17 Kasım’dan bu yana, “Hayatta kalmak değil yaşamak istiyoruz” diyen Fransız emekçilerin isyanı 17. Haftasını geride bırakırken, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Üç aylık ulusal tartışma ve uzlaşı takvimi” açıklamıştı. Tartışmanın çerçevesini de kendisi çizerek, isyanı soğutmak için hamle yapmıştı. Bu ‘uzlaşı süreci’nde, bir taraftan eylemler sürerken, Fransa’nın yönetenleri de halkın haklı isyanını kriminalize edecek yasalar çıkartmaya devam ediyor.
Fransa Ulusal Meclisi, eylemcilere karşı sert cezalar öngören yasa tasarısını onayladı.
Ulusal Meclis, Senato’da yapılan oylamanın ardından tasarıyı kabul etti. Oylamada, tasarı 115 “hayır” ve 18 “çekimser” ve 210 “evet” oyu aldı. Tasarı yürürlüğe girmeden önce Fransa Anayasa Mahkemesi tarafından incelenecek.
İçişleri Bakanı Christophe Castaner, yaptığı açıklamada, bu tasarının, keyfi uygulamaların başlangıcı olmadığını savundu.
Bakan Castaner, Anayasa Mahkemesinin bu tasarıyı inceleyecek olmasının, tüm şüpheleri ortadan kaldıracağını belirtti.
Yasağa rağmen gösteriye katılanlara 6 ay hapis, 7 bin euro para cezası
Hükümet, Sarı Yelekler’in eylemlerindeki şiddet olaylarını önlemek için eylemcilere sert cezalar getiren yasa tasarısı hazırladı. Meclis, bu tasarı kapsamında gösterilerde ‘maske’ takan protestoculara bir yıl hapis ve 15 bin euro para cezası ile valilerin, tehdit oluşturanların eylemlere katılmasını yasaklamasına izin veren maddeleri ocak ayında onaylamıştı. Yasağa rağmen gösteriye katılanların 6 ay hapis cezası ve 7 bin 500 euro para cezasına çarptırılacağı ifade edilmişti. Eylem yasağı getirilen bu kişilerin tüm bilgilerinin, bir listede yer alacağı belirtilmişti.
Tasarıda izin almadan gösteri yapanların ve gösterilerde şiddet olayları çıkaranların sert şekilde cezalandırılması öngörülüyor. Gösterilerde ortaya çıkan zararın maliyetinin de eylemciler veya ‘şiddete başvuranlar’ tarafından karşılanması öngörülüyor.
Hükümetin bu tasarıyla Sarı Yelekler’e karşı tutumunu sertleştireceğine işaret ediliyor.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, yaptığı açıklamada, bu yasa tasarısının ifade özgürlüğü ve barışçı toplanma hakkını kısıtlamaması gerektiğini belirtmişti. Mijatovic, “Bu hassas durumda hükumet ve parlamenterlere, bu kısıtlamalardan kaçınması, diyalog, insan hakları ve temel özgürlüklere saygı duyması çağrısında bulunuyorum.” ifadelerini kullanmıştı.
