“Eylül ayında da fabrikada bir dedikodu yayılmaya başladı “fabrika kısa çalışmaya gidecek!” Kısa çalışma mı? O ne ki acaba?”
Ankara’dan döküm fabrikası işçisi anlatıyor:
Yaklaşık 2 yıldır bir döküm fabrikasında çalışıyorum. İşyerine alınan neredeyse son işçilerdenim. İşyerinde Haziran’dan Eylül ayına kadar yaklaşık 200 civarı işçi arkadaş çıkarıldı. Haftalara yayılan bu işçi çıkarmalar işçinin moral motivasyonunu bozan, her an çıkarılmayı bekleyen bir durum yarattı. İş güvenliği açısından, yemekle ilgili vs aslen en doğal hak olan konularda bile itirazın önünü kesecek bir durum yarattı. Çünkü insanlar işten çıkarılma korkusu ile hiçbir şeye ses çıkaramadı. Tabii ki bu durum en çok patrona ya da temsilcileri olan amirlere yaradı. Çıkarmaların gerekçesi hazırdı; KRİZ!
Bu arada işyerimizde sendikamız var. Türk-İş’e bağlı Türk Metal sendikası. (Sanki güldüğünüzü ya da ‘bazı hayırlı dualar’ ettiğinizi duyar gibiyim!) Dört aya yayılan bu işten çıkarmalar süresince bir tek sendika temsilcisi bile ortaya çıkıp (bizleri direnişe, grevi çağırmasını beklediğimden değil de) iki kelam etmediler.
Eylül ayında da fabrikada bir dedikodu yayılmaya başladı “fabrika kısa çalışmaya gidecek!” Kısa çalışma mı? O ne ki acaba?
Çalıştığım bölümde yaklaşık 100 kişiden 10-15 civarı işçi 8 yıl ve üzeri süredir çalışmakta. Sadece bu insanlar, kısmen de olsa, kısa çalışmayı bilmekte. Neyse sonra netleşti kısa çalışma. Haftada 4 gün çalışacaktık artık. İyi, 4 gün çalış hem maaş al, arada ek iş falan, vergi diliminden kaynaklı son 3 ayın yüksek kesintisini toplamış kurtarmış oluruz…
Tabii ki böyle bir şey mümkün değilmiş. Bu arada kısa çalışma programı böylesi kriz dönemlerinde devletin işçi ve işvereni desteği imiş. Aman ne destek!
Çalıştığımız 4 günün parasını iş yeri veriyor. Ya iki gün? İşte onu da işsizlik maaşı alabilecek kapsamda isen İŞKUR yüzde 60’ını veriyor. Ya yüzde 40’ı? Kriz var ya kardeşim işinden olmadığına şükret! İyi de kardeşim ben işsizlik maaşı alacak kapsamda değilim. Yani son 3 yılda 600 gün sigortam yok. Ee, ben ne yapacağım? İşyerinin insan kaynakları bu konuda çok güzel 2 önerisi var!
1) Kısa çalışmanın süreceği 3 ayda, her Cuma ve Cumartesi gününe ücretsiz izin yazdırabilirsin. Yani Ekim ayında 7 gün, Kasım ayında 10 gün, Aralık ayında da 8 gün sigortan yatmaz, para da alamazsın.
2) Ücretsiz izin almayayım diyorsan biz maaşını, sigortanı tam yatıralım ama senelik izninden düşeriz! Yani 3 ayda 25 gün. yaklaşık 2 yıllık senelik iznin gider.
Hazır fırsat elde, işsiz kalmak daha mı iyi?!
Sorun biter mi? Asla! Diyelim ki, işsizlik maaşı kapsamındasın. Ancak bir ay bile olsa işsizlik maaşı aldıysan vay haline. İŞKUR’dan alacağın para yarı yarıya düşer. 300-350 TL alıyorsan öp başına koy, hiç kimseyi bir şey söyleme. Söyleme ki seni borçlu hale getirip onun da bir kısmını elinden almasınlar!
Şimdi, diyeceksiniz bu nasıl iş? Bir şey yapmayacak mısınız be arkadaş?
Kimse merak etmesin! Çalışmalar sürüyor arkadaşlar.
"Kısa çalışma mı? O ne ki acaba?"
Kaynakİşçi Gazetesi