Maltepe Belediyesi işçileri yazdıkları mektuplarla Kadıköy Belediyesinde grevdeki işçilerin ve şubenin iradesini çiğneyerek yüzde 8’lik düşük zamma imza atan Genel-İş Genel Merkezine tepki gösteriyor.
Genel-İş Genel Merkezine sesleniyorum; bizler 2018 yılından itibaren KHK ile taşeron firmalardan alınarak belediye şirketlerinde çalışmaya başladık. Taşeron firmalardayken şu ankinden daha yüksek ücret alıyorduk. Belediye şirketlerine geçtiğimizde çalışma koşullarımızın iyileşeceğini ve ücretlerimizin artacağını beklerken tam tersi oldu. Üç sene boyunca yüzde 4+4 zamma mahkum edildik, açlık ve sefalet ücretleri alarak çalışmak zorunda bırakıldık.
İşçilerin ücretlerinin her geçen düşmesi, ekonominin kötü gidişi, yüksek enflasyon ve en son pandeminin de etkisiyle işçilerin sırtındaki yük daha da artmıştır. Bizler hep fedakarlık yaptık. Ama artık fedakarlığın da karşılıklı olmasını bekliyoruz. 2020 yılının yedinci ayında KHK’nin bitişiyle birlikte artık özgür bir TİS yapmak için bir taslak hazırladık. Bu TİS maddeleri günümüz şartlarına uygundur. Karşılanamayacak talepler değildir. Belediye yönetimi 6 aydır bizleri oyalamaktadır. Bizler bu işi hep masada çözme taraftarıyız, hâlâ da öyle. Fakat bizlere greve gitmekten başka çare bırakmadılar.
Kadıköy Belediyesindeki arkadaşlarımız greve çıktı ama Belediye Başkanının kara propagandası ve Genel-İş Genel Merkezinin işçilerin iradesini yok sayması hiç hoş olmadı. Kendi adıma DİSK Genel-İş Genel Merkezini kınıyorum. Sizlerden oradaki işçi arkadaşlarımızın maddi ve manevi olarak yanlarında olmanızı beklerdik. DİSK bu şekilde anılmamalı. Çünkü DİSK çok bedel ödedi, ödemeye de devam edecek. DİSK’in bugünlere gelmesinde bedel ödeyen tüm işçi sınıfının önünde saygıyla eğiliyorum. Bizler onların kemiklerini sızlatmamalıyız. Mücadelemizde hiçbir fark, beklenti ya da menfaat gütmemeliyiz. O zaman mücadelemiz daha kararlı ve daha uzun soluklu olacaktır. İşçi sınıfından bir an önce özür dilenmelidir. Maltepe’de eğer bu tip bir yaklaşım görürsek tepkimizi en ileriden vereceğimizi bilmenizi dilerim. İşçi iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur. İşçinin iradesinin, kararının dışında alınan hiçbir kararı da onaylamayacağımızı bilmenizi isterim. Yapılan bu yanlıştan bir an önce dönüp, bürokratik sendikacılıktan yana değil, sınıf sendikacılığından yana taraf olmanızı dilerim.
Maltepe Belediyesi İşçisi: Bizler Maltepe işçileri olarak Kadıköy’de Genel-İş Merkezinin işçilerin taleplerini hiçe sayıp belediye yönetimi ile anlaşma yapmasını şiddetle kınıyoruz. Bizler bu tür bir müdahaleyi asla kabul etmeyeceğiz ve tanımayız. Bütün kamuoyu bilsin. Genel merkeze bizim sözleşmemize bizden habersiz imza atamaz. Atarsa da o kararı tanımayız.
‘AÇLIĞI YOKSULLUĞU ÇEKEN BİZLERİZ’
Maltepe Belediyesi İşçisi: Kadıköy Belediyesindeki işçi kardeşlerimize yapılan yanlışı kınıyoruz ve Maltepe işçileri olarak birliğimize kararlılığımıza bir önceki dönemdeki deneyimimizle daha fazla güveniyoruz. Bizim grevimiz 23 Şubat Salı günü başlayacak. Bizim irademiz dışında karar verilmesini kabul etmiyoruz. Böyle bir şey olduğu takdirde büyük tepkiler vermekten çekinmeyeceğimizi beliriyoruz. Genel merkezi kapılar ardında işçiden habersiz çirkin bir davranışta bulunmaması için buradan uyarıyoruz.
Maltepe Belediyesi İşçisi: Maltepe Belediyesi işçileri olarak 3 yıldır iktidarın uydurma bir kararnamesiyle KHK adı altında yoksulluğa mahkum edildik. Maaşlarımız 3 yılda açlık sınırına dayandı. Biz işçilerin tek istediği insanca yaşamak. Kadıköy’de işçi arkadaşlarımızın TİS sürecine Genel-İş Genel Merkez yönetimi bir gecede müdahale etti. Arkadaşlarımızın iradesine el attı, işçinin haberi olmadan tepeden toplu sözleşme imzalandı. Bu tutumlarından dolayı Genel Başkanı ve ekibini şiddetle kınıyor, yapmış oldukları bu tutarsızlıktan dönmelerini istiyoruz. Biz Maltepe Belediyesi işçileri olarak geçen sene yaptığımız toplu sözleşmede bu yönetimin gerçek tutumunu görmüştük ve buna benzer bir durum yaşanacağını biliyorduk. Lakin onlar bizi tanımıyorlardı ve onların istediği bir sözleşme imzalamadık. İşçi kendi iradesini sandık koyarak göstermişti. Burada açlığı, yoksulluğu çeken bizleriz. Sizin istediğiniz değil biz ne istersek o olacaktır. Bu artık grevden öte onur mücadelesine dönmüştür. Sizin tarafınız işçi sınıfı tarafı olmalıdır. Adınıza, bağlı olduğunuz sendikanın geçmişine bakarak hareket etmenizi temenni ediyoruz. Çünkü biz herkese karşı gemileri yaktık geri dönüş yok diyerek yolumuza bakacağız.
Genel-İş Genel Merkezine sesleniyorum; bizler 2018 yılından itibaren KHK ile taşeron firmalardan alınarak belediye şirketlerinde çalışmaya başladık. Taşeron firmalardayken şu ankinden daha yüksek ücret alıyorduk. Belediye şirketlerine geçtiğimizde çalışma koşullarımızın iyileşeceğini ve ücretlerimizin artacağını beklerken tam tersi oldu. Üç sene boyunca yüzde 4+4 zamma mahkum edildik, açlık ve sefalet ücretleri alarak çalışmak zorunda bırakıldık.
İşçilerin ücretlerinin her geçen düşmesi, ekonominin kötü gidişi, yüksek enflasyon ve en son pandeminin de etkisiyle işçilerin sırtındaki yük daha da artmıştır. Bizler hep fedakarlık yaptık. Ama artık fedakarlığın da karşılıklı olmasını bekliyoruz. 2020 yılının yedinci ayında KHK’nin bitişiyle birlikte artık özgür bir TİS yapmak için bir taslak hazırladık. Bu TİS maddeleri günümüz şartlarına uygundur. Karşılanamayacak talepler değildir. Belediye yönetimi 6 aydır bizleri oyalamaktadır. Bizler bu işi hep masada çözme taraftarıyız, hâlâ da öyle. Fakat bizlere greve gitmekten başka çare bırakmadılar.
Kadıköy Belediyesindeki arkadaşlarımız greve çıktı ama Belediye Başkanının kara propagandası ve Genel-İş Genel Merkezinin işçilerin iradesini yok sayması hiç hoş olmadı. Kendi adıma DİSK Genel-İş Genel Merkezini kınıyorum. Sizlerden oradaki işçi arkadaşlarımızın maddi ve manevi olarak yanlarında olmanızı beklerdik. DİSK bu şekilde anılmamalı. Çünkü DİSK çok bedel ödedi, ödemeye de devam edecek. DİSK’in bugünlere gelmesinde bedel ödeyen tüm işçi sınıfının önünde saygıyla eğiliyorum. Bizler onların kemiklerini sızlatmamalıyız. Mücadelemizde hiçbir fark, beklenti ya da menfaat gütmemeliyiz. O zaman mücadelemiz daha kararlı ve daha uzun soluklu olacaktır. İşçi sınıfından bir an önce özür dilenmelidir. Maltepe’de eğer bu tip bir yaklaşım görürsek tepkimizi en ileriden vereceğimizi bilmenizi dilerim. İşçi iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur. İşçinin iradesinin, kararının dışında alınan hiçbir kararı da onaylamayacağımızı bilmenizi isterim. Yapılan bu yanlıştan bir an önce dönüp, bürokratik sendikacılıktan yana değil, sınıf sendikacılığından yana taraf olmanızı dilerim.
Maltepe Belediyesi İşçisi: Bizler Maltepe işçileri olarak Kadıköy’de Genel-İş Merkezinin işçilerin taleplerini hiçe sayıp belediye yönetimi ile anlaşma yapmasını şiddetle kınıyoruz. Bizler bu tür bir müdahaleyi asla kabul etmeyeceğiz ve tanımayız. Bütün kamuoyu bilsin. Genel merkeze bizim sözleşmemize bizden habersiz imza atamaz. Atarsa da o kararı tanımayız.
‘AÇLIĞI YOKSULLUĞU ÇEKEN BİZLERİZ’
Maltepe Belediyesi İşçisi: Kadıköy Belediyesindeki işçi kardeşlerimize yapılan yanlışı kınıyoruz ve Maltepe işçileri olarak birliğimize kararlılığımıza bir önceki dönemdeki deneyimimizle daha fazla güveniyoruz. Bizim grevimiz 23 Şubat Salı günü başlayacak. Bizim irademiz dışında karar verilmesini kabul etmiyoruz. Böyle bir şey olduğu takdirde büyük tepkiler vermekten çekinmeyeceğimizi beliriyoruz. Genel merkezi kapılar ardında işçiden habersiz çirkin bir davranışta bulunmaması için buradan uyarıyoruz.
Maltepe Belediyesi İşçisi: Maltepe Belediyesi işçileri olarak 3 yıldır iktidarın uydurma bir kararnamesiyle KHK adı altında yoksulluğa mahkum edildik. Maaşlarımız 3 yılda açlık sınırına dayandı. Biz işçilerin tek istediği insanca yaşamak. Kadıköy’de işçi arkadaşlarımızın TİS sürecine Genel-İş Genel Merkez yönetimi bir gecede müdahale etti. Arkadaşlarımızın iradesine el attı, işçinin haberi olmadan tepeden toplu sözleşme imzalandı. Bu tutumlarından dolayı Genel Başkanı ve ekibini şiddetle kınıyor, yapmış oldukları bu tutarsızlıktan dönmelerini istiyoruz. Biz Maltepe Belediyesi işçileri olarak geçen sene yaptığımız toplu sözleşmede bu yönetimin gerçek tutumunu görmüştük ve buna benzer bir durum yaşanacağını biliyorduk. Lakin onlar bizi tanımıyorlardı ve onların istediği bir sözleşme imzalamadık. İşçi kendi iradesini sandık koyarak göstermişti. Burada açlığı, yoksulluğu çeken bizleriz. Sizin istediğiniz değil biz ne istersek o olacaktır. Bu artık grevden öte onur mücadelesine dönmüştür. Sizin tarafınız işçi sınıfı tarafı olmalıdır. Adınıza, bağlı olduğunuz sendikanın geçmişine bakarak hareket etmenizi temenni ediyoruz. Çünkü biz herkese karşı gemileri yaktık geri dönüş yok diyerek yolumuza bakacağız.