Gıda-İş’e üye oldukları için işten atılan ve 33 gündür direnen Marlboro işçileriyle dayanışma etkinliği düzenlendi. İşçiler, Direnen Marlboro/Euroserve işçileri kazanacak, işçi sınıfı kazanacak” dedi.
İzmir Torbalı’da bulunan Philip Morris (Marlboro) fabrikasında faaliyet yürüten Euroserve işçileri sendikal hakları için 33 gündür direniyor. DİSK/Gıda-İş Sendikası, atılan işçilerin geri alınması ve sendikal haklarının tanınması için mücadele eden Marlboro işçileriyle dayanışma etkinliği düzenledi.
Torbalı Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe DİSK Yönetim Kurulu üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, Gıda-İş Ege Bölge Temsilcisi Ufuktan Öden, Emek Partisi İl Başkanı Emine Uyar ile il ve ilçe yöneticileri ve üyeleri, CHP, HDP Torbalı ilçe yöneticileri, Eğitim Sen Torbalı Temsilciliği, Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube İşyeri Baştemsilcisi ve İşyeri Temsilcileri, İzmir Mali Müşavirler Odası Temsilcisi, İzmir Şanlıurfa Federasyonu Başkan Vekili, İzmir Birecikliler Derneği Başkan Yardımcısı, Sınıf Tavrı Temsilcisi, DYO İşyeri Baştemsilcisi ile Marlboro işçilerinin aileleri katıldı.
“Atılan işçiler geri alınsın, sendika hakkımız tanınsın” pankartlarının asıldığı salona Emek Partisi, “Sendika anayasal haktır engellenemez. Direnen Marlboro/Euroserve işçileri kazanacak, işçi sınıfı kazanacak” pankartıyla birlikte, “Marlboro işçisi yalnız değildir”, “İş ekmek özgürlük” sloganlarıyla girdi.
İşçiler de sık sık “Marlboro işçisi direnişin simgesi”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganları attı.
Sunuculuğunu Marlboro işçisi Hülya Özdemir’in yaptığı etkinlikte öncelikle işçi sınıfı tarihi konulu ve Marlboro işçilerinin direnişine ilişkin sinevizyon gösterimi gerçekleşti.
“Marlboro işçilerinin mücadelesi uluslararası mücadelenin parçası haline gelmiştir”
Ardından açılış konuşmasını yapan DİSK/Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, Betonstar işçilerinden Yasin Çakır işçilerine, Kumluca Belediyesi işçilerinden Ege Seramik işçilerine, Vatan Kablo işçilerinden Lila Kağıt işçilerine kadar ülkenin birçok yerinde haklı talepleri için direnen işçilere selam gönderdi. Amasra’daki maden faciasında yaşamını yitiren işçileri anan Aslan, yaşanan faciadaki denetimsizliğe, alınmayan önlemlere dikkat çekti. “Orada da gördük ki kağıt üzerinde denetim var. İşçilerin canı hiçe sayılmış. ‘Kaza, kader’ diyorlar, hayır göz göre işlenmiş bir katliamdır” diyen Aslan, bugün işçi sağlığı ve iş güvenliğinin mücadele alanı olduğunu belirtti.
Marlboro işçilerinin direnişinin uluslararası düzeye ulaştığını söyleyen Aslan, “İki gün önce İngiltere’de mücadeleci sendikacılar Marlboro şirketi önünde eylem yaptı. Önümüzdeki hafta da Kanada’da, İsviçre’de, Almanya’da olacak. Marlboro işçilerinin mücadelesi uluslararası mücadelenin parçası haline gelmiştir” diyerek, internet üzerinden başlatılan imza kampanyasını hatırlattı.
“Emek örgütlerinin birleşik mücadeleyi sürdürmesi kaçınılmazdır”
İşçi sınıfının sorunlarına değinen Aslan, düşük ücret, çalışma saatlerinin uzunluğu mesai dayatması ile birlikte ülkede artan enflasyon ve temel tüketim maddelerine yapılan zamların işçi ve emekçiler için çekilmez bir hal aldığını belirtti. “Bu yüzden başta sendikalar olmak üzere emek örgütlerin birleşik mücadeleyi sürdürmesi kaçınılmaz olmuştur” diyen Aslan, ücret artış talebinin yanında zamların geri alınması talebinin de eklenmesi gerektiğini söyledi.
Amasra maden faciasını da yeniden hatırlatarak işyerlerindeki denetimlerin işçilerin iradesinde olması gerektiğini ifade eden Aslan, “Devlet, bakanlık işyerlerini denetlemiyor. Sendikaların büyük bölümü bu işe seyirci kalıyor. İşyerinde denetimi yapacak olan esas işçilerdir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yasası değiştirilerek işçilere denetim hakkı verilmediği sürece iş kazaları ve cinayetleri devam edecek” dedi. İşçilerin sorunlarına karşı ortak mücadeleden başka çaresi olmadığını söyleyen Aslan, “Türkiye işçi sınıfı bunları unutmaz, yarın birleşmeyenlerden hesap soracaktır” diye konuştu.
“İşçi sınıfı bu patronların hükümetinden de hesap soracaktır”
Gıda-İş Ege Bölge Temsilci Ufuktan Öden ise, “Torbalı’da ve çevre havzada 25 bin gıda işçisiyiz. Sözümüz olsun burada direnmekle kalmayacağız, Marlboro işçisi arkadaşlarımızla bu fabrikalara gireceğiz, oradaki işçileri de örgütleyeceğiz. 25 bin gıda işçisiyle hesabını soracağız. Yerli ve milli olduğunu iddia eden iktidar sahiplerine de şunu diyelim, Philip Morris patronu yerli ve milli değil, atılan işçiler bu memleketin insanları, yerli ve milli işçiler. O patron işçileri açlığa, yoksulluğa mahkum etmek istiyor. Marlboro işçileri ve işçi sınıfı bu patronların hükümetinden de hesap soracaktır” diye konuştu.
Konuşmalarının ardından etkinlik Grup Yel Değirmeni’nin sahne almasıyla sona erdi.
