24 Haziran seçimlerinde CHP’nin ortağı İYİ Parti, seçimlerin hemen sonrasında AK Parti’ye yanaşmanın yollarını aramaya başladı. Ve bu yönde açıklamalar da parti kurucularından Mehmet Aslan tarafından ilk defa dilegetirildi. AK Parti’nin MHP’ye ihtiyacı olmadığını, yasa yapmak için gerekli sayıya kendi partilerinin desteği ile ulaşabileceklerini söyledi.
Açıkçası İYİ Parti’den tam da beklediğim bir şeydi. Bu açıklama da bunu doğrular nitelikte; vatan, millet diye başladılar, bundan sonra da tam şöyle gelişecek parlamentodaki süreç, İYİ Parti, MHP’nin yerini almak için AK Parti’nin tüm isteklerine evet diyecek.
Tayyip bu şekilde MHP dışında bir seçeneğinin olmasını kullanarak Devlet Bahçeli’yi tamamen kontrolü altına alacak ve isteklerini, taleplerini yavaş yavaş hayata geçirecek, kendini muhalefet zanneden CHP ise, her zaman yaptığı gibi devletin bekaası için her durumda, AK Parti-MHP ve İYİ Parti’nin can simidi olarak, şambrel görevini elinden geldiğince iyi yapmaya çalışacak. Ara sıra uç çıkışlar ve sivri davranışlar olsa da sonuçta bunlar bir şekilde kontrol altında tutulacak, onun dışında AK Parti-CHP çatışması gibi gösterilen durumlar veya gelişecek durumlar, AK Parti-CHP gizli görüşmeleri sonucunda yapılan durumlar olacaktır.
İşin özeti önümüzdeki meclis, AK Parti-MHP-İYİ Parti ortalığı ile şekillenecek, kendine sosyal demokrat diyen CHP ise içindeki Kemalist ve devletçi gelenekle yüzleşme cesareti gösteremezse kurulan tüm hükümetlerin her zaman yedek lastiği olmaya devam edecektir.
Bu faşist ve zorba yönetimin karşısında tek muhalefet yapma cesareti gösteren HDP ise şimdiye kadar yaptığı gibi mücadelesine ivme kazandırıp, herkesi ve her kesimi kucaklamalı, Türkiye’deki muhalif olan, sosyalist, devrimci tüm herkesle görüşmeli ve gelecek karanlık günlere karşı ortak mücadele edebilmenin zeminini şimdiden ayarlamalıdır.
Tayyip Erdoğan’ın faşist cumhuriyetinde, gelecek günler aydınlık olmaktan her geçen süre biraz daha uzaklaşmakta, faşizm kendini daha ağır bir şekilde ortaya koymaktadır. Buna bağlı olarak Tayyip Erdoğan ve ekibi meclis içinde HDP’yi ötekileştirerek dışarıda tutmanın yollarını arayacak Meclis çoğunluğunu ele geçirmek için zımni bir şekilde, kapalı kapılar ardında anlaşacağı partilerle bunu gerçekleştirmek hiç de zor olmayacaktır.
HDP’ye destek veren Kürt seçmenin hepsini de terörist olarak toplumda kriminalize edecek ve toplum arasında oluşturduğu uçurumu biraz daha açarak Türkiye’nin içinde bulunduğu sıkıntılı süreci halklar arasında bir savaşa dönüştürecek, bunun nihayeti OHAL’in devamı olacak. 80 darbesinin daha gelişmiş ve revize edilmiş hâli ile insanların birbirlerini öldürmelerini sağlayacaklar.
Bizler bu süreci yaşayacağız, halklar arasına ekilen kötülük tohumları yeşermeye başladı. Bunu engellemek bizlerin ellerinde, Tayyip Erdoğan ne seçimle, ne de oyla gidecek bu ülkeden.
Tayyip’i, organize olmuş bir halk hareketi indirecek oturduğu koltuktan ve Saray’ından.
Parlamenter sistemde Tayyip’in gitmesini beklemek güneşi balçıkla sıvamaya çalışmaktan öte bir şey olamaz. Bu sözlerimden şu anlaşılmasın, parlamenter sistemi tamamen devre dışı bırakalım, HDP meclise girmesin şeklinde bir şey değil söylediğim, tam tersine, bulunduğumuz her alanda, olduğumuz her yerde bunlarla mücadele etmenin yollarını aramak ve öğrenmek gerekmektedir. Her yeri mücadele alanına çevirebilecek yeteneğe de, beceriye de sahibiz, tek yapmamız gereken mücadelenin gereklerini yerine getirmek.
Tam da burada devrimcilere, komünistlere, sosyalistlere gerçekten çok iş düşüyor. Artık üzerlerindeki ölü topraktan kurtulup, kendi doğal çevrelerinden çıkıp halka ulaşma ve onların yüreklerine dokunabilmeyi başarmaları gerekmektedirler.
Özgürlük ve kurtuluş örgütlü mücadeleden geçiyor.
Halkın yüreğine dokunamayan, halkın acılarını, sevinçlerini yüreğinde hissedemeyen hiçbir hareketin geleceği örmek gibi bir iddiası olamaz ve de olmasın zaten.