Manisa Emek ve Demokrasi Platformu asgari ücretle ilgili dün yaptığı basın açıklamasında, “Acı reçete değil, insanca yaşanacak bir asgari ücret için birleşelim” dedi
Manisa Emek ve Demokrasi Platformu asgari ücretle ilgili Manolya Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Sık sık “Sefalet ücreti istemiyoruz”, “İnsana yakışır asgari ücret”, “Asgari yaşam istemiyoruz”, “Ücretli köle olmayacağız” sloganları atılan açıklamada basın metnini Gıda-İş Manisa Örgütlenme Sorumlusu Hasan Çavdar okudu.
Asgari Ücret Belirleme Komisyonunda iktidarın tutumunun esas olduğunu ve sermayeden yana bir tavır alındığını belirten Çavdar, “İşçileri daha az ücretle nasıl daha çok çalıştıracağından başka kaygısı olmayan patronların, patronları nasıl daha çok ihya ederim diyen hükümetin karnelerine baktığımızda asgari ücretin bırakalım yoksulluk sınırını, açlık sınırını dahi aşamayacağının emarelerini görebiliyoruz” diye konuştu. Türkiye’de asgari ücretin sadece bu ücret karşılığında çalışanların değil, emeği ile geçim mücadelesi veren herkesi yakından ilgilendirdiğini ifade eden Çavdar, “Dolayısıyla ülkemizde yapılan en büyük toplu sözleşmedir” dedi.
“İktidar faturayı işçi sınıfına kesmeye kararlı”
Çavdar, pandemi süreci ile birlikte işsizliğin de artmasıyla, insanca yaşanabilir bir asgari ücret talebinin daha da önemli hale geldiğini belirtirken, “Ekonomide yarattığı enkazı işçi ve emekçilerin başına yıkmakta kararlı olan AKP iktidarı, sermaye için kıyak üstüne kıyak paketleri açıklarken; kirasını, kredisini, faturalarını ödemekte zorlanan, asgari ücretle çalışan, ücretsiz izine çıkarılıp ayda 1135 TL ile yaşamak zorunda kalan işçi ve emekçiye, milyonlarca işsize ‘acı reçete’ içmekten bahsediyor” diyerek asıl fedakarlığı ihalelerle milyar dolarlar kazan sermayedarların yapması gerektiğini söyledi.
“Yaşanabilir bir ücret lütuf değil, temel hakkımız”
Yoksulluk sınırının 8 bin, açlık sınırının 3 bin TL’ye dayandığını, adil- insanca yaşamaya yetecek bir asgari ücret iktidarın ‘lütfu’ değil, temel bir insan hakkı olduğunun önemini vurgulayan Çavdar, adil ve yaşanabilir bir asgari ücret için taleplerini sıraladı:
Ülkemizin de imzaladığı uluslararası sözleşmeler gereği asgari ücret hesabında, işçinin ailesi temel alınmalıdır.
Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalı, yıllardır milli gelirden pay verilmeyen asgari ücretlilerin yaşadığı kayıplar karşılanmalıdır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısı değiştirilerek en az yüzde 50 oranında işçi temsiliyeti sağlanmalı ve uyuşmazlık durumunda grev hakkını da içermelidir.
Pandemi koşullarında işsizlik sigortasından işçilere yapılan ödemelerin (kısa çalışma ödeneği, nakdi gelir desteği ve işsizlik sigortası) alt sınırı asgari ücret olmalıdır.
Pandemide iş ve gelir kaybı olan işçilere asgari ücret düzeyinden az olmayan bir nakdi gelir desteği verilmelidir. Bu destek kayıtsız çalışan işçiler için bütçeden karşılanmalıdır.
Kurumlar vergisi artırılıp zenginlerden servet vergisi alınmalıdır.