm çocukların için yaşanabilir, eşit, özgür bir yaşam örene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Kürdistan’da yaymak istediğiniz özel savaş politikalarıyla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bizler; Narin, Uğur, Ceylan ve Leyla gibi birçok çocuğun akıbetinin hesabını sormak için buradayız. Tacizi, tecavüzü, istismarı, kadın ve çocuk katliamlarını meşrulaştırmanıza müsaade etmeyeceğiz. Ahlaksızlığı yayarak toplumu yozlaştırmanıza müsaade etmeyeceğiz.”
“Köyde tecrit var”
Açıklamanın ardından söz alan DEM Parti Milletvekili Beritan Güneş Altın, bütün köyün Narin’in nasıl öldürüldüğünden haberi olduğunu ancak sessiz kaldıklarını söyledi. “O köyde tecrit gerçekliği vardı” diyen Güneş, “Tecrit Narin’in katillerinin gizlenmesidir. Bu nedenle bizler öncelikle Narin’in katillerini, onu öldürüp gizleyen kirli ittifakı ve tecridi ortadan kaldıracağız” dedi.
Açıklamanın ardından kitle sloganlar ve zılgıtlar eşliğinde oturma eylemi gerçekleştirdi.
Adana
Adana Kadın Platformu’nun çağrısıyla İnönü Parkı’nda bir araya gelen kadınlar, Narin Güran için Atatürk Parkı’na yürüyerek adalet talep etti. Katillerin yargılanmasını isteyen kadınlar katliamın arkasındaki toplumsal düzene de dikkat çekti. Kadınlar, “Narin’in katledilme sürecindeki tüm sorumlular yargılansın” pankartı arkasında yürüyüşe geçti. “Kutsal aile değil, güvenli ortam”, “Artık yeter, cezasızlığa son” dövizleri taşıyan kadınlar sık sık “Koruma, aklama, yargıla”, “Narin’in hesabı sorulacak” ve “Kadın cinayetleri, çocuk cinayetleri politiktir” sloganları atıldı. Çevredeki yurttaşlar da eyleme alkışlarla destek verdi.
“Kayıp çocuklar ülkesi”
Yürüyüşün ardından Atatürk Parkı’nda toplanan kadınlar adına basın açıklamasını Belgin Işık yaptı. Işık, Türkiye’nin çocuk hakları ihlallerine dikkat çekerek, “Biliyoruz ki Narin ilk değil. Türkiye, kayıp çocuk vakalarında dünyada ilk sıralarda. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, 2008-2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuk kayboldu. Ancak 2016’dan itibaren bu verilerin açıklanması durduruldu. Türkiye’nin kayıp çocuklar ülkesi olduğu gerçeği, veriler açıklanmayarak gizlenmek isteniyor” dedi.
“Mücadelemiz sürecek”
İşlenen cinayetlerde cezasızlık politikalarına son verilmesi çağrısında bulunan Işık, hukukun etkin bir şekilde işlemesi gerektiğini vurguladı. Işık, “Narin’in katledilmesi sürecindeki bütün sorumlular ortaya çıkarılana kadar ve çocuklarımızın güvenle yaşayacağı ortamlar yaratılana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Oturma eylemi ile etkinlik son buldu.
İzmir
İzmir Kadın Platformu öncülüğünde yüzlerce kadın Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelerek, ÖSYM binası önüne kadar yürüdü. “Çocuk Cinayetleri Politiktir. Narin Güran Failleri korumayın aklamayın” pankartı açan kadınlar “Katil Hizbullah işbirlikçi AKP”, “AKP elini çocuklardan çek”, “Katilleri değil çocukları koru”, “Kutsal aileniz batsın çocuklar yaşasın” “Narin için adalet herkes için adalet” ve “Erkek adalet değil gerçek adalet” “Jin jiyan azadi” sloganları atıldı.
Platform adına konuşan Emine Akbaba, “AKP iktidarı süresince istismarı af eden yasa tartışmalarının yaşandığını belirten Emine “Küçüğün rızası var diyen erkek yargısı, bir kereden bir şey olmaz diyen bakanı, baba kızına şehvet duyabilir diyen Diyaneti ile karşımızda çürümüş bir sistem var. Failler işte bu çürümüşlükten, cezasızlıktan güç alıyor. Bu ülkede çocuklar tarikat ve cemaat yurtlarında istismara uğruyor. Denetimsiz tarikat yurtlarında can veriyor. Sokakta oynarken panzer altında hayatını kaybediyor. Kolluk güçleri tarafından vuruluyor. Sokak hayvanlarını öldürme yasasını çocukların güvenliğini bahane ederek meşrulaştırmaya çalışanlar Narin’e ne olduğunu gizliyor, faillerini aklamaya çalışıyor” diye konuştu.
Artvin
Artvin Hopa ilçesinde de yüzlerce kadın Narin Güran’ın katledilmesine ilişkin Dumlupınar Caddesi üzerinde toplanarak Hopa Parkı’na yürüdü. “İstismar edilen, kaybedilen, katledilen çocukların hesabını soracağız. Narin Güran’a ne oldu?” pankartı açan kadınlar, “Küçük bir köy büyük bir cehennemdir”, “Narin’in katili aile, cemaat, devlet” ve “Narin için adalet Rabia Naz için adalet” dövizleri taşıdı. Yürüyüş boyunca sık sık “Katil Hüda Par kapatılsın”, “Adalet, adalet, Narin için adalet” ve “Erkek vuruyor devlet koruyor” sloganlaarı atıldı.
Hopalı kadınlar adına konuşan Seval Karabulut, “2018 yılında Rabia Naz’ın faillerini koruyanlar, bugün aile-devlet-tarikat işbirliğiyle Narin’in ölümüne neden oldu. AKP iktidarının çocuk düşmanı, kutsal aile, cezasızlık politikaları çocukları öldürüyor. TÜİK kayıp çocuklara dair 8 yıldır veri açıklamıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz bir şekilde çıkılmasından, 6284 Sayılı Yasanın uygulanmamasından, Lanzorette Sözleşmesi’ni hedef gösteren karanlık zihniyetten cesaret alanlar kadın ve çocukları acımsızca kutsallaştırılan aileler içinde katletmeye devam ediyor. Bu ülkeyi kayıp çocukların erkek devleti tarafından öldürülen çocukların ülkesi olmaktan çıkarcağız. Koruyan, aklayan erkek devleti hesap verecek” diye konuştu.
Ordu
Ordu’da Kadın Platformu çağrısıyla Narin Güran için yürüyüş yapıldı. 19 Eylül Ortaokulundan başlayan yürüyüş Sırrıpaşa Caddesi’nden Köprübaşı Ceren Özdemir Meydanı’nda tamamlandı.
Kadın Platformu Donem Sözcüsü Nilgün Yılmaz açıklamasında şunları söyledi:
“Çocuklarımıza yönelik şiddete karşı susmuyoruz”
“Henüz küçücük yaşında, savunmasız bir çocuğun, Narin’in, katledilmesinden 19 gün sonra bir dereye atılmış bedenine rastladık. Bu insanlık dışı cinayet, hepimizin yüreğinde derin yaralar açtı. Türkiye’de son yıllarda artan çocuk ve kadın cinayetleri karşısında susmayacağız, susamayız!
Narin gibi daha nice çocuğumuz, bu ülkenin karanlık yüzü olan şiddetin kurbanı oldu. Onları hatırlamadan, bu mücadeleyi sürdüremeyiz.
Eylül, Leyla, Rabia Naz, Ceylin, Irmak, Özge, Müslüme… Bu isimler sadece birer sayı değil, her biri birer can, her biri yarım kalmış bir hayat, yaralı bir aile demektir. Çocuklarımızı koruyamayan bir toplum, geleceğini de koruyamaz.
“Katledilen sadece Narin değil, kadın ve çocuk haklarıdır”
Bu cinayetlerin arkasında sadece bir fail değil, yıllardır sürdürülen aile ve dinci gerici politikalar da bulunmaktadır. Çocuklarımızı ve kadınlarımızı korumaktan uzak, kadınları sadece anne ve eş rolüne hapseden ve toplumu kontrol etmek amacıyla dini araçsallaştıran bu politikalar, şiddeti körükleyen en büyük unsurlardır.
“İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa yaşam hakkıdır”
İktidarın kadın ve çocukları şiddete karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı, bu ülkede yaşanan kadın ve çocuk cinayetlerinin artışına zemin hazırlamıştır. İstanbul Sözleşmesi, kadını ve çocuğu şiddete karşı koruma altına alan bir yaşam hakkı sözleşmesidir. Bu sözleşmeden çekilmek, şiddeti meşrulaştıran, failleri cesaretlendiren bir adım olmuştur.
6284 Sayılı Kanun ise şiddete uğrayan kadınların ve çocukların korunmasını sağlamak için hayati önem taşıyan bir yasadır. Ancak ne yazık ki, bu yasa yeterince etkin uygulanmamakta ve şiddete karşı koruma mekanizmaları zayıflatılmaktadır. Aileyi kutsayıp, kadını ve çocuğu görünmez kılmak isteyen bu politikalara karşı durmak zorundayız. Aileyi bir arada tutmanın yolu, bireylerinin özgürlüğüne ve güvenliğine sahip çıkmaktan geçer. Kadınları ve çocukları korumayan bir aile yapısı kutsal olamaz!
“Birlikte güçlüyüz”
Her geçen gün bir başka çocuğumuz, bir başka kadınımız şiddete kurban giderken, bu karanlığa karşı durmanın tek yolu birlik olmaktan geçiyor. Biz kadınlar, çocuklarımızın ve geleceğimizin güvende olduğu bir toplum yaratmak için mücadeleye devam edeceğiz.
Adaletin yerini bulduğu, kadının ve çocuğun korunmasının öncelik olduğu bir Türkiye için buradayız. **Yaşamak ve yaşatmak bizim hakkımız!** Şiddete karşı susmuyoruz, susmayacağız!
Aydın
Aydın Kadın Dayanışma Platformu da Narin Güran için Aydın Kent Meydanı’nda bir araya geldi. “Çocuklar için güzel bir dünya Narin için adalet” pankartı taşıyan kadınlar sık sık “Narinlere uzanan eller kırılsın”, “Devlet uyuma katilleri koruma”, “Çocuk cinayetleri politiktir”, “Çocuklar susar sen susma” ve “İnsanlık uyuma Narinlere sahip çık” sloganları atıldı. Platform adına konuşan Eğitim Sen Aydın Şube Sekreteri Alev Karakaya, “Narinin ölümünü iktidarın çocuk düşmanı politikalarından ayrı görmüyoruz. İktidarı bu politikalarının katillere güç verdiğini biliyoruz. Narin’in cesedinin günler sonra evinin bu kadar yakınında bulunması da bu durumu doğrular niteliktedir. Çocuğu koruyan güvencelerin uygulanmadığı çocuk katillerinin cezasızlık ile korunduğu çocuğa karşı şiddeti önleyici politikaların alınmadığı çocuğa yönelik kazanımların ortadan kaldırıldığı bu çocuk düşmanı olan düzende tek bir çocuğu kaybetmek istemiyoruz” dedi.
Dersim
Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu da katliamı Seyit Rıza Meydanı’nda yaptıkları açıklamayla protesto etti. Kentte bulunan bir çok sivil toplum örgütü temsilcisinin de katılığı açıklamada, “Yasımızda öfke var. Narin için adalet” pankartı açıldı.
Platform adına konuşan Serap Kahraman, Narin’in katledilmesinde iktidarın ihmalkarlığına değindi. 5 Ocak 2020’de Dêrsim’de kaybolan Gülistan Doku’yu da hatırlatan Kahraman, “Gülistan’ın kaybolmasıyla ilgili soruşturma süreci de benzer bir şekilde, ihmallerle ve çelişkilerle dolu ilerlemiş, devletin failleri koruma politikası bir kez daha gözler önüne serilmiştir” diyerek, Narin’in ölümü ve Doku’nun kaybolmasının, toplumu derinden sarstığını belirtti.
Antep
Antep Demokratik Kadın Platformu, Balıklı Meydanında basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya platform üyeleri, Dîlok Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, kentte bulunan sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. “Üzgünüz, öfkeliyiz, susmayacağız çocuklar için sağlıklı ve güvenli dünya istiyoruz!”, ” ‘Narin nerede?’ sorusuna cevap vermeyenler sorudan rahatsız olanlar yasak getirenler her şeyi bilip susanlar, Narin’i bu çuvala koyanlardır” pankartlarının açıldığı açıklamada, kadınlar sembolik olarak yerlere çuval serdi.
Açıklamada platform adına konuşan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Antep Kadın Platformu Sözcüsü Gülfidan Özpolat, “Biz kadınlar, Narin’e ne olduğu açığa çıkarılıp sorumlular yargı önünde gereken cezayı alana kadar, kaybolan binlerce çocuğa gerçekte ne olduğunu öğrenene kadar, depremde kaybolan çocukların akıbetine dair şeffaf bilgiler edininceye kadar, çocukların sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşayabilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Açıklama alkış ve sloganlarla sona erdi.
Gaziantep Demokratik Kadın Platformu, 8 yaşında öldürülen #Narin Güran ile ilgili açıklama yaptı: “Üzgünüz, öfkeliyiz, susmayacağız! Çocuklar için sağlıklı ve güvenli bir dünya istiyoruz!”
🔗 https://t.co/4GIh7BpjPg pic.twitter.com/bLUcFGQtH0
— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) September 9, 2024
Kayseri
Kayseri Kadın Platformu, Diyarbakır’da katledilen Narin Güran için basın açıklaması gerçekleştirdi. “Çocuklarımızın geleceğini size teslim etmeyeceğiz” diyerek öfkesini dile getiren kadınlar, Narin için Adalet istedi.
Kayseri Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Av. Eylem Sarıoğlu, “Diyarbakır’da 19 gündür kayıp olan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni evlerinin yakınındaki derede bulundu. Üzgünüz, öfkeliyiz ama Narin için susmuyoruz, Narin için gerçek adalet istiyoruz. Yeni Narin’ler olmasın diye buradan haykırıyoruz: tüm sorumluların, katillerin peşini bırakmayacağız” dedi.
“Çocuklarımızı, geleceğimizi size teslim etmeyeceğiz”
Narin’in 19 günlük kayıp sürecinde ve öncesinde başına neler geldiğinin bütün yönleriyle açığa çıkarılması gerektiğine değinen Sarıoğlu, “Bizlere televizyonlarda, gazetelerde boy boy ‘Narin’e çok yaklaştık’, ‘şöyle oldu, böyle oldu’ diye bir sürü savsata izlettirildi. Oysa Narin’in cansız bedeni 19 gün sonra evine yakın bir derede bulundu. 19 gün boyunca ne yapıldı? Yetkililer o dereye hiç bakmamış mıydı? Bu gerçeklikten uzak ‘bulundu’ mesajlarını kabul etmiyoruz. Narin’in ölümüne neden olan akrabaları başta olmak üzere, sonrasında katillere yardım eden, koruyan, olayın aydınlatılmasını engelleyen kim varsa hepsinin yargılanması ve varsa siyasi bağlantılarının açığa çıkarılması gerektiğini ifade ediyoruz” diye konuştu.
Açıklamaya devam eden Sarıoğlu, “Çocuklar öldürülmesin diye, çocukları koruyacak mekanizmaların oluşturulması, etkin şekilde işletilmesi, çocukların güvenle büyüyebileceği bir yaşam için mücadeleyi sürdüreceğiz. Narin’in öldürülmesinde tüm sorumluların ortaya çıkarılması, cezalandırılması için sürecin takipçisi olacağız, tüm Kayseri halkıda sürecin takipçisi olmaya devam ediyoruz. Çocuklarımızı, geleceğimizi size teslim etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Antalya
Ankara
“Koruma, aklama, failleri yargıla!”
Ankara Kadın Platformu çağrısı ile 9 Eylül’de toplanan kadınlar “Narin için adalet” çağrısında bulundu. Polis; Kolej Metro çıkışında toplanan kadınların karşısına barikat kurdu.
Polisin kurduğu barikatı aşmadan alandan dönmeyeceklerini belirten kadınlar “Katillere kurulmayan barikat, kadınlara kuruldu. Bir çocuk katledildi. Bu barikat açılana kadar buradayız, gitmiyoruz!” dedi. Barikatı aşan kadınlar Kolej Metro’dan Sakarya Meydanı’na yürüdü. Kadınlar Sakarya Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.
İstanbul
Beylikdüzü
Beylikdüzü Emek ve Demokrasi Güçleri, 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili Beylikdüzü Belediyesi Metrobüs durağında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan da katıldı.
Basın açıklamasında, Narin Güran’ın cansız bedeninin 19 günün ardından Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki bir dere yatağında bulunduğu hatırlatıldı. Açıklamada, devletin çocukları koruyacak etkin mekanizmalar kurmadığı ve bu ihmallerin Narin’in ölümüne yol açtığını belirtildi.
Yapılan açıklamada, olayın üzerinin basın yasaklarıyla örtülmeye çalışıldığı, kamuoyunun bilgilendirilmediği ve sorumluların cezalandırılmadığı vurgulandı. Narin’in ölümünün ardından yapılan “Melek oldu” söylemleri ve sahte gözyaşlarının ise çocukları koruyamayan sorumluları aklayamayacağı ifade edildi.
Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, çocuk istismarı davalarında uygulanan cezasızlık politikaları ve çocukları cinsel istismardan koruyan Lanzarote Sözleşmesi’nin hedef alınması gibi uygulamaların failleri cesaretlendirdiği ve çocukları daha güvencesiz hale getirdiği ifade edildi. Beylikdüzü Emek ve Demokrasi Güçleri, çocukların korunması için mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek, tüm halkı “Failleri değil, çocukları koruyun!” demek için mücadeleye çağırdı.
Seyit Aslan: Bu iktidardan ve sermaye düzeninden kurtulmak için mücadele edeceğiz
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan: “Narin’ler ölmesin, çocuklarımız istismara uğratılmasın, MESEM’lerde katledilmesin, okullarda açlıktan bayılmasın istiyorsak, hem Narin için adalet isteyeceğiz hem de çocuklarımızın geleceği için, bu iktidardan bu sermaye düzeninden kurtulmak için mücadele edeceğiz”
Narin’in ölümüyle ilgili tüm sorumluların cezalandırılması gerektiği vurgulanarak, sürecin takipçisi olacaklarını duyurdular.
Küçükçekmece
Küçükçekmece Atakent Mahallesi Muhtarlığı’nın çağrısıyla Atakent Ali İsmail Korkmaz Parkı’nda Atakent ve İkitelli’den kadınlar “Narin Güran için adalet” diyerek basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasını Atakent mahalle muhtarı Özge Erdoğan Yeşilırmak okudu. Açıklamada, “Narin için adalet, herkes için adalet” , “katilleri değil çocukları koruyun” ve “katilleri aklama yargıla” sloganları atıldı.
Samsun
Samsun Kadın Dayanışması’nın çağrısı ile Narin için toplanan kadınlar Çiftlik Süleymaniye Geçidi’nde basın açıklaması yaptı.
“Asla bu dosyanın üstünün kapatılmasına izin vermeyeceğiz!”
Türkiye’nin kayıp çocuk vakalarında ilk sıralarda yer aldığını vurgulayan Samsun Kadın Dayanışması iktidarın aileyi güçlendirme politikaları uygularken çocuğun yararını gözetmediğini belirtti. Kadınlar; İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıkılmasından, kadınları ve çocukları koruyan #6284 sayılı yasanın hedef gösterilmesinden, Narin’in öldürülmesine sebep olanlardan hesap soracaklarını söyledi.
Eskişehir
Balıkesir
Balıkesir Altınoluk Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kadın örgütleri “Narin İçin Adalet” istedi. Edremit Kadın platformunun çağrısı ile bir araya gelen kadın örgütleri Altınoluk Cumhuriyet Meydanında basın açıklaması yaptı.
Balıkesir’in Ayvalık, Balıkesir Merkez, Bandırma, Burhaniye, Edremit ve Gömeç ilçelerinde de Narin için eylem yapıldı. Ortak açıklamayı Edremit Kadın platformu adına Fadime Ünal okudu.
Yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Bu ülkede dört şey olmayacaksın: Kadın,çocuk,ağaç,sokak hayvanı” der büyük usta Yaşar Kemal. İçinden geçtiğimiz günler sürekli bu tespite uygun akıp gidiyor. Her gün kadın cinayetleri, her gün kayıp çocuklar, her gün orman yangınları, her gün sokak hayvanlarının katledilmesi, daha 3-4 gün önce doğasına sahip çıkan Reşit Kibar’ın doğa talancısı şirketlerin tetikçileri tarafından katledilmesi. Bir çürümenin, her gün biraz daha dibe vurmuşluğun ortasındayız.
Narin’in ölümü bir kez daha gösterdi ki;
Çocukları koruyacak mekanizmaların oluşturulması, etkin şekilde işletilmesi, çocukların güvenle büyüyebileceği bir yaşam için mücadeleyi sürdüreceğiz. Narin’in öldürülmesinde tüm sorumluların ortaya çıkartılması, cezalandırılması için sürecin takipçisi olacağız.
Siyasi iktidar söylemleri ile canilere cesaret vermektedir. AKP’nin bir milletvekili açık açık Narin’in ailesini 40 yıldır tanıdıklarını, aynı partilerde daha önce çalıştıklarını itiraf ediyor.Neden soruşturmaya yayın yasağı getirildi? Narin bir köyün içerisinde ortak bir sessizlik ile devlet-tarikat- siyaset üçgeninde bir cinayete kurban mı gitti? Biz onları ‘bir defadan bir şey olmaz’ ‘çocuğun da rızası vardır’ söylemlerinden tanıyoruz.
Leyla’nın da, Narin’in de, kaçırılıp, istismara uğrayan tüm çocuklarımızın da hesabını vereceksiniz. Koruduğunuz, kolladığınız kim ve ne varsa açığa çıkarana kadar mücadele edeceğiz. Bir gecede çıktığınız İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz. 6284’ün ve Lanzarotte anlaşmalarının etkin uygulanması için mücadelemizden geri durmayacağız.”
Açıklama sırasında, “Yasta değil isyandayız”, “Tarikatlar kapatılsın”, “Tarikat siyaset bu bir cinayet”, “Narin’in hesabı sorulacak” sloganları atıldı. Açıklama sonrası kadınlar oturma eylemi yaptılar. Eylem sırasında şiirler okundu, sloganlar atıldı.
Edirne
Edirne Kadın Platformu, Narin Güran’ın öldürülmesine tepki gösterdi. Platform adına basın açıklamasını okuyan Cemile Özeker, “Cezasızlık politikaları uygulanarak failleri değil Narinler’i, çocukları, kadınları ölmekten ve öldürülmekten koruyan bir adalet sistemi istiyoruz. Faillere ödül gibi cezalar veren kadınlara ve çocuklara yönelen şiddeti cezasız bırakan erkek adaletinin ve tüm temsilcileri bu cinayetten sorumludurlar” dedi.
Edirne Kadın Platformu üyeleri, Saraçlar Caddesi’nde Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedenine ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Platform adına açıklamayı okuyan Cemile Özeker, Narin Güran’ı öldürenlerin cezalandırılmasını istedi. Özeker, şunları söyledi:
“Faillere ödül gibi cezalar verenler bu cinayetlerden sorumludur”
”Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti cezasız bırakan faillerine ‘iyi hal’ adı altında ödül gibi cezalar veren erkek şiddeti ve cinayetlerini görmezden gelenlere çağrımızdır. Narin’in ölümlerine sebep olan faillerin nüfuzlu kişiler olup olmadığına bakılmaksızın iddiaların üzerine gidilerek cezasızlık politikaları dışında kalan bir adalet sisteminin uygulatılmasını, hukukun işletilmesini olaya müdahil olanlardan suçu ve ihmali bulunanlara gerekli olan cezanın verilmesini istiyoruz. Cezasızlık politikaları uygulanarak failleri değil Narinler’i, çocukları, kadınları ölmekten ve öldürülmekten koruyan bir adalet sistemi istiyoruz. Faillere ödül gibi cezalar veren kadınlara ve çocuklara yönelen şiddeti cezasız bırakan erkek adaletinin ve tüm temsilcileri bu cinayetten sorumludurlar.”