Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel’in Angola, Mozambik, Namibya ve Güney Afrika’ya yaptığı son ziyaret, Küba Devrimi’nin Afrika’daki sömürge yönetimine ve emperyalist sömürüye karşı mücadeleyle onlarca yıldır süren dayanışmasını ve bu mücadeleye katılımını vurguladı.
Angola Ulusal Meclis Başkanı Carolina Cerqueira, 21 Ağustos’ta başkent Luanda’da düzenlenen özel bir oturumda Küba Devlet Başkanı’nı tanıttı. Diaz-Canel’in, Angola’nın Portekiz’den bağımsızlığını kazanması ve bunu sağlamlaştırmasında Küba halkının koşulsuz desteğinin belirleyici olduğunu söyledi.
Cerqueira, “Kübalı kardeşlerimiz Afrika halkının mücadelesine destek olmak için okyanusu geçtiler” diyerek ekledi: “Küba birlikleri Angola, Namibya’nın bağımsızlığının ve Güney Afrika’daki ırkçı apartheid rejiminin sona ermesinin temel dayanağıydı.”
Cerqueira, 1975’ten 1991’e kadar apartheid Güney Afrika rejimi tarafından Angola’nın defalarca işgal edilmesine engel olarak kilit rol oynayan 375.000 Kübalı enternasyonalist savaşçının yanı sıra 50.000 sağlık, eğitim, inşaat ve diğer işçilerden bahsediyordu.
Díaz-Canel Ulusal Meclis’te Fidel Castro’nun 1988’de şöyle dediğini söyledi:
“Enternasyonalist olmak insanlığa olan borcumuzu ödemektir ve başkaları için savaşamayan birinin asla kendisi için yeterince mücadele edemeyeceğini.”
Bugün ülkede yaklaşık 1.200’ü sağlık çalışanı olmak üzere 2.056 Kübalı enternasyonalist bulunuyor. Altı yüz Kübalı sağlık personeli, 3.000 Angolalının doktor olarak eğitilmesine yardımcı oluyor. Küba başkanı, “Angola, en çeşitli ve en çok işbirliğine sahip olduğumuz Afrika ülkesidir” dedi.
20 Ağustos’ta Luanda’da Díaz-Canel ile Kübalı gönüllüler arasında yapılan toplantıda inşaat mühendisi Wilfredo Ferrer söz aldı: “Angola’nın Küba ile işbirliği ekonomik sözleşmelerle sınırlı değil. Böyle görülmemesi lazım. İşbirliğimizin eş anlamlısı dayanışma ve kardeşliktir. Savaş sırasında bu böyleydi, şimdi de barış sırasında böyle.”
Dr. Alejandro Naranjo toplantıda Kübalı gönüllülerin Angolalıların eğitimine yardımcı olduğunu ancak bunun aynı zamanda Kübalılar için de bir öğrenme deneyimi olduğunu söyledi: “Angolalı doktorların her gün karşı karşıya kaldıkları, tedavilere hakim oldukları ve başarılı bir şekilde uyguladıkları nadir hastalıkları ya da Küba’da ortadan kaldırılmış hastalıkları görmemizi sağlıyor”
Güney Afrika’da, Güney Afrika Sendikalar Kongresi, Afrika Ulusal Kongresi, Güney Afrika Komünist Partisi ve hükümetin üst düzey yetkililerinin katıldığı bir dayanışma toplantısı için 23 Ağustos’ta Pretoria’daki Özgürlük Parkı’nda Küba delegasyonunu yaklaşık 800 kişi karşıladı.
Apartheid’a karşı mücadelenin öyküsünü anlatmaya adanan parkta, Angola’da çatışmada ölen 2.000’den fazla Kübalı enternasyonalistin isimleri de dahil olmak üzere, mücadele sırasında ölen 143.000 kişinin isimlerinin yazılı olduğu bir duvar bulunuyor.
Díaz-Canel kalabalığa şunları söyledi: “Özgürlük ve insan hakları savunucularının onları ‘terörist’ olarak gördüğü bir dönemde, Küba çok erken bir dönemden itibaren Nelson Mandela ve yoldaşlarının hapsedilmesini kınadı.” ve ekledi: “Apartheid’in sona ermesine katkıda bulunmuş olmak büyük bir memnuniyet.”
Apartheid rejiminin devrilmesinden sonra, Mandela’nın yurtdışına yaptığı ilk gezilerden biri Küba’ya oldu; burada Fidel Castro’yu kucakladı ve 26 Temmuz 1991’de Matanzas’ta düzenlenen mitingde on binlerce Kübalıya yaptığı konuşmada ona katıldı. Miting, Küba Devrimi’nin açılış sahnesi olan Fulgencio Batista diktatörlüğünün Moncada askeri üssüne düzenlenen 26 Temmuz 1953 saldırısını kutladı.
Mandela, “Küba halkının Afrika halkının kalbinde özel bir yeri var” dedi. “Kübalı enternasyonalistler Afrika’nın bağımsızlığına, özgürlüğüne ve adaletine, ilkeli ve özverili karakteriyle eşi benzeri olmayan bir katkıda bulundular.”
Özgürlük Parkı’ndaki Güney Afrikalı konuşmacıların çoğu, ABD’nin Küba’ya yönelik ekonomik savaşının sona ermesi, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “terörizmi destekleyen devletler” listesinden çıkarılması ve ABD ordusunun işgal ettiği Guantanamo’nun Küba’ya geri dönmesi çağrısında bulundu.
Díaz-Canel, Güney Afrika’dayken Pretoria’daki BRICS zirvesine de katıldı ve konuşma yaptı.
Çeviri: Direnişteyiz.Org