Yerine kayyum atanan Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı, yaratılan korku ve kaygının ilacının direnmek olduğunu söyledi.
MA’ya konuşan Selçuk Mızraklı, demokrasi ve hukuk değerlerinin hırpalandığı bir dönemi yaşadıklarını belirterek, kayyum kararı verenlerin demokrasi dışı yöntemleri süreklileştirmenin peşinde olduğunu söyledi. Mızraklı, atanan kayyumun üzerinde bir denetimin olmamasından kaynaklı tekrardan bir talanın olmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, yerel yönetim anlayışının dibine kibrit suyu döküldüğünü kaydetti. “44 gündür o kayyumun yüzünü gören var mı? Bu halktan bir kişi yüzünü görmüş mü?” diye soran Mızraklı, “Bir yerde halk iradesinin olmadığı başka hangi biçimi oluşturursanız oluşturun, iyi bir şey ortaya çıkarmış olmazsınız. Dünyanın en iyi teknokratlarını, en iyi bürokratlarını, en iyi maliyecilerini getirin, sizin orada iyi bir iş yaptığınız anlamına gelmez. Çünkü oranın ruhu, deseni, dokusuna aykırı olan bir iş yapmışsınızdır” dedi.
İmkansızlaştıracak düzenleme
Kayyum sorunun Meclis’e taşınarak yasal bir düzenleme yapılması gerektiğini belirten Mızraklı, şunları ifade etti: ”Muhalefet partileri, iktidarda olan partinin bu tür kararlar tesis etmesini sağlayabilecek olan bu yasal düzeneği imkansızlaştıracak adımlar atmalı. Demokratik hukuk devleti deniliyorsa bu hukuksuzluğun bir bütün olarak yasal sistemden çıkartılması gerekiyor. Bu çerçevede yasal bir düzenlemenin ki ben bunun sadece HDP tarafından değil Meclis’teki bütün muhalefet partilerinin katılımı ile beraber sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir zemin var olduğu sürece Demokles’in kılıcı gibi üzerinizde sallanmaya devam edecek kayyum kararları.”
Gün taraf olma günü
Kayyuma karşı 47 gündür verilen mücadelenin önemine değinen Mızraklı, ”Önümüzdeki dönem, sadece kayyumlar değil bütün bu hukuk dışı uygulamaları ortadan kaldıran biçime dönük bir tutum alma, bir taraf olma durumudur. Gün taraf olma günü” diye konuştu.
Ciddi bir labirentin içinde
Türkiye’nin içeride ve dışarıda birçok meseleyi biriktirmiş olarak ciddi bir labirentin içinde olduğunu kaydeden Mızraklı, bu labirentin çıkış kapısının Kürt sorunu olduğunu söyledi. Mızraklı, şunları dile getirdi: ”Direndiğimiz zaman kazanırız. Direnmeden, muhalefetimizi güçlü bir şekilde örgütlemeden, geniş toplumsal katmanların katılımını sağlamadan, bu süreci aşmak mümkün değildir. Bugünkü sistem, toplumun bilinçaltını pasif bir korkuyla besleyen kaygıları ve endişeleri zirve yaptıran bir anlayış. Bunun yegane ilacı direnmektir. Kaygıları tüketmek ve umudu büyütmektir. Bu halk birçok badirenin üstesinden geldi. Bu faşizmin, bu karabasanın üstesinden de gelecektir.”