İstanbul 10.İdare Mahkemesi’nin Kanal İstanbul ve Yenişehir Projesi’nin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna karşı açılan davada verdiği bilirkişi keşfi kararı gereğince keşfin yapılacağı 24 Mart öncesinde Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, Kadıköy’de yaptığı eylemde projeye neden karşı olduklarını bir kez daha anlattı
Kadıköy Rıhtım’da yapılan açıklamada bu zaman kadarki süreçte yapılanlar anlatılırken keşfe gelecek bilirkişilere de “Bir kez olsun bilimden yana olmanızı istiyoruz” denildi. Halkın itirazlarına iktidarın kulak tıkadığını belirten yaşam savunucuları şunları söyledi:
Ülke yoksulluktan kırılırken kanalı yapacağız demeye devam ediyor. Bu halk düşmanlığına, bu doğa düşmanlığına, bu İstanbul düşmanlığına tek bir yanıtımız var: Sana kanal yaptırmayacağız. Sadece kanal değil, inşaat şirketlerinizin kasaları dolsun diye yapmayı planladığınız o rant şehrini de yaptırmayacağız.
Buradan 24 Mart günü yapılacak ÇED raporu keşfinde bilirkişilik yapacak olanlara sesleniyoruz. Aranızdan bazılarının kadrolu bilirkişi olduğunu, bazılarınızın Nükleer projesine, 3.Hava limanına onay verdiğinizi, bazılarınızın kanal konusunda kamuoyuna olumlu görüş açıklayıp tarafsızlığınızı yitirdiğinizi biliyoruz. Bir kez olsun bilimden yana olmanızı istiyoruz. Ve biliyoruz ki aranızda bu yaşam düşmanı projeyi bilimsel verilerle değerlendirecek olanlarınız da vardır.
Yaşam savunucularının Kanal İstanbul ve Yenişehir Projesi’ne karşı çıkma sebepleri ise şunlar:
- Kanal İstanbul projesiyle 82 milyonun sırtına, her bir bakan ve ÇED raporu farklı maliyet verse de en az 110 milyar liralık bedel yüklenecek.
- Kanal ile İstanbul’un nüfusu en az 1,5 milyon artacak. Kanal yüzünden en az 3,4 milyon kişilik trafik oluşacak.
- Kanal projesiyle İstanbul susuzluğa mahkûm olacak. 8500 yıldır var olan İstanbul, Avrupa yakasındaki tatlı su kaynaklarını kaybedecek. Sazlıdere barajı yok edilecek.
- Kanal, İstanbul için bitki ve hayvan soykırımı demek. Bu proje yüzünden 23 milyon metrekare orman, 136 milyon metrekare çok verimli tarım alanı sonsuza dek ortadan kalkacak. Bu bölgedeki tarım alanları, bugünlerde Rusya ve Ukrayna’dan gelmesini beklediğimiz buğday ve ayçiçeğini yetiştirmeye elverişli tarım alanları.
- Kanal İstanbul projesi binlerce yıllık kent belleğine ihanet edecek. Zira 17 milyon metrekarelik SİT alanı bu projeden etkileniyor. Küçükçekmece Lagünü kenarındaki Bathonea Arkeolojik kazı alanı, Yarımburgaz Mağaraları ve yeraltında henüz bilinmeyen tarihi eserler yok olacak.
- Kanal İstanbul ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne 35 milyar liralık yük gelecek.
- Proje yüzünden Avrupa yakasında adaya dönüşecek kesim ile Trakya arasındaki trafik 6 karayolu köprüsü ve iki demiryolu köprüsü ile bağlanacak. Bu projeye gerçekleşirse İstanbul trafiği tamamen kilitlenecek.
- Kanaldan kazı nedeniyle ortaya çıkacak en az iki milyar metreküp hafriyatın nasıl taşınacağı çözülemeyen bir sorun. Bu hafriyat İstanbul’un 50 yıllık hafriyatına eşit.
- Kanal İstanbul projesiyle 8 milyon nüfus bir adaya hapsolacak. Deprem anında bu nüfusun can güvenliği nasıl sağlanacak?
- Bu proje hayata geçerse Marmara Denizi ve balıkçılık yok olacak. Uzmanlara göre, derinliği 25 metre olan kanal açıldığında Karadeniz suyu hızla Marmara’ya akacak, zaten can çekişmekte olan Marmara Denizi’nin ölüm fermanı verilmiş olacak.
- Kanal ile maneviyat da büyük bir darbe alacak çünkü bu proje ile onlarca mezarlığın nakledilmesi gerekecek.
- Kanal’ın yarattığı sorunlardan biri de bu projenin Montrö sözleşmesini tartışmaya açma olasılığı.
- Kanalı Süveyş ve Panama kanalları ile kıyaslayarak geçen gemilerden yüksek bedel kazanacaklarını iddia ediyorlar, ancak bu bedellerin alındığı Süveyş kanalı bir gemi için yolu 6000 km, Panama kanalı ise 13000 km kısaltıyor, Kanal İstanbul ise böyle bir avantaj sağlamıyor. Diğer taraftan Montrö Sözleşmesi gereğince gemiler paralı geçişe zorlanamaz.
- Kanal ve Yenişehir projesi bölgede yaşayan halkı yerinden edecek. Şimdiden Küçükçekmece, Başakşehir, Arnavutköy’deki çeşitli mahallelere ve köylere imar uygulamaları kapsamında sürgün belgeleri gelmiştir. Onlarca yıldır buralarda yaşayan, geçimini, işini, hayatını buralarda kurmuş olan insanların yaşam alanları uluslararası televizyonlarda müjde diye emlak reklamı olarak pazarlanmaktadır.