19 Ocak saat 19.30’da Düş Kapanı Sanat Merkezi’nde Av. Hülya Develi, HDP Mardin Mv. Mithat Sancar, şair Mehmet Özer ve yazar Mıgırdiç Margosyanın katılımıyla gerçekleşti
Avukat Hülya Develi dava sürecini özetledi ve davadaki önemli detayları katılımcılarla paylaştı. Develi, 2015 yılına kadar hiç bir kamu görevlisinin yargılanmadığını, 2015 yılından sonra AİHM’in kararının kamu görevlilerin yargılanmasının önünü açtığını ve Dink davasında şuan İl Emniyet Müd., Jandarma Müd. Ve istihbarattan kamu görevlilerinin yargılandığını belirtti. Dava dosyalarındaki ihmaller ve gizli tutulan bilgilerin Hrant Dink cinayetinin planlı ve organize olduğunu göstermektedir diyen Av. Develi Hrant Dink davası ile ilgili hiç bir gelişme yaşanmadığı şeklinde olan kamuoyu algısına rağmen gelişmelerin ve ilerlemelerin yaşandığını belirtti.
HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, egemenlerin herkese ulaşan bir hakikat dilinden korktuğunu, Hrant Dink’in de bu konuda usta olduğu için hedef alındığını belirterek sözlerine başladı. Sancar, 2007 yılında Hrant Dink üzerinden linç havası oluşturanların bugün iktidar aygıtlandıklarına çöreklendiklerini söyledi. Mithar Sancar sözlerine şöyle devam etti ‘ Hrant Dink’in bize bıraktığı mirasın filizlerini biz Gezi Direnişi’nde gördük sonrasında Anadolu halklarının buluşabildiğini gösteren 7 Haziran seçimlerinde de gördük. Bize düşen görev Hrant Dink’in de Tahir Elçi’nin de bize bıraktığı siyasal hakikat dilini oluşturabilmek ve güçlü örgütlenmesini sağlamaktır. Mithat Sancar konuşmasını bu mücadele yaşam ve ölüm mücadelesidir diyerek sonlandırdı.
Mithat Sancar’dan sonra sözü şair Mehmet Özer aldı. Özer sözlerine Nüriye Gülmen, Esra ve Semih Özakça ve diğer açlık grevindekileri selamlayarak başladı. Tarih bilinci olmayanların gelecek düşü de olamaz diyen Mehmet Özer katılımcılarla Sincan Yenikent’te bulunan Zir Vadisi’nin tarihini ve hikayesini paylaştı. Özer 1915 yılından önce o bölgede yaşayan Ermenilerin sürüldükten sonra katliama ugradıklarını belirtmişti. Şimdi ise oradaki Ermeni mezarlığının talan edildiğini, bu konuyla ilgili bütün başvurularının sonuçsuz kaldığını belirtti. Şuan hem defineciler hem de yerleşimciler tarafından talan edilen Ermeni mezarlığının fotoğraflarını katılımcılarla paylaşan Özer, tüm demokratik kitle örgütlerine ve vekillere bu konu ile ilgili çağrı yaptı ve konuşmasını ‘Kandan İzler sürdüm şiiri okuyarak sonlandırdı.
Yazar Mıgırdiç Margosyan ise diğer konukların söylenecek her şeyi söylediğini belirterek Ermeni kimliğinden kaynaklı kendi acı ve ironik deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Bu topraklarda yüzyıllardır birlikte yaşayan bu kadim halkların birbirlerine neden bu kadar yabancılaştıklarını kendimize sormamız gerektiğini belirten Margosyan, Ermenilerin katliamlara uğrasalar da çocuklarını herhangi bir nefretle büyütmediklerini, Ermeni halkının her zaman halkların kardeşliğini savunduğunu söyledi. Margosyan konuşmasını Hrant Dink’in de bunu savunduğu için katledildiğini söyleyerek sonlandırdı.
Anma etkinliğini düzenleyen AKA-DER adına yapılan konuşmada Hrant’ın onurlu duruşundan ve bu duruşunu hiç kaybetmediğinden, halkların ise halkların ortak mücadelesi sonucunda özgürleşecegi vurgulandı. Konuşmada Anadoluda topraklarında bir çok halkın katliama, inkara ve asimilasyona uğradığı ve bunu değiştirmenin tek yolunun örgütlü mücadeleden geçtiği vurgulandı.
Anma etkinliği AKA-DER’in müzik toplululugu Liberte’nin farklı dillerde okuduğu şarkı ve türkülerle sonlandı.