Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak ve Ahmet Karagöz, “Geçinemiyoruz, yoksulluğa karşı mücadelede birleşiyoruz” şiarıyla ilgili başlatacakları kampanyaya ilişkin Ankara’daki bir otelin toplantı salonunda basın toplantısı düzenledi. KESK Merkez Yürütme Kurulu üyeleri, konfederasyonlarına bağlı sendikaların eşbaşkanlarının katılımıyla düzenlenen toplantıda konuşan Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, toplumun her geçen gün daha karanlık bir tabloyla karşı karşıya kaldığını söyledi.
İktidarın seçim öncesi uygulamaya koyduğu planının tuttuğunu, seçimden sonra verdiği sözleri unuttuğunu ifade eden Koçak, “Plan tutmuş, iktidar seçimleri kazanmıştır. Dolayısıyla verilen sözler unutulmuş, seçimi kazanmak için kaşıkla verilenleri kepçe ile geri almak için düğmeye basılmıştır. İlk adımda KDV oranları, BSMV oranları ve harçlar fahiş miktarda artırılmıştır. Ardından ‘Mili Dayanışma Paketi’ ile kamu emekçilerine ‘ilave seyyanen ödenek’ adı altında taban aylığa yansıtılmayan dolayısıyla emekli maaşlarını düşüren bir maaş rejimi getirilmiştir. Ekonomi yönetimi değiştirilmiş, seçimlerden hemen 1 ay sonra merkez bankası politika faizinin arttırılmasına geçilmiştir. Böylece Cumhurbaşkanının ‘’Bu kardeşiniz bu görevde olduğu sürece, faiz her geçen gün, her geçen hafta, her geçen ay inmeye devam edecektir’ sözleri unutulmuş, Nas söylemi rafa kaldırılmıştır” dedi.
“Gelir dağılımı adaletsizliği de hiç olmadığı kadar derinleşmiştir”
İktidarın ekonomi modelinin sermayenin çıkarlarını temel alan bir model olduğunu vurgulayan Koçak, “Modelin temel ayakları olan 12’nci Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve 2024 Bütçesi ile alın teri ile yaşam mücadelesi veren tüm kesimlere bir ‘Bermuda Şeytan Üçgeni Tuzağı’ kurulduğunun altını çizmiştik. Dolayısıyla tüm emekçi kesimler ve dar gelirli yurttaşların çok zor bir sürece girdiğini vurgulamıştık. Aradan geçen bir yılı aşkın zamanda yaşananlar bizi haklı çıkarmıştır. Her şeyden önce yoksulluk tüm toplumu sarmıştır. Bu dönemde gelir dağılımı adaletsizliği de hiç olmadığı kadar derinleşmiştir. Emekçilerin, dar gelirli yurttaşların içine itildiği borç batağı büyümüştür. İktidar göz göre göre ülkenin geleceğini satmaktadır” diye konuştu.
“Daha fazla yoksulluk vaat edilmekte”
Sefaletin yoksulun ve işçinin sırtına yüklendiği ve krizin nedeni olarak de bu kesimin gösterildiğini dile getiren Koçak, Orta Vadeli Program’la işçiye, emekçiye, asgari ücretliye, emekliye, tüm ücretli kesime, çiftçiye, köylüye, dar gelirlilere daha fazla yoksulluk vaat edildiğini söyledi. Emekli maaşlarının enflasyonu arttırdığı yönündeki hükümet söylemine işaret eden Koçak, “Türkiye’de emekçi sınıfların ücretlerinin, maaşlarının enflasyonu arttırdığı iddiası koskoca bir yalandan ibarettir. Reel ücretlerin, emeğin milli gelirden aldığı payın düştüğü, adeta bir bölüşüm şokunun yaşandığı Türkiye’de emekçi sınıfların ücretlerinde, maaşlarında yapılan artışların enflasyonu körüklemesi mümkün değildir. Emeğin, halkın gittikçe karartılan tablosu kendisine sendika, konfederasyon diyen tüm yapıların emekten yanayım diyen tüm kesimlerin görev ve sorumluluğunu arttırmıştır” şeklinde konuştu.
“Kendine sendika diyen tüm kesimler sokağa”
Atılan ekonomik adımların çalışan ve dar gelirlilerin haklarına saldırı olarak niteleyen Koçak, buna karşı birleşik ve ortak bir mücadeleyi örmek için çaba sarf etmeye devam edeceklerini belirterek, “Bu kapsamda ‘Geçinemiyoruz, yoksulluğa karşı mücadelede birleşiyoruz’ şiarı ile tüm yurtta işyerlerinde, kent meydanlarında olacağız. Mevcut durumda yandaş sendika diye bir durum artık kalmamıştır. Kendine sendika diyen tüm kesimlerin sokağa dökülüp çalışma yürüterek bu iktidara karşı durması çağrısı yapıyoruz” dedi.
Eylem takvimi
KESK’in yapacağı eylemlerin takvimini açıklayan Koçak, şöyle devam etti: “Konfederasyonumuzun ve sendikalarımızın yöneticileri ile 14 Ekim-22 Kasım arasında 56 ili kapsayan il çalışmaları yürüteceğiz. İhraç edilen arkadaşlarımız davaları kazanmalarına rağmen hala görevine başlatılmıyor, o zaman bu davaların ne önemi var diyoruz. Bunları sormak için 25 Ekim’de Adalet Bakanlığı önünde olacağız. 25 Kasım’da da kadınlar olarak alanda olacağız. 30 Kasım Merkezi Ankara Mitingi düzenleyerek halkla buluşacağız. Mitingi KESK olarak yapıyoruz, ama talepler KESK’in talepleri değil, kadınların talepleri, halkın talepleri ve diğer kurumlara da ziyaret düzenleyerek davet edeceğiz. Sonraki dönemlerde de birleşik mücadele çağrısında bulunmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Hepimiz biliyoruz ki yüzünü sermayeye sırtını emekçilere dönen bu düzen kendiliğinden değişmeyecek. Tarihin sayfaları omuz omuza verdiğimizde karşımızdakileri kumdan kalelere dönüştürdüğü sayısız örnekle dolu. Gelin; insanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi, halk için emek için bütçe, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verelim. Bütçenin onaylandığı gün yine Meclis’in önünde olacağız. Yan yana alanlarda olacağız.”