Bir virüsün bulunabildiği ve barınabileceği yerleri düşünmek, bu sinsi düşmana karşı önlem almanızı sağlayabilir!
Bazıları biraz “paranoyakça” gelebilir; ancak bu yazının yazıldığı sıralarda Birleşik Krallar başbakanı Boris Johnson ve Veliaht Prens Charles da dahil birçok yüksek profilli kişinin de hastalığa yakalandığını ve bu isimlerin bizler gibi “sıradan ölümlülere” oranla ne kadar steril bir hayat yaşadığını düşünecek olursanız, virüsün yayılma hızı ve biçimleri üzerine daha iyi düşünmeniz gerektiğini görebilirsiniz.
Henüz A’dan Z’ye tanımlanmamış bir virüsün çevremizde kaç kişide gezdiğini asla bilemeyeceğimiz bu günlerde, hayatta kalmak paranoyak olmaktan ya da zannedilmekten elzemdir denebilir.
Temel Uyarılar
Bazı temel uyarılarla başlayalım:
Maske ve Eldiven Kullanımı
Öncelikle evinizde eczanelerden bulabileceğiniz muayene eldivenlerinden bulundurun. Dışarıda temas edeceğimiz kontamine (virüs bulaşmış) yüzeylerin fazlalığından dolayı, eldiven takmak maske takmaktan daha fazla önem arz edebilir. Maske ise kapalı mekanlar, kalabalık ortamlar ve soğuk havalarda önem kazanıyor.
“İlk ikisi mantıklı da, soğuk hava ne alaka?” diyor olabilirsiniz. Soğuk havalar da önemli, çünkü soğumuş hava daha fazla nem tutabilir. Bu nedenle soğuk havada daha fazla sayıda ve daha iri damlacık ve parçacık havada asılı kalabilir. Bu nedenle hapşıran bir kişinin saçtığı partiküllerin havada daha uzun süre asılı kalabilmesi mümkün olacaktır. Bu yüzden ihtiyaten soğuk havalarda maske takmanızı öneriyoruz.
Tabii eldiven kullanırken, eğer eldivenle yüzeylere dokunduktan sonra aynı eldivenle yüzünüze dokunursanız, eldivenin hiçbir işlevi olmayacaktır. Eldivenin amacı, ellerinizi olabildiğince steril tutabilmektir. Kullandığınız eldivenleri sokaklara değil, düzgün bir şekilde çöpe atmanız ve sonrasında ellerinizi 20 saniye boyunca sabunlu suyla yıkamanız gerekir.
Hastalığı Tanıyın
Resmi adıyla SARS-CoV-2 koronavirüsü, şu anda salgını yüzünden evlere kapandığımız bulaşıcı COVID-19 hastalığına sebep olmaktadır. Virüsün ismindeki SARS kelimesi İngilizce ‘Severe Acute Respiratory Syndrome’ ifadesinin kısaltması ve ‘Şiddetli Akut Solunum Sendromu’ anlamına geliyor. Yani hastalık solunum yolları ve akciğerden vuruyor.
Hastalığın öldürücülük oranı %2-3 civarında seyrediyor. Yani hastaların çoğu iyileşip kurtuluyor.
Ancak bu tedavi ve iyileşme sürecini, grip benzeri bir hastalıktan halsizlik ve yüksek ateş ile hastanede yatıyormuş gibi düşünmeyin. Bu şekilde geçirebileceğiniz gibi, solunum cihazına bağlı nefes alarak da geçirebilirsiniz. Eğer tablo böyle ise, bu süreç akciğerlerde dayanması oldukça zor sancılarla geçiyor. İyileşip kurtulan bir hasta, yaşadıklarını “Sanki akciğerlerimde cam vardı. Nefes alıp verdikçe kırılıp ciğerlerime batıyorlardı.” şeklinde anlatıyor. Ayrıca hasta olup iyileşenlerden akciğer kapasitesinin kalıcı şekilde düşüyor olabileceğini düşündüren bazı raporlar da mevcut.
SARS-CoV-2 koronavirüsünün yapısını iyi bilirseniz, onunla nasıl baş edeceğinizi de daha iyi bilirsiniz. Yeni tip koronavirüs, 60 ila 140 nanometre arasında değişen bir büyüklükte olabiliyor. Kıyas için 1 nanometre, 1 milimetrenin milyonda biridir.
Hastalıkla ilgili çok daha geniş bilgiyi buradan alabilirsiniz.
İyi bir haber ise, SARS-CoV-2 zarflı virüslerden biri… Bu da virüsle mücadeleyi nispeten kolaylaştırıyor. Ne demek peki zarflı virüs? Basitçe; bir protein katmanı ile çevrelenmiş genetik malzeme demektir. Bunu, en tepedeki görselden görebilirsiniz. Sabun, deterjan, alkol gibi yağları parçalayan kimyasallar, yeni tip koronavirüsün protein kılıfını çözüp parçalıyor ve genetik malzeme dağılıyor. Yani virüsü yok etmiş oluyorsunuz.
Güncel son araştırmalara göre yeni tip koronavirüs farklı yüzeylerde farklı süreler varlığını koruyabiliyor:
- Aerosoller (Havada asılı 5 mikrometreden küçük parçacılar) içinde: 3 saate kadar
- Bakır yüzeylerde: 4 saate kadar
- Karton üzerinde: 24 saate kadar
- Plastik ve paslanmaz çelik üzerinde: 72 saate kadar
Bu süre zarfında her dakika virüsler aktivitesini kaybetmeye devam ediyor ve bildirilen sürenin sonunda sizi enfekte edemeyecek kadar az virüs kalıyor.
Ama genel bir uyarı olarak; yeni tip koronavirüsün tanımlanma sürecinin devam ettiğini, iyi veya kötü yeni yönlerinin ortaya çıkabileceğini hep aklınızda tutun.
Evet, ön uyarılarımızdan sonra şimdi detaylı önlemleri gözden geçirelim:
Evden Çıkarken
Muayene eldivenlerinizi giydiniz. Ama eğer giymediyseniz daire kapısından itibaren muhtemel kontamine yüzeyleri hatırlatalım:
- Daire kapısının dış kolçağı
- Merdiven otomatiğinin düğmeleri
- Asansör kapı kolu (iç ve dış)
- Asansör kat butonları
- Apartman kapı otomatiği butonu
- Apartman kapı kolu (iç ve dış)
Bütün bu yüzeylere ya eldiven ya da bir kağıt mendil ile temas etmelisiniz.
Mümkünse asansörlere binmemeye çalışın ve merdivenleri tercih edin. Asansöre binmeniz gerekirse, düğmelere basmak için yanınızda bir kalem taşıyabilirsiniz. Kullandıktan sonra kalemi alkol bazlı ıslak mendil ya da dezenfektan ile temizleyip yerine koyabilirsiniz.
Merdiven trabzanları ve duvarlar karşılaşacağınız diğer muhtemel kontamine yüzeyler. Merdivenlerden mümkün olduğunca hiçbir yere değmeden inip-çıkmaya çalışın.
Dışarıda
Dışarıda, sosyal mesafeyi korumak kaydıyla tek başınıza maskesiz yürümenin genel olarak güvenli olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle de hava güneşli ve sıcaklık yüksekse… Ama hava soğuksa, az önce de söz ettiğimiz gibi, risk biraz yükseliyor olabilir. Ancak hastalığın ana bulaşma yolu aerosol değil, damlacıklar. Bu nedenle dışarıda havayı soluyarak hastalığa yakalanma ihtimaliniz epey düşük.
ATM’de
Gün boyunca yüzlerce kişinin parmaklarını dokundurduğu ATM tuşları ve ekranları çok yüksek ihtimalle kontaminedir. Eldiveniniz varsa sorun yok. Ama eldiveniniz yoksa, kaleminizi tuşlara basarken kullanabilirsiniz.
ATM’den ihtiyacınız kadar para çekmenizi, harcamalarınızı yaptıktan sonra geri kalan paranın tümünü tekrar hesaba yatırmanızı tavsiye ederiz. Yüzlerce hatta binlerce kişinin elinden geçmiş banknot ve metal paralar tam bir mobil virüs taşıyıcıdır. Cüzdanınıza yerleştirdiğiniz paralar cebinizde virüs taşımakla eşdeğerdir.
Eğer günlük hayatınızdaki nakit kullanma alışkanlığınızı aynen sürdürüyorsanız, SARS-CoV-2 koronavirüsü ortalama bir gün içinde aktivitesini kaybedecek olsa da, devamlı bir nakit trafiği cüzdanınızdaki kontamine para varlığını güncel tutacaktır.
Markette
Markette kredi / banka kartını kasiyere verdiniz. Kasiyerin ellerinde eldiven var ancak gün boyunca yüzlerce kredi kartı ve nakit paraya temas etmiş. Yani kasiyerin eldivenleri kontamine…
Siz o kartı geri aldınız. Artık kartınız da kontamine…
Kartı alkol ya da bir dezenfektan ile silmeden cüzdandaki yerine koydunuz. Artık o kart yuvası da kontamine…
Plastikten yapılmış kartınızı 72 saate varan sürelerde o kart yuvasına her çıkarıp-sokmada tekrar kontamine olacak.
Eldivensiz olarak paketli ürün seçiyorsunuz. O paketli ürünlere yüzlerce kişi dokundu ve bazıları enfekte. Artık elleriniz kontamine…
O ürünleri çıplak elle incelediniz ve almaktan vazgeçtiniz. Elleriniz cebinizde marketi terkettiniz. Artık cepleriniz de kontamine. Ellerinizi cebinize her sokup-çıkardığınızda elleriniz tekrar kontamine olacak.
Eldiven taktınız ama her yere rahatça dokunduğunuz eldivenli ellerinizi cebinize soktunuz. Elleriniz güvende. Ama cepleriniz artık kontamine…
Bu yüzden, dışarı çıkıp eve her dönüşte kıyafetlerinizi henüz elleriniz eldivenli iken çıkarıp makineye atın ve yıkayın ya da size özel bir kirli sepetine atın.
Toplu Taşımada
Minibüsler için bunu söylememiz çok kolay değil ama bu günlerde boş metro, tramvay ve otobüslerde bir yerlere tutunmadan durabilmeniz mümkün. Kalabalık ise, gerekirse işinizi iptal edin ve binmeyin. Eğer boş ise, en yakın yolcuya 1,5 – 2 metre mesafe bırakarak bir köşede dikilebilirsiniz. Bu durumda da kalkış ve duruşlarda düşmemek için tutmaktan imtina ettiğiniz tutamaçlara giysilerinizle dayanacaksınız.
Bu durumda giysiniz de kontamine oldu. Bunu da not alın.
Tavsiyeyi yalnızca ayakta seyahat etmek üzerine kurduk çünkü oturursanız ve yanınıza birisi oturursa sosyal mesafeyi ortadan kaldırmış olursunuz.
Hapşırma ve öksürme ihtimaline karşı paketinden çıkarılıp açılmış bir kağıt mendil hep elinizde olsun. Onu ağzınıza kapatarak hapşırın. Yanınızda kağıt mendil yoksa dirseğinizin içine hapşırın ya da öksürün. Eğer hapşırdığınız dirseğinizin bizzat kendisi ise yani teniniz ise, ilk fırsatta alkol bazlı bir ıslak bezle silin ya da sabunlu suyla yıkayın. Yok eğer giysinizin kol içine hapşırdıysanız, o zaman eve dönene kadar giysinizin o kısmının hiçbir yere temas etmediğinden emin olun.
Sonunda ineceğiniz durağa geldiniz. Otobüste iseniz, inmek için önce butona basmanız gerekiyor. Ancak o butona yüzlerce insan dokundu ve bir kısmı enfekte idi. Burada da eldivenlerinizi ya da yoksa kaleminizi kullanabilirsiniz.
İşe Gitmek Zorunda Olanlar
Bazılarınızın işverenleri duyarlı çıktı ve evden çalışmaya başladınız. Ama maalesef bazılarınız ofise, atölyeye vs. gitmek zorunda. Bazılarınız marketlerde çalışıyor ki bu en riskli çalışma pozisyonlardan biri. Belki de gün boyunca bir kişi gelmese bile bir devlet dairesinde çalışıyorsunuz.
Eğer halen gidecek bir işiniz varsa hem şanslısınız hem de risk altında…
Ofiste çalışıyorsanız ve ayrı bir odanız varsa, sosyal mesafe kendiliğinden oluşmuş demektir. Ama bu, riskin sıfır olduğu anlamında da gelmiyor.
Odaya giren müşteri ya da ziyaretçinin gelene kadar nerelere temas ettiğini bilmediğiniz için ya eldiven takmasını sağlayın ya da hemen ellerini dezenfekte etmesini sağlayın. Her iki durumda da nerelere temas ettiğini izleyin. Eğer mümkün ise ziyareti kısa kesmesini ya da ziyareti esnasında hiçbir yere temas etmemesini sağlayın. Temas ettiği yerleri ziyaret sonrası en az %60 alkol solüsyonu veya kolonya ile silin.
Gün boyunca kullandığınız telefon, tablet, bilgisayar, yazıcı, tarayıcı, fotokopi vs. cihazları periyodik aralıklarla alkol solüsyonu ya da kolonya ile ıslatılmış ıslak mendille silin.
Hapşırma ve öksürme anında cebinizden ya da çantanızdan ışık hızıyla kağıt mendil çıkaramayacağınız için, daima yanınızda paketten çıkarılmış ve açılmış temiz bir kağıt mendil bulundurun. Daima bu mendile öksürün ya da hapşırın ve asla tekrar kullanmayın. Hapşırılan kısım içeride kalacak şekilde buruşturup çöpe atın ve hemen ellerinizi sabun ile yıkayın. Nerede? Cevabı bir sonraki başlıkta.
Lavaboda/Tuvalette
Lavabo kapısı içeri açılıyorsa ayağınızla itebilirsiniz. Ama içeri veya dışarı bir kolçağı çevirerek açılabiliyorsa, asla çıplak elinizle dokunmayın. Bu, aslında salgın dönemi dışındaki zamanlar için de geçerlidir. İçeriden çıkan bireylerin bir kısmı elini sabunla yıkamamış ve o ellerle o kolçakları tutmuştur.
Aynı senaryo içerideki kabin kapılarının kolçakları, kilitleri, tüm musluklar ve sabun otomatları için de geçerlidir. Hiçbirini çıplak elle tutmayın. Bir peçete ya da kağıt mendil kullanın. Lavabo genel kapısından çıkarken de o kağıt mendili kapattıktan sonra en yakın çöpe buruşturmadan atın. Buruştururken kontamine yüzeyi elinize temas edebilir.
Ve Eve Dönüş
İşten, yürüyüşten, eczaneden veya marketten eve dönüyorsunuz. Apartman kapısına geldiniz. Mümkünse evdeki biri kapı otomatiğine bassın ve siz ayağınızla iterek açın. Bu esnada daire kapısı da açılmış olacaktır zaten. Ancak evde kimse yoksa, anahtarınızı kullanmanız gerekecektir. Apartman kapısını anahtarınızla açtıktan sonra yine ayağınızla iterek açın kapıyı.
Merdiven otomatları harekete duyarlı olanlardan değilse ışıkları açmak için yine anahtarınızın ucunu kullanın. Daire kapısına geldiğinizde ise sizi, önceden seyreltilmiş çamaşır suyuna basılarak ıslatılmış bir havlu ya da büyükçe bir bez paspasınızın üzerinde serili halde bekliyor olsun. Ayakkabılarınızın tabanını ona silerek girin evinize. Tabii evdeki diğer ayakkabıların tabanlarının zaten seyreltilmiş çamaşır suyu ile silindiğini farzediyoruz.
Daha önce de söylediğimiz gibi giysilerinizi çıkarıp, ortak olmayan, size özel bir kirli sepetine atın. Yenilerini giyin.
Sonuç
Kendimize olduğu kadar çevremize karşı da sorumluyuz. Zira enfekte olmaktan kaçarken kendimiz de enfekte eden tarafta olabiliriz. Ellerinizi sabunla yıkayın, mendile hapşırın, yüzünüze dokunmayın.
Salgın sonrası mutlu günlerde görüşmek üzere…