1 C
İstanbul
23 Kasım Cumartesi, 2024
spot_img

Kartal’daki mitingde tecrit, kayyım, yoksulluk ve kadın katliamlarına tepki

On binlerin katıldığı “Kayyıma geçit yok” mitinginde ortak mücadele vurgusu öne çıkarken, kitle kayyıma, tecride, anti demokratik tüm uygulamalara, kadın katliamlarına, ekonomik krize ilişkin itirazlarını yüksek sesle dile getirdi.

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) yerel seçimlerde kazandığı Colemêrg Belediyesi’ne kayyım atanmasına ilişkin “Emeğimiz, özgürlüğümüz için kayyıma geçit vermeyeceğiz” şiarıyla Kartal Meydanı’nda miting düzenledi. Mitinge sendika, siyasi parti ve örgüt, emek ve meslek örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri olmak üzere on binlerce kişi katıldı.

Miting öncesi Kartal’da bulunan Başak durağında büyük bir kitle toplandı. Kortejde, 29 Haziran 1925’te Amed’in Dağkapı Meydanı’nda 46 arkadaşı ile birlikte idam edilen Kürt önderlerinden Şêx Said ve 1999 yılında uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye teslim edilen  Abdullah Öcalan’a 29 Haziran’da görülen karar duruşmasında verilen idam kararına dikkat çeken, dev “1925’ten 1999’a Biz Diz Çökmedik Çökmeyeceğiz” pankartı açıldı.

HDK, DEM Parti, TJA’nın olduğu kortejde katılanlar, üzerinde “Kayyım defol” yazılı siyah tshirtler giyerken, ellerinde ise siyah zemin üzerinde beyaz yazılı “Kayyım defol” ve “Özgürlüğe ses ver” dövizlerini taşıdı. Kortejde ki kitle sık sık “Kayyım gidecek biz kalacağız”, “Direne direne kazanacağız”, “Biji berxwedana Colemerg”, “Kayyımlar gidecek, direnen halklar kazanacak”, ve “Jin, jiyan, azadi” sloganlarını attı.

 

Kaldıraç Hareketi mitingde “İçeride dışarıda savaş politikalarına karşı çözüm birleşik emek cephesi – Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği” pankartıyla yerini aldı.

Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, başta kayyım olmak üzere “faşizme” karşı birlikte mücadelenin önemine vurgu yapılan ortak basın metninin okunmasıyla miting başladı. Mitingde öne çıkan mesaj, Kurdistan ve Türkiye halklarının demokrasi, özgürlük ve barış için ortak mücadele etmesinin önemi vurgulandı.

“Seçilme hakkını tümden ortadan kaldıran bir “Kürt normali” yaratmak istiyorlar”

Yapılan ortak açıklamayı okuyan Günnur Ertaş İnce, “AKP-MHP bloku ayakta kalabilmek varlığını sürdürebilmek için toplumun geniş kesimlerine dönük saldırılarını sürdürüyor. Bu saldırıların bir yanını da kayyum darbesi oluşturuyor” dedi. Hakkari Belediyesine kayyum atanmasının Kürt halkının kazanılmış haklarını, eşitlik ve özgürlük mücadelesini bastırmanın bir aracı olarak kullanıldığını vurgulayan İnce, “Yeni Anayasa”, “yumuşama” tartışmalarıyla toplumsal tepkinin kontrol altına alınmak istendiğini söyledi. Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını tanımayan bir “Kürt normali” yaratılmak istendiğine işaret eden İnce, “İktidar, milliyetçiliği körükleyerek toplumu kutuplaştırmaya çalışıyor. DEM Parti’nin kazandığı belediyeleri darbe yöntemleriyle ele geçirmeye çalışıyorlar” diye konuştu.

AKP-MHP blokunun, fabrikalarda örgütlenme hakkını tanımayan uygulamalarına, kadın ve LGBTİ düşmanı politikalara, doğa ve çevre rantına kapı açan rezerv alan projelerine, etki ajanlığı yasasıyla, gerici eğitim müfredatıyla ÇEDES gibi projelerle inşa edilmek istenen baskıcı ve gerici düzene karşı mücadele çağrısı yapan İnce, “Bütün işçileri, emekçileri, halkları, ezilen, sömürülen tüm kesimleri emeğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkmaya, kayyumlarla dayatılan saldırılara karşı mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz” dedi.

Açıklamanın devamında öne çıkanlar şunlar:

“Kayyum saldırısı sadece bir belediyeye el koymak, darbe yapmakla sınırlı değildir”

Bizler biliyoruz ki, kayyum saldırısı sadece bir belediyeye el koymak, darbe yapmakla sınırlı değildir. Orta Vadeli Program, yeni vergi yasası, sınır ötesi operasyon hazırlığı, 1 Mayıs, Kobane tutuklamaları bir bütündür. AKP-MHP blokunun milyonlar için büyük bir yıkım anlamına gelen ekonomi politikalarını hayata geçirmek için baskı ve zorbalığın dozunu artırmaktan başka çözümü olmadığını biliyoruz. Sermaye düzeninin hukukuna göre bile yasal olmayan bu saldırılara karşı öncelikle işçi ve emekçiler olmak üzere toplumun tüm kesimleri karşı durmalıdır. Dün Van’da halkın iradesiyle geri püskürtülen kayyum saldırısını, bugün de Hakkari’de püskürteceğiz.

“1 Mayıs’a, Taksim’e, tutsaklara özgürlük için mücadeleye devam edeceğiz”

Sermaye sınıfı ve onun hizmetinde olan AKP-MHP iktidarı yoksullukla, geleceksizlikle karşı karşıya kalan işçilerin, emekçilerin, gençlerin, halkların kabaran öfkesinden korkuyorlar. Bunun için baskı ve zorbalığı arttırıyorlar.

1 Mayıs alanı olan Taksim’i yasaklıyorlar, keyfi yasaklara karşı duranları tutukluyorlar. 1 Mayıs da Taksim de yasaklanamaz. 1 Mayıs’a, Taksim’e, tutsaklara özgürlük için mücadeleye devam edeceğiz.

Gezi ve Kobanê kumpas davalarıyla halkların haklı ve meşru talepleri için verdiği mücadeleyi şiddet kullanarak yargıyı araçsallaştırarak engellemeye çalışıyorlar. Baskıcı ve gerici iktidara, destekledikleri İŞİD gibi çetelerin saldırılarına geçit vermeyeceğiz. Gezi ve Kobane kumpas davalarında tutsak edilen dostlarımızı, yoldaşlarımızı alacağız, AKP-MHP’yle birlikte tüm çeteleri bu kara para, mafya, talan iktidarını tarihin çöplüğüne göndereceğiz.

“Asgari ücrete zam şart diyoruz”

Orta Vadeli Plan adı altında sunulan “Mehmet Şimşek programıyla” işçi-emekçilerden daha fazla çalarak sermaye çevrelerini ihya etmeyi planlıyorlar. Saray bir saatte 81 asgari ücret yutarken, tasarruf tedbirleri adı altında kamu emekçilerinin, engellilerin kazanılmış haklarına bile göz dikiyorlar. Asgari ücretle dayatılan sefaleti, şirketlere peşkeş çekilen işsizlik sigortası fonu ve diğer fonların yağmasını, toplumun sırtına yeni vergi paketi biçiminde yüklenen faturayı kabul etmiyoruz. İnsanca yaşamaya yeten ücret için asgari ücrete zam şart diyoruz. Vergi soygununa son diyoruz.

“Etki ajanlığı, ÇEDES iktidarın hakimiyet kurma saldırısıdır”

Etki ajanlığı yasasıyla, gerici eğitim müfredatıyla ÇEDES’le sivil toplum örgütü olarak sundukları ve kamu kaynaklarını akıttıkları tarikatlarla toplumu kuşatmaya çalışıyorlar. “dindar, kindar nesil” yaratma adımlarını hızlandırıyorlar. Bu saldırı iktidarın toplumu tek tipleştirme sosyal, kültürel, akademik alanda hakimiyet kurma saldırısıdır. Dindar ve kindar nesiller olmayacağız. Bilimsel, laik, demokratik bir eğitim mücadelemizi büyüteceğiz. Gericiliğin Alevilik başta olmak üzere farklı kimlik ve inançlara tahammülsüzlüğün, kindarlığın nefretin neden olduğu Madımak katliamını, orada kaybettiğimiz canları unutmayacağız.

“Her fabrikada, işletmede direniş ateşini büyüteceğiz”

Anayasada yer alan sendikal örgütlenme hakkı keyfi gerekçelerle engelleniyor. İşçi sınıfı ve emekçilere sermayenin itaatkâr köleleri olun diyorlar. Tüm saldırılara rağmen işçilerin, emekçilerin hak mücadelesini engelleyemediler, engelleyemeyecekler. Her fabrikada, işletmede, havzada örgütlenmeye, fiili meşru mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Bugün birçok meydanda, fabrikada, işletmede olduğu gibi zulmün, köleliğin olduğu her yerde direniş ateşini büyüteceğiz.

“Onurlu basın emekçilerine selam olsun”

Söz, basın, gösteri hakkımıza saldırıyorlar. Gazetecileri, mücadeleci güçleri baskı ve tutuklama terörüyle sindirilmeye çalışıyorlar. Meydanlar da sokaklar da bizim. Saldırılar karşısında demokratik hak ve özgürlüklerimizi kullanmamızı engelleyemezsiniz. Devrimci muhalif gazetecileri tutuklayarak gerçekleri karartamazsınız. Zindanlarda olan mücadele dostlarımıza, onurlu basın emekçilerine selam olsun!

“Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz”

Kadınları ikincil cins gören politikalara her gün yenileri ekleniyor. “Ailenin korunması” adı altında kazanılmış haklarımıza göz dikiyorlar. Kadın cinayetlerinde, çocuk istismarında cezasızlık politikasına devam ediyorlar. Kadın ve LGBTİQ+ düşmanı politikalara geçit vermeyeceğiz. Katledilen her bir arkadaşımızın hesabını soracağız. Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden ve kadınları şiddete karşı koruyan 6284’den vazgeçmeyeceğiz

“Hayvanların uyutulması adı altında yeni bir katliam hazırlığı”

Doğal çevre rant uğruna yağmalanıyor. Kapitalizmin hizmetindeki iktidarların çıkarlarını korudukları şirketlerin mevcut yasaları dahi hiçe sayarak gerçekleştirdiği ekolojik yıkım her geçen gün artıyor. Yeterli önlemler alınmadığı, özelleştirilmelerle kamu hizmetleri denetimsizce şirketlere devredildiği ve sözde güvenlik politikaları adı altında Diyarbakır, Mardin ve diğer bölge illerinde ormanlık alanlar yok ediliyor. Doğaya, insana düşman AKP iktidarı şimdi de hayvanların uyutulması adı altında yeni bir katliama hazırlanıyor. Doğal çevrenin yağmalanmasına, hayvanların katledilmesine geçit vermeyeceğiz.

Emekçilerin ekmeğini küçültenler, geleceğini çalanlar; rezerv alan oyunuyla evini gasp etme planları yapanlarla Kürt halkının siyasi iradesini çalmaya çalışanlar aynı güçlerdir. Bu saldırıları ortak mücadelemizle durduracağız.

“İsrail’le ticari, askeri, akademik ilişkileri sürdürenler katliamın ortaklarıdır”

Emperyalistler ve işbirlikçileri dünyanın her yerinde savaş politikalarını derinleştiriyorlar. Halklara karşı yürütülen savaşların karşısındayız. Buradan bir kere daha haykırıyoruz emperyalistler, işbirlikçiler Ortadoğu’dan defolun.

Emperyalistlerle imzalanan tüm açık gizli anlaşmaların iptal edilmesi için, ülkenin dört bir yanında kurulu olan NATO üsleri ve militarist aygıtların dağıtılması için mücadelemizi büyüteceğiz.

AKP-MHP bloğunun Filistin’de yaşanan soykırım karşısındaki ikiyüzlü tutumlarından da görüldüğü gibi, emperyalizme yaranmak için her türlü algı operasyonunu hayata geçiriliyor. Filistin halkının katliamına ortak olmak anlamına gelen ticari, diplomatik vb. ilişkiler olduğu gibi sürdürülüyor. İsrail’le ticari, askeri, akademik vb. ilişkileri sürdürenler Filistin’de yaşanan katliamın ortaklarıdır. Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz. İsrail’le başta ticari, askeri ilişkiler olmak üzere tüm ilişkilerin kesilmesi için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz.”

“Hakkari’den İstanbul her yerde halkımızın iradesini savunacağız”

Dem Parti Hakkari belediyesi eş başkanı Viyan Tekçe, “Hakkari’den İstanbul’a halk iradesini savunmak hepimizin görevidir. Birleşerek halk iradesine sahip çıkmak bugün hayati bir görevdir. Sadece Hakkari’de değil Türkiye’nin her yerinde halkın kendini yönetme iradesini esas alıyoruz. Hakkari’den İstanbul her yerde halkımızın iradesini savunacağız. Belediyelerimizi savunacağız. Bu konuda kararlıyız. Hakkari’de, Kartal’da, Kadıköy’de, Esenyurt’ta, İstanbul’da, Mersin’de, İzmir’de, Adana’da, bizimdir Değerli yoldaşlarım. Bu iktidar ne yaparsa yapsın. Bu meydandaki dayanışmayı, direnişi, kararlılığı kırılmayacak” ifadelerini kullandı.

Yüksekdağ’dan mesaj: Van’da denediler, başaramadılar. Hakkari’de de başaramayacaklar

HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ Kartal’da düzenlenen kayyum darbesine karşı mitinge şu mesajı gönderdi: “Halkın iradesi teslim alınamaz. Bu halk ve bizler, iradenin çiğnenmesine bugüne kadar Meclis’te, mahkeme salonlarında, hapishanelerde, sokakta direnerek izin vermedik. Bundan sonra da vermeyeceğiz. Kobane davasında, Van’da denediler, başaramadılar. Hakkari’de de başaramayacaklar. Kobane dava tutsakları olarak halkımızı iradelerimin gasp edilmesine karşı mücadeleye çağırıyoruz.”

1 Mayıs tutsakları: Sokakları, meydanları özgürleştireceğiz

1 Mayıs tutsaklarının mesajı şu şekilde: “Bugün burada emeğine, özgürlüğüne ve iradesine sahip çıkmak için bulunan tüm dostları selamlıyoruz. Bizler 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’na çıkmaya çalıştığımız için 5 Mayıs’tan bu yana hapishanede tutuklu bulunuyoruz ancak kalbimiz kayyumlara, baskılara, yoksulluğa ve geleceksizliğe karşı direnen herkesle beraberdir.

“Gezi direnişinden bu yana iktidarın kabuslarından çıkmayan Taksim Meydanı 2024 1 Mayısı’nda emekçilere kapatıldı. Bu yasak ne yasaldır ne meşrudur. 1 Mayıs’ta İstanbul’un binlerce polisle ablukaya alınması iktidarın emekçilerin gücünden ve öfkesinden ve biriktirdiği isyan potansiyelinden duyduğu korkunun ifadesidir. Bizleri yandaş medyasıyla hedef göstererek tutuklamalarının altında yatan da yine bu korkudur. Bizim tutukluluğumuz 1 Mayıs’ta barikatta patlayan emekçilerin öfkesi, toplumsal muhalefetin sönmeyeceğinin kanıtı olmuştur.

“Eylem yapmayı, sokağa çıkmayı suç sayan; ekmek ve özgürlük için mücadele etmeyi gayri meşru bir eylemmiş gibi gösterenlerin tek hedefi ekmeğimize ve özgürlüğümüze kastetmektir. Fakat hepsi boşuna, tutsak da düşsek, işte bu meydanda sesimiz sizlerin sesine karışıyor: Hiç kuşkumuz yok hapishaneden, evlerden, sokaklardan, fabrikalardan, üniversitelerden daha güçlü Mayıslar için daha güçlü geleceğiz; sokakları, meydanları özgürleştireceğiz.”

Atalay: “Bilin ki umut sizdedir”

TİP Antakya Milletvekili Can Atalay, tutsak edildiği hapishaneden Kartal mitingine mesaj gönderdi. Atalay, “Bilin ki umut sizdedir, omuz omuza mücadelenizdedir. Hep birlikte mücadele edeceğiz ve hep birlikte kazanacağız” dedi.

Büyük bir coşkuyla gerçekleşen mitingde kitle, taleplerini ve itirazlarını en yüksek sesle dile getirdi. Mevcut iktidarın istifasını isteyen kitle, emek sömürüsüne, yoksulluğa, kadın katliamlarına, baskıya, anti demokratik uygulamalara, tecride ve kayyıma karşı sloganlarını yükseltti.

Yapılan konuşmaların ardından miting sanatçı Onur Akın, Adalılar ve Arhat’ın sahnede seslendirdiği şarkılar ile son buldu.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol