Mayına basarak yaşamını yitiren çocukların aileleri: O bölge ateştir

Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Yemişli Köyü’nün Yekmal mezrasında, 21 Mart’ta pikniğe giden 14 yaşındaki Yusuf Ata ve hayvanlarını otlatan 16 yaşındaki Caner Sak isimli iki çocuk, mayına basarak yaşamını yitirdi. Köyde bulunan Yekmal Jandarma Karakolu’nun arka tarafında meydana gelen bu patlama ilk değil. Köylüler, daha önce de aynı bölgede mayın patlaması sonucu bir çocuğun bacağını kaybettiğini ve onlarca hayvanın da aynı şekilde öldüğünü aktardı. Köylüler, karakolun bulunduğu bölgenin tamamının mayınlı olduğunu ancak geçimlerini sağlamak için hayvanlarını o bölgede otlatmak zorunda olduklarını da belirtti.

Ata ve Sak’ın aileleri ise, çocuklarının cenazelerinin kendilerine gösterilmeden defnedildiğini ifade etti. Bu duruma çözüm bulunmasını isteyen aileler, patlamadan sonra da aynı bölgede koyunlarını mecburiyetten otlattıklarını söyledi.

Çocuklardan 16 yaşındaki Caner Sak’ın annesi Naime Sak, çocuğunun son defa görülmesine izin verilmediğini belirterek, “Oğlum öğrenciydi. Bu yıl liseye geçiş yaptı. Sabah evde kahvaltı yaptıktan sonra arkadaşı Yusuf ile hayvanları otlatmaya gitti. Köylülerin hepsi oraya ya pikniğe ya da hayvanlarını otlatmaya gider. Biz de geçimimizi hayvancılıkla sağlıyoruz ve Caner sürekli oraya hayvanları otlatmaya giderdi. Pazar günü Caner gittikten bir kaç saat sonra patlama haberi geldi. Apar topar patlama yerine gittik. Oğlumu görmek istiyordum ama daha olay yerine varmadan askerler oğlumun cenazesini helikopterle Şırnak Devlet Hastanesi’nin morguna kaldırdı. Oğlumu görmeme izin vermediler. Bu olay olduktan sonrada bize herhangi bir açıklama da yapılmadı. Bu iki çocuğun nasıl yaşamını yitirdiğini hala bilmiyoruz. Bunlar mayına mı bastı, yoksa mayın ellerinde mi patladı, ya da nasıl oldu bilmiyoruz. Bizim yüreğimiz yandı başka annelerin yüreği yanmasın ve bu mayınlara bir çözüm bulunsun” dedi.

14 yaşındaki Yusuf Ata’nın babaannesi Kaze Ata da, torununun o gün pikniğe gittiğini söyleyerek, şunları aktardı: “Yusuf sabah erkenden uyandı, ‘ben pikniğe gidiyorum’ diyerek evden çıktı. Biz bu iki insanın nasıl öldüğünü bilmiyoruz. Bu bölgenin hepsi ateştir. Bu yüzden bir adım bile atamıyoruz. Yusuf ve Caner yemeklerini yedikten ve çaylarını içtikten sonra bu olay yaşanmış. Biz ne cenazelerini ne de yaralarını görebildik. Bize göstermeden götürdüler. Cenazelerini görmek için Şırnak’a gittik ama orada bile görmemize izin vermediler. Hiçbirimize göstermediler. Yüreğimiz yandı…”