Mimar Sinan’ın 450 yıllık eserinin duvarına beton dökülerek yapılmak istenen yurt binası hakkında mahkeme bilirkişi raporu uyarınca yürütmeyi durdurma kararı verdi
Mimar Sinan’ın 450 yıllık eseri Atik Valide Külliyesi’nin duvarına beton dökülüp yurt inşa edilmek isteniyordu. Avukat Onur Cingil’in açtığı yürütmeyi durdurma davasının bilirkişi raporunda heyet, “Tarihi külliye yapısı araya strafor konularak birleştirilmiş durumda olduğu” tespitini yaptı. Bilirkişi ayrıca “Kültür varlığının hemen bitişiğinde inşa edilen yurt binasının siluet, gabari, malzeme gibi konularda uygun bir mimari anlayışının olmadığı” sonucuna vardı. Mahkeme bilirkişi raporuna uyarak “yürütmeyi durdurma” kararı verdi.
Avukat Onur Cingil inşaata olur veren İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 2013 tarihli kararına itiraz ederek Atik Valide Külliyesi’ne zarar verdiği gerekçesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı ile inşaat ruhsatı veren Üsküdar Belediyesi aleyhinde İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Doç. Dr. Nurcan Yazıcı (Sanat Tarihi), Doç. Dr. Fatma Pelin Gökgür (Mimar), Yrd. Doç. Dr. İjlal Kaya Altay (Şehir Plancısı) tarafından 03.07.2017 tarihinde bir bilirkişi raporu hazırlandı.
Bütünlüğe zarar
İnşaatın esere zarar verdiği belirtilen bilirkişi raporunda proje ile uyumsuz olduğu ifade edildi:
“Parselde bulunan yurt binası inşaatının 1. derecede tescilli, Mimar Sinan’ın önemli külliyelerinden olan Atik Valide Külliyesi’nin komşuluğunda olduğu, külliye tekke yapısına doğu yönünde araya strafor konularak birleştirilmiş durumda olduğu tespit edilmiştir. Yurt binası için yapılan hafriyatın Atik Valide Külliyesi temel sistemleri belirlenmeden yapıldığı, bu durumun da zemin dengesini bozarak tarihi yapıda hasar oluşturduğu, 1 ve 2. bodrum kat planlarında su deposu olarak ayrılmış mahallerin külliyenin hemen bitişiğinde yer aldığı, bu durumun temel yapısının bilinmediği tarihi yapıyı etkileyebileceği, külliye ve koruma alanın doku bütünlüğü zedelenerek, kütle, gabari, mimari koruma ilkeleri ilişkilerinin dikkate alınmaması sonucunda tescilli yapının bütünlüğüne zarar verildiği, bu yönleriyle davaya konu parsel de geliştirilmiş projenin adı geçen külliye yapılarının tarihi kültürel ve görsel kimliğini geri planda bırakarak sürdürülebilir koruma kullanım ilkesiyle, sit alanıyla uyumsuz olduğuna kanaat getirildi.’’
“Ecdat diyenlerin foyası ortaya çıktı”
Mahkeme bilirkişi raporuna uyarak hukuka uyarlılık olmadığı gerekçesiyle yürütmeyi durdurmanın devamına karar verdi. Davayı açan Avukat Onur Cingil kararla ilgili şöyle konuştu:
Ecdat, tarih, Osmanlı, Koca Sinan, ustalık dönemi dediklerinde mangalda kül bırakmayanların foyalarının ortaya çıktığı bir dosya oldu bu. Zira Kültür Bakanlığı’na bağlı kurullar, belediyeler burada inşaat yapılabilir denilerek, tarihmiş, kültürmüş, Osmanlı’ymış, Mimar Sinan’mış bizim için önemli değil, bunların hepsi bizim için şekil denmiş oldu. Bilirkişi Raporu’nda dava açarken ortaya koyduğumuz iddiaların haklılığı ayrıntılı bir şekilde tespit edildi. Bu inşaat 2863 sayılı Yasa’ya açıkça aykırıdır. Bu tespitler çerçevesinde haklı davamızı kazanarak bir tarihi eseri korumuş ve gelecek nesillere aktarmış olacağız.
Kaynak: Hürriyet