İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kazanılmış haklarımızın elimizden alınması nedeniyle yaşanan uzlaşmazlık yakın dönemdeki eylemlerimizle birlikte ayyuka çıkmış durumda. İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, emekçilerin yıllardır mücadele ederek kazandığı hakları yok sayarak, mevcut ücretin yarısını geri almak istemesi nedeniyle belediyede çalışan kamu emekçileri olarak mücadele ediyoruz.
Öncelikle bu noktaya nasıl geldiğimizi özetleyelim. 31 Mart yerel yönetim seçimlerinden sonra 1 Nisan 2024 – 31 Aralık 2024 tarihlerini kapsayan toplu sözleşme süreci başlamış oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinde örgütlü olan Tüm Bel-Sen İzmir 1 ve 2 nolu şubeler toplu sözleşme taslaklarını hazırlayarak toplu sözleşme görüşmelerinin başlaması için belediye yönetimlerine müracaat etti. CHP’li belediyeler içinde ilk sinyali Bayraklı Belediyesi verdi ve 15 Nisan’da ödenmesi gereken sosyal denge tazminatlarını ödemedi. Bu gelişme üzerine Bayraklı Belediyesi emekçileri direnişe geçti ve her gün eylem yapma kararı aldı. Bir yandan eylemler sürerken bir yandan da görüşmeler devam etti. CHP Bayraklı İlçe Başkanlığı ziyaret edildi ve daha sonra belediye emekçileri ilçe başkanlığına bir yürüyüş yaparak durumu protesto etti. İzmir Büyükşehir belediye başkanı ile yetkili sendika olan Tüm Bel-Sen İzmir 1 nolu Şube Yürütme kurulu 2 Mayıs tarihinde görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede toplu sözleşme komisyonunun kurulması ve ödenmeyen Ramazan Bayramı ve 1 Mayıs ikramiyelerinin ödenmesi talep edildi. Bu görüşmeden sonra toplu sözleşme komisyonu oluşturuldu ve 7 Mayıs tarihinde komisyon ilk toplantısını gerçekleştirdi. Ancak her zaman komisyon İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri’nin başkanlığında ve bağlı kuruluşların genel müdürlerinin katılımı ile gerçekleşirken bu toplantıda Genel Sekreter ve genel müdürler katılım sağlamadı. Bu nedenle toplantıdan herhangi bir sonuç çıkmadı.
Bu gelişmenin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile yetkili sendika tekrar görüşme talebinde bulundu. 30 Mayıs 2024 tarihine verilen randevu başkanın iş yoğunluğu nedeniyle genel sekretere delege edildi. Genel sekreter ile yapılan görüşmede herhangi bir öneri getirilmemesi nedeniyle belediye başkanından tekrar randevu talep edildi; randevu tarihi dört kez değişti. Belediye yönetiminin bu tutumu belediye emekçileri nezdinde oyalanıyoruz düşüncesini oluşturdu.
7 Haziran 2024 tarihine verilen randevuya işyeri temsilcilerimiz ve üyelerimiz ile beraber gittik. Bu arada seçimden sonra işlerine son verilen ve tekrar işlerini isteyen işçiler görüşmenin yapılacağı Kültürpark içinde bulunan İzmir Sanat Merkezi’ne geldi. Bu gelişme üzerine belediye başkanı “Bu işçileri buraya siz getirdiniz” diyerek görüşme yapmayacağını söyledi. Görüşme heyeti ve işçileri oraya kendilerinin çağırmadığını belirten görüşme heyeti, işlerine geri dönmek için işçilerin her gün buraya geldiğini ifade etmesine rağmen belediye başkanı görüşme isteğini reddetti. Bunun üzerine görüşme gerçekleşmeden İzmir Sanat’tan ayrılmayacağını ifade eden Şube Yürütme Kurulu oturma eylemi gerçekleştirdi. Saat 23:00 civarında belediye başkanı görüşmeyi kabul etti.
Yapılan görüşmede işten atılan işçilerin davet edilmediği, işçilerin rutin olarak hemen hemen her gün buraya geldiği belirtilerek Tüm Bel-Sen’in bir emek örgütü olduğu ve işçilerin işine son verilmesini doğru bulmadığı ifade edildi. Siyasal hesaplaşmaların işçiler üzerinden yapılmaması istendi. Görüşmede belediye başkanı toplu sözleşme yapmak istediğini ancak Sayıştay‘ın kamu zararı çıkardığını ifade etti. Sendika heyeti, uluslararası sözleşmelerin iç hukukun üzerinde olduğunu Türkiye’nin altına imza attığı ILO sözleşmeleri gereğince toplu sözleşmelerin özgürce yapılacağını, AKP iktidarının iç hukuk düzenlemesi yaparken bu hakkı ihlal ettiğini, sınırlayıcı kısıtlayıcı maddeler getirdiğini, bu düzenlemelerin hukuki olmadığı ve bu nedenle seçim dönemlerine denk gelen yıllarda af çıkardığını ifade ederek bugüne kadar hiç bir belediye başkanının ödeme yapmadığı, Sayıştay tarafından çıkarılan kamu zararı ödemelerinin parayı alan çalışanlara rücu edildiği, Danıştay Mahkemesi’nin de bu ödemelerin iptal edilmesine yönelik vermiş olduğu mahkeme kararlarının olduğu ve kendisine bu konuda bir dosya hazırlanacağı görüşme heyeti tarafından ifade edildi. Belediye başkanı kendisinin toplu sözleşme yapmak istediğini ve 11 Haziran‘da yapılacak toplu sözleşme görüşmesinde mevcut durumun daha üzerinde bir teklif verileceği ifade edilerek toplantı bitirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri’nin başkanlığında 11 Haziran’da yapılan toplu sözleşme görüşmesinde belediye yönetimi mevcut sosyal denge tazminatının yasal sonra çekileceğine ve bunun da mevcut sosyal denge tazminatının yarısına denk geldiğini ifade etti. Bu öneriyi AKP iktidarının yasaklayıcı kısıtlayıcı yasalarının arkasına sığınmak olarak değerlendiren sendika heyeti yapılan öneriyi reddettiğini mevcut durumdan daha ileri toplu sözleşme imzalama düşüncelerini her fırsatta ifade ettiklerini bu nedenle bu kararın geri çekilip mevcut durumdan daha ileri bir sözleşme yapılana kadar mücadele edeceklerini ifade ederek toplantıdan ayrıldılar.
Aynı gün saat 15:00’te 17:30’a kadar iş bırakma kararı alındı ve tüm çalışanlar saat 16:00’da yapılacak meclis toplantısına çağrıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin halkın oylarıyla seçildiği ve belediye emekçilerinin sorunlarını belediye meclisinde ifade etmek istediğinin ifade edilmesine rağmen, belediye yetkilileri tarafından emekçilerin içeri alınmaması için polis çağrıldı.
İzmir Büyükşehir belediyesi ve 30 ilçe belediyesini CHP’li belediye başkanları yönetiyor dolayısı ile belediye başkanlarının emekçilerin kazanılmış haklarını ellerinden alması siyasal bir tutumdur ve bu işin siyaseten sorumlusu Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Belediye emekçileri kazanılmış haklarını korumaya ve daha ileri seviyelere çıkarmaya kararlıdır. Yıllardır mücadele ederek, bedeller ödeyerek kazanılan haklarını hiçbir anlayışın inisiyatifine bırakmayacaktır.
Bir ekonomik krizin olduğumuz gerçektir, ancak bu krizi ve bundan önceki krizleri emekçiler çıkarmamıştır, ancak faturası emekçilere kesilmek istenmektedir. Siyasal iktidarın çıkarmış olduğu ekonomik tedbirlere baktığımızda emekçilerin maaşlarının düşük tutulacağı, ve halkın yararlandığı hizmetlerin azaltılacağı görülmektedir. İktidar halktan ve emekçilerden keserek biriktirdiği bütçeyi yine sermayenin emrine sunacak bir başka kriz gelene kadar bu kısır döngü devam edecektir. Ekonomik krize karşı verilecek en güzel cevap emekçilerin birleşik mücadelesinden geçmektedir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden Bir Kamu Emekçisi
*Bu yazı iscibirlikleri.org web sitesinde yayımlanmıştır.