Koranavirüs pandemisi kapsamında önlemler artarak sürüyor. Tedbir sebebiyle işini kaybetmiş, zorunlu izne çıkarılmış bu sebeple ay sonunu nasıl getireceğini düşünen ise yaşadıklarını Independent Türkçe’ye anlattı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ilk teyit edilmiş vaka açıklamasından bu yana koronavirüs pandemisi kapsamında önlemler artarak sürüyor.
Sokaklar boşaldı, emekçilerin bir kısmı evden çalışmaya başladı. Sinemalar, konserler, kahvehaneler, barlar, spor salonları kapandı.
Düzenli maaş alan, uzaktan çalışma düzenine uygun özel sektör çalışanları ile izinli devlet memurları kendilerini sosyal karantinaya alabildi.
Peki ya tedbirler nedeniyle işleri aksayan firmalardan işten çıkarılanlar, günlük yevmiye ya da kaşe ile çalışan emekçiler?
Tedbir sebebiyle işini kaybetmiş, zorunlu izne çıkarılmış, bu sebeple ay sonunu nasıl getireceğini düşünenlerle konuştuk.
Bu süreçte en çok etkilenenler şüphesiz hizmet ve eğlence sektörü oldu. Kafeler, barlar, spor salonları, tiyatrolar, konserler iptal edildi. Bu durum bu alanda eğitim verenleri de etkiledi.
“Mecbur birikime yaslanacağız”
Gamze Yılmazel özel davul ve perkisyon dersi veren bir müzisyen.
Özel bir kursta eğitmenlik yapan Yılmazel, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) eğitime ara verildiğini açıkladığı gün kurs yönetiminin grup derslerin iptal edildiğini, ama özel derslerin süreceğini belirttiğini söylüyor.
“Kurs bu süre içinde dezenfekte edildi. Önlemler alındı. Ama daha sonra MEB gibi bir tavır aldıklarını, tüm dersleri iptal ettiklerini söylediler” diyen Yılmazel, “Kimse bana ‘ders yapmak istiyor musun, iptal etmek ister misin, kendini güvende hissediyor musun’ diye sormadı. Benim için emrivaki bir karardı” diyor.
Ödemelerini ancak sonraki ayın başında aldığını söyleyen Yılmazel, mart ayının ücretini alıp alamayacağından endişeli.
Bir yandan çeviri yaptığını belirten Yılmazel, “Az bir birikimim vardı. Ailemle beraber yaşıyorum. Kira giderim olsaydı çok zorlanırdım. Hazıra dağ dayanmaz, ama mecbur birikime yaslanacağız” diyor.
KHK’lı öğretmen kahvehanedeki işinden de oldu
Seyfettin Çiftçi ise 7 Şubat 2017’de yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen bir sınıf öğretmeni.
İhraç edildiği günden beri sigortasız olarak çeşitli işlerde çalıştığını söyleyen Çiftçi, en son bir kahvehanede iş bulmuş.
“Önce tam zamanlıyken üç dört aydır yarım zamanlı çalışıyordum. Sonra belediye, araçlardan kahvehanelerin kapatılacağına dair hoparlörle anons yaptı. Akşam da İçişleri Bakanlığı genelgesini getirdiler” diyen Çiftçi o anda işsiz kaldığını söylüyor.
Kirada oturan Çiftçi, ablası ve kardeşiyle beraber yaşıyor. Evde çalışan tek kişinin kendisi olduğunu söyleyen Çiftçi, artık sadece Eğitim-Sen’den aldığı dayanışma aidatıyla geçinmeye çalıştığını ekliyor.
“Nereye kadar evde oturabilirim bilmiyorum”
Mustafa Aydın* İstanbul’da butik bir restoranda aşçı. Aşçılık eğitimi alan Aydın, 10 senedir bu işi yaptığını, son 7 aydır da bu restoranda çalıştığını söylüyor.
“Önceden de her şey güllük gülistanlık değildi, bazen paramız geç veriliyordu, bazen SGK’mız yatmıyordu” diyen Aydın’ın işleri koronavirüs salgını tartışmaları arttıkça azalmış.
“Son bir haftadır iş yapmıyorduk” diyen Aydın, ilk olarak işverenin kendilerinden izne ayrılmalarını talep ettiğini söylüyor:
Bunu yapamayacağımızı, çalışmak zorunda olduğumuzu söyledik. Birkaç gün sonra müşteri gelmediği için ‘kapatıyoruz dükkanı’ dendi. Maaşımız, SGK’mız yatacak mı, ücretli ya da ücretsiz izinde miyiz, bilmiyoruz. Sorduğumuzda işveren de bilmediğini söylüyor. Nereye kadar evde oturabilirim bilmiyorum. Çok küçük bir birikimim var, onunla geçiniyorum.
“‘Dükkanı kapatıyoruz, hakkınızı helal edin’ dediler”
İsmail Özkan* salgın önlemleriyle beraber iki gelir kaynağını birden kaybetmiş.
Özel bir eğitim kurumunda yarı zamanlı İngilizce öğretmeni olarak çalışan Özkan’ın derslerin iptal olmasından sonra işveren “Yarı zamanlı gelip gitmeye devam edersen ücretin yatar” demiş.
Özkan “Ama ertesi gün WhatsApp grubunda artık herkesin evden çalışacağını söylediler. Ben öğretmenim. Evden çalışma gibi bir durumum, çalıştığım kurumun da böyle bir altyapısı yok. Bu nedenle ücret alıp almayacağımı bilmiyorum” diyor.
İkinci bir iş olarak barda da çalışan Özkan, barlar kapandığında bu gelirinden de olduğunu söylüyor:
İşverenle görüştük. ‘Dükkanı kapatıyoruz arkadaşlar hakkınızı helal edin’ dediler. Dükkanın yeniden açılıp açılmayacağı belirsiz. Açılırsa ilk bizi arayacaklarını söylediler ama ‘bulabiliyorsanız iş bulun’ dediler.
Özkan da ev arkadaşıyla beraber kirada yaşıyor. Bir kiralık birikimi olduğunu söyleyen Özkan, annesi ve ablası yaş ve kronik rahatsızlıktan ötürü risk grubunda olduğu için enfekte olmadığından emin olmadığı sürece yanlarına gitmeyeceğini söylüyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ilk teyit edilmiş vaka açıklamasından bu yana koronavirüs pandemisi kapsamında önlemler artarak sürüyor.
Sokaklar boşaldı, emekçilerin bir kısmı evden çalışmaya başladı. Sinemalar, konserler, kahvehaneler, barlar, spor salonları kapandı.
Düzenli maaş alan, uzaktan çalışma düzenine uygun özel sektör çalışanları ile izinli devlet memurları kendilerini sosyal karantinaya alabildi.
Peki ya tedbirler nedeniyle işleri aksayan firmalardan işten çıkarılanlar, günlük yevmiye ya da kaşe ile çalışan emekçiler?
Tedbir sebebiyle işini kaybetmiş, zorunlu izne çıkarılmış, bu sebeple ay sonunu nasıl getireceğini düşünenlerle konuştuk.
Bu süreçte en çok etkilenenler şüphesiz hizmet ve eğlence sektörü oldu. Kafeler, barlar, spor salonları, tiyatrolar, konserler iptal edildi. Bu durum bu alanda eğitim verenleri de etkiledi.
“Mecbur birikime yaslanacağız”
Gamze Yılmazel özel davul ve perkisyon dersi veren bir müzisyen.
Özel bir kursta eğitmenlik yapan Yılmazel, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) eğitime ara verildiğini açıkladığı gün kurs yönetiminin grup derslerin iptal edildiğini, ama özel derslerin süreceğini belirttiğini söylüyor.
“Kurs bu süre içinde dezenfekte edildi. Önlemler alındı. Ama daha sonra MEB gibi bir tavır aldıklarını, tüm dersleri iptal ettiklerini söylediler” diyen Yılmazel, “Kimse bana ‘ders yapmak istiyor musun, iptal etmek ister misin, kendini güvende hissediyor musun’ diye sormadı. Benim için emrivaki bir karardı” diyor.
Ödemelerini ancak sonraki ayın başında aldığını söyleyen Yılmazel, mart ayının ücretini alıp alamayacağından endişeli.
Bir yandan çeviri yaptığını belirten Yılmazel, “Az bir birikimim vardı. Ailemle beraber yaşıyorum. Kira giderim olsaydı çok zorlanırdım. Hazıra dağ dayanmaz, ama mecbur birikime yaslanacağız” diyor.
KHK’lı öğretmen kahvehanedeki işinden de oldu
Seyfettin Çiftçi ise 7 Şubat 2017’de yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen bir sınıf öğretmeni.
İhraç edildiği günden beri sigortasız olarak çeşitli işlerde çalıştığını söyleyen Çiftçi, en son bir kahvehanede iş bulmuş.
“Önce tam zamanlıyken üç dört aydır yarım zamanlı çalışıyordum. Sonra belediye, araçlardan kahvehanelerin kapatılacağına dair hoparlörle anons yaptı. Akşam da İçişleri Bakanlığı genelgesini getirdiler” diyen Çiftçi o anda işsiz kaldığını söylüyor.
Kirada oturan Çiftçi, ablası ve kardeşiyle beraber yaşıyor. Evde çalışan tek kişinin kendisi olduğunu söyleyen Çiftçi, artık sadece Eğitim-Sen’den aldığı dayanışma aidatıyla geçinmeye çalıştığını ekliyor.
“Nereye kadar evde oturabilirim bilmiyorum”
Mustafa Aydın* İstanbul’da butik bir restoranda aşçı. Aşçılık eğitimi alan Aydın, 10 senedir bu işi yaptığını, son 7 aydır da bu restoranda çalıştığını söylüyor.
“Önceden de her şey güllük gülistanlık değildi, bazen paramız geç veriliyordu, bazen SGK’mız yatmıyordu” diyen Aydın’ın işleri koronavirüs salgını tartışmaları arttıkça azalmış.
“Son bir haftadır iş yapmıyorduk” diyen Aydın, ilk olarak işverenin kendilerinden izne ayrılmalarını talep ettiğini söylüyor:
Bunu yapamayacağımızı, çalışmak zorunda olduğumuzu söyledik. Birkaç gün sonra müşteri gelmediği için ‘kapatıyoruz dükkanı’ dendi. Maaşımız, SGK’mız yatacak mı, ücretli ya da ücretsiz izinde miyiz, bilmiyoruz. Sorduğumuzda işveren de bilmediğini söylüyor. Nereye kadar evde oturabilirim bilmiyorum. Çok küçük bir birikimim var, onunla geçiniyorum.
“‘Dükkanı kapatıyoruz, hakkınızı helal edin’ dediler”
İsmail Özkan* salgın önlemleriyle beraber iki gelir kaynağını birden kaybetmiş.
Özel bir eğitim kurumunda yarı zamanlı İngilizce öğretmeni olarak çalışan Özkan’ın derslerin iptal olmasından sonra işveren “Yarı zamanlı gelip gitmeye devam edersen ücretin yatar” demiş.
Özkan “Ama ertesi gün WhatsApp grubunda artık herkesin evden çalışacağını söylediler. Ben öğretmenim. Evden çalışma gibi bir durumum, çalıştığım kurumun da böyle bir altyapısı yok. Bu nedenle ücret alıp almayacağımı bilmiyorum” diyor.
İkinci bir iş olarak barda da çalışan Özkan, barlar kapandığında bu gelirinden de olduğunu söylüyor:
İşverenle görüştük. ‘Dükkanı kapatıyoruz arkadaşlar hakkınızı helal edin’ dediler. Dükkanın yeniden açılıp açılmayacağı belirsiz. Açılırsa ilk bizi arayacaklarını söylediler ama ‘bulabiliyorsanız iş bulun’ dediler.
Özkan da ev arkadaşıyla beraber kirada yaşıyor. Bir kiralık birikimi olduğunu söyleyen Özkan, annesi ve ablası yaş ve kronik rahatsızlıktan ötürü risk grubunda olduğu için enfekte olmadığından emin olmadığı sürece yanlarına gitmeyeceğini söylüyor.