Yaklaşık 150 bin metal işçisini yakından ilgilendiren Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Grup Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri başlıyor. Metal işkolunda faaliyet gösteren sendikalar, 2023-2025 dönemi için taleplerini içeren TİS taslaklarını yayımladı. MESS’e bağlı fabrikalarda yaklaşık 15 bin kadın işçi çalışıyor; peki bu taslaklarda kadın işçilerin talepleri ne kadar yer alıyor? Kadın İşçi’den Betül Kocaaslan, sendikaların TİS taslaklarını kadın işçiler açısından inceledi.
Birleşik Metal-İş Sendikası taslağında ücret eşitsizliğine karşı politika yok
MESS sözleşmesi, Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu 34 işletmeye bağlı yaklaşık 12 bin işçiyi kapsıyor. Sözleşme taslağı hazırlanırken, temmuz ve ağustos aylarında, fabrikalardaki işyeri TİS komiteleri ile çeşitli toplantılar yapılmış. Daha sonra Merkez TİS Komisyonu toplantısı yapılmış ve bu toplantıya işyeri temsilcileri ve şube yöneticileri katılmış. Sözleşme taslağının hazırlanma sürecindeki toplantılara kaç kadın temsilci katıldı ya da fabrikalardaki kadın işçilerin talepleri ne tür yöntemlerle toplandı, bilmiyoruz. Fakat ortaya çıkan taslağa kadın işçilerin taleplerinin yeterince yansımadığını söylememiz mümkün.
Birleşik Metal-İş’in ücret zammı teklifine baktığımızda, üç temel talep var:
1. Saat ücreti 65 TL altında olan işçilerin saat ücretlerinin 65 TL’ye yükseltilmesi
2. Kıdeme bağlı bir ücret zammı. İşçilerin her kıdem yılı için saat ücretlerine 2,5 TL verilmesi
3. Tüm işçilerin saat ücretlerine seyyanen 77 TL zam yapılması
Bu üç teklifin oransal karşılığı yüzde 140,5 oluyor. Böylece, ilk 6 aylık dönem için metal işçilerinin ortalama ücreti, ikramiye dahil net 35 bin 64 TL’ye denk geliyor. İkinci 6 aylık dönem için ise enflasyon oranına 8 puan eklenerek zam yapılması öneriliyor.
Bu ücret teklifi diğer metal sendikalarına göre yüksek olmasına rağmen, taslakta eşdeğerde işe eşit ücret ya da ücret şeffaflığı gibi talepler olmadığı için ücretler artarken fabrikalardaki cinsiyet temelli ücret eşitsizliğinin de azalacağını düşünmek için bir sebebimiz yok. Biliyoruz ki birçok metal fabrikasında kadın işçiler erkeklerle aynı değerde işi yaptıkları halde aynı ücreti alamıyorlar. Birleşik Metal-İş’in taslağında bu eşitsizliği gidermeye yönelik bir politikanın olmadığını görüyoruz.
Ücretsiz kreş, regl izni, şiddet ve tacize karşı önlem?
Ücret zammı dışındaki taleplere baktığımızda ise şunları görüyoruz:
İşçilere aylık 3 bin TL kreş yardımı yapılması teklif edilmiş. Yasalara göre kreş açma zorunluluğunun olduğu fabrikalarda dahi kreşin olmadığı bir ortamda, sendika öncelikli olarak işçilere ücretsiz kreş imkânının sağlanması için mücadele etmeli. Birleşik Metal-İş ise kreş olmayan fabrikalarda kreş açılmasını teklif etmek yerine, kreş ücretinin artırılmasını bir çözüm olarak sunuyor. Kreş en azından bir gündem maddesiyken, fabrikalarda olması gereken emzirme odaları gündeme dahi alınmamış.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün kadın işçiler için ücretli tatil olması talep edilmiş. Bu talep kadın işçiler için önemli bir talep muhakkak. Fakat kadınlar için 8 Mart’ın ücretli tatil olması istenirken, yılda bir gün değil, her ay yaşadığımız ve kadınların ağır çalışma koşullarını daha da zorlaştıran regl döneminin gündem maddesi olmadığını görüyoruz. Kadın işçilere yönelik regl izninin taslakta yer almaması, kadın işçilere dair taleplerin yüzeysel kaldığını gösteriyor.
İşçilere günde iki defa 15’er dakikalık dinlenme süresi verilmesi teklif edilmiş. 10 dakikalık molaların olduğu fabrikalarda çalışan kadın işçilerin molaların yetersizliğinden şikâyetçi olduğunu biliyoruz.[1] Kadınların bu kısa molalarda hem tuvalet ihtiyacını gidermesi hem de çay ve sigara ihtiyacını karşılaması bekleniyor. Mola sürelerinin artırılması önemli. 15 dakikalık molaların ne kadar yeterli bir talep olduğu ise tartışmaya açık bir konu. Tuvalete gitme konusunda baskıların olduğu veya üretim alanından mola alanına çıkmanın uzun sürdüğü fabrikalarda, 15 dakikalık molalar da kadın işçilerin dinlenmesine fırsat tanımayabilir.
Gece çalışma zammının yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltilmesi talep edilmiş. Bu diğer sendikaların da taslaklarında olan bir talep. Gece vardiyasını sadece ücret üzerinden ele almak ise cinsiyetkörü bir tutum. Kadın işçilerin gece vardiyasında çalışırken tacize maruz kalma ihtimalleri artıyor, hamile kadınlar yasak olmasına rağmen gece vardiyasında çalıştırılabiliyor ya da gece vardiyasında gerekli önlemler alınmadığı için iş kazaları daha çok yaşanabiliyor. Bu durumların görmezden gelinmemesi için sendikaların sözleşme taslaklarını kadınların deneyimlerini gören bir bakış açısıyla oluşturması gerekiyor.
Birleşik Metal-İş’in taslağının tamamına baktığımızda, kadın işçi sağlığı ve iş güvenliği, kadına yönelik şiddet ve taciz, kadın işçilerin yaşadığı mobbingi engelleyecek yaptırımlar, ILO 190 gibi konuların gündem dahi edilmediğini görüyoruz. Birleşik Metal-İş üyesi yaklaşık 2 bin kadın işçinin çalışma hayatını doğrudan etkileyen durumların MESS taslağında ele alınmamış olması, taslak hazırlama süreçlerine kadın işçilerin katılımlarının sınırlı kaldığını gösteriyor.
Sünnet izni var, kadın talepleri yok!
Birleşik Metal-İş taslağından sonra Türk Metal ve Özçelik-İş’in taslaklarına baktığımızda, kadın işçilerin çalışma koşullarına dair taleplerin bu taslaklarda göstermelik bile olsa yer bulamadığını görüyoruz.
Türk Metal’in sözleşme taslağında sendika üyesi işçiye çocuğunun sünneti için iki gün sünnet izni verilmesi gibi bir talep göze çarpıyor. Türk Metal’in örgütlü olduğu fabrikalarda binlerce kadın işçi çalışıyor; fakat taslakta o kadınların özgün çalışma koşullarına ve taleplerine dair en ufak bir emare görmüyoruz. Türk Metal, üyesi olan kadın işçilerin taleplerini sünnet izni kadar önemsemediğini açıkça ortaya koyuyor.
Hak-İş’e bağlı Özçelik-İş’in taslağı da Türk Metal’inkiyle çok benzer. Onda da kadın işçilerin taleplerine neredeyse hiç yer verilmiyor.
MESS sözleşmesi kapsamına giren işçilerin yaklaşık yüzde 10’u kadınlardan oluşurken, kadınların yaşadıkları da talepleri de sözleşme taslaklarında görünmez olmaya devam ediyor. Birleşik Metal-İş’in diğer sendikalara kıyasla daha iyi bir noktada olduğunu söylemek mümkünse de bu kesinlikle yeterli değil. Fabrikalarda kurulan TİS komisyonlarına kadın işçilerin katılımı artırılmalı ve kadınların dillendirdiği taleplerin taslağın son halinde korunmasını sağlayacak mekanizmalar geliştirilmeli. Metal işçisi kadınların cinsiyet temelli ücret eşitsizliği, taciz, mobbing, meslek hastalıkları, regl izni, kreş, emzirme odaları gibi gündemleri var. Yalnızca ücret zammına odaklanan, erkek işçilerin taleplerini temel alan sözleşmelerden feminist bakış açısıyla hazırlanan sözleşmelere doğru yürünecek uzun bir yolumuz var. Kadın işçiler bu yolu yürüyecek.