Notice: Array to string conversion in /home/runcloud/webapps/app-direnisteyiz29/wp-content/plugins/td-cloud-library/includes/tdb_functions.php on line 459
13 C
İstanbul
15 Kasım Cuma, 2024
spot_img

Kale Kayış patronu ve oğlu; işçileri, ailelerini, çocuklarını darbetti

İstanbul Silivri’de işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, sendikalaşma nedeniyle yaşanan baskıların son bulması talepleriyle 6 Mart’tan beri direnişte olan Kale Conveyor (Kayışları) işçileri, eşleri ve çocukları; Patron Faruk Dağlı, oğlu Ferhat Dağlı ve fabrika yöneticilerinin saldırısına uğradı.  Saldırıda bir işçinin 7 aylık bebeği de darbedildi. İşçi eşinin yardım istediği sivil polisler ise işçileri ve eşlerini yaka paça uzaklaştırdı ancak o sırada da darba devam eden patrona dokunmadı. Hastaneden darp raporu alan işçiler patrondan şikayetçi oldu.

Evrensel’den yer alan habere göre, Kale Kayış’ın Silivri’de Garden Restaurant’ta çalışan işçilere verdiği iftar yemeğine katılan direnişteki işçilerin eşleri, patron Faruk Dağlı’dan görüşme talebinde bulundu. Patron bunun üzerine teklifi kabul ederek ‘iftardan sonra eşlerinizi de alıp gelin’ dedi. İftardan sonra 5 işçi, eşleriyle birlikte restoranın bir odasında patronla bir araya geldi.

Sivil polis nezaretinde

Olayını devamını darbedilen işçilerden Ceyhun Gökşen’den dinleyelim:

“Kesinlikle bir art niyetimiz yok. Bir çözüm bulmak için gitmiştik. Yolun karşısında yanımızdaki 5 sivil polis ile bekliyorduk. Daha sonra sivil polis nezaretinde et lokantasına gittik. Bir odaya çıkartıldık. Patron Faruk Dağlı, oğlu Ferhat Dağlı, Üretim Müdürü, fabrikanın amirlerinden İsmail Bey ile bizden 5 kadın, 5 erkek ve çocuklarımız vardı. Konuşurken karşı taraf sürekli alaycı bir tutum takındı. Buna rağmen bir şey demedik. Daha sonra patron ve oğlu eşime ‘Çıkmasaydınız, bana mı sordunuz, hepiniz hainsiniz’ diye bağırmaya başladı. Ben de, ‘Karşınızdaki bir bayan, sesinizi bu kadar yükseltmenize gerek yok, oturmuş konuşuyoruz’ dedim. Bunun üzerine patron, elindeki su kadehini bana fırlattı ve ‘Sen kimsin lan it, bu şekilde konuşuyorsun’ diyerek ağza alınmayacak küfürler ve ağır hakaretlerde bulundu.”

Tüm servetimi harcayacayıp sizi burada barındırmayacağım

Daha sonra da darbedildiklerini ifade eden Gökşen şöyle devam etti:

“Kapıyı kilitlemeye çalıştılar. O sırada patron, ‘Tüm servetimi harcayıp sizi de mahvedeceğim, burada barındırmayacağım’ tehditleri savurdu. Aşağıda sivil polisler vardı ama ne yazık ki hiçbiri yukarı çıkmadı. Eşim can havliyle merdivenlerden aşağı inerken düştü. ‘Yetişin’ diye bağırınca polisler geldi. Polisler patronu, oğlunu ve fabrika yöneticilerini odada tutup bizi yaka paça dışarı attı. Bize ‘Şikayetçiyseniz karakola gidin’ dediler. Biz de kendi imkanımızla hastaneye giderek darp raporu aldık. Sol omzumda ve sol arka baldırımda darp izi var, Sezai’nin de suratında ve gözünde darp izi var. 7 aylık bebeğin sırtında parmak izi var. Ona dahi vurdular yani. Eşlerimizin 3’ünde darp izi var. Daha sonra karakola giderek ifadelerimizi verip şikayetçi olduk.”

Kendimizden geçtik 7 aylık bebeğe şiddet nedir

Görüşme sırasında hiçbir şekilde kötü söz etmediklerini ifade eden Gökşen, “Zaten iş kazalıyım. Kendisine de bunu anlattım. Bana belli yardımları oldu, onları da anlattım. Kendisine teşekkür ettim. Ama ne yazık ki bu süreçte yanımızda olmadıklarını anlattım. Hep sözüm kesildi. ‘Salya sümük ağlayıp gelip bana yalvaracaksınız’ ifadelerini kullandı. Ben bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağım. Biz hep uzlaşma içinde yaklaştık. Ama bu son olay bardağı taşıran son damla oldu. Hadi biz kendimizden de geçtik, kadına şiddet nedir? Onu da geçtik 7 aylık bebeğe şiddet nedir! Zaten gerekli yerlere suç duyurusunda bulunuldu. Bu sürecin yakın takipçisi olacağız. Geri dönmeyeceğiz, kararlıyız” diye konuştu.

“7 aylık bebeğimin sırtında parmak izleri var”

7 aylık bebeği ile birlikte darbedilen Sezai Tekkan da “Bizim amacımız zaten belliydi. Sürecin bir an önce çözülmesi için gittik. Ama onların amacı farklıymış. Bizi kamerasız bir odaya çektiler önce, sonra da darbettiler. Ne yapacakları önceden belliymiş. Patronun oğlu suratıma yumruk attı. Polis de gelip asıl suçluları tutacağına bizi tuttu, onlar da bizi dövdü. Onları gözaltına bile almadılar. Bize de ‘Şikayetçiyseniz gidin karakola’ dediler. Benim 7 aylık bebeğimin sırtında parmak izleri vardı. Herkesin darp raporu var. Ben kargaşa çıkarmak için 7 aylık bebeğimle niye gideyim oraya? Hadi bana neyse de sen benim 7 aylık bebeğime el kaldırdın” diye konuştu.

“Paran varsa herkes seni savunuyor”

Darbedilen Banu Gökşen de “Konuşmamıza izin vermediler. Faruk Bey’in oğlu bana sesini yükseltince eşim de dayanamayıp müdahale etti. Bunun üzerine Faruk Bey, eşime hakaret etti. ‘Hainler’ dedi bize. Darbedildik daha sonra. Aşağıda sivil polisler vardı. ‘Kocamı dövüyorlar’ diye bağırdığım halde yukarı çıkmadılar ve hiçbir müdahale etmediler. Eşimi yere yatırdılar, 3-5 kişi üzerine çullandılar ve darbettiler. Biz ne için gittik, neye uğradık? ‘Taşkınlık çıkmayacaksa görüşürüz” diyen Faruk Bey, kendi söylediğine kendi uymadı. Utanmadılar bunu bize yaparken. Yani paran varsa bu devirde herkes savunuyor ama paran yoksa ezilen hep bizler oluyoruz. Orada yere düşüp fenalık geçirdiğim halde kimse beni yerden kaldırmadı. Garden Et Lokantasının çalışanları ve sahipleri de dahil olmak üzere hepsinden şikayetçiyiz” diye konuştu.

“Aynı hareketi biz yapsak kim bilir başımıza ne gelirdi?”

Petrol-İş Trakya Şube Başkanı Ercan Yavuz da yaşananlara tepki göstererek şunları söyledi:

“Biz yaklaşık 80 günden beri eylem yapıyoruz. Ne devletten ne hükümetten ne siyasetçilerden ne de basından, -sizi ve birkaç basın kuruluşunu tenzih ediyorum- destek alamadık. Bir kapitalistin şımarık çocuğu burada emek mücadelesi veren arkadaşımıza, eşine ve çocuğuna saldırıyor. Patron da buna engel olması gerekirken yanındakilerle birlikte arkadaşlarımızı darbediyor. Bu kabul edilemez. Bu cesareti nereden buluyor. Demin saydığım mülki amirlerinden hükü;metine kadar herkes işverenin yanında olursa bu adam da şımarır.  Kendisini devletin sahibi gibi görür ve herkesi dövmeyi de kendisine hak görür. Eşlerimizin yanında, çocuklarımızın yanında bunlar bu kadar hoyratça nasıl davranabiliyor. Aynı hareketi biz patron F.D’ye yapsaydık kim bilir başımıza ne gelirdi? Ama bu onların yanına kâr kalmayacak. O kadar basit değil bu işler. Kanunlar çerçevesinde hakkımızı arayacağız.”

77 gündür direnişteler

İstanbul’un Silivri ilçesinde bulunan kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere, işçi sağlığı, iş güvenliği önlemlerinin yetersizliğine ve sendikalaşma nedeniyle artan baskılara karşı 6 Mart’tan beri direnişte olan Kale Conveyor (Kayışları) işçilerinin mücadelesi 77’inci gününde. İşçiler yaptıkları yürüyüşle saldırıyı protesto etti.

İşçiler saldırıyı protesto etti

Saldırı, 21 Mayıs’ta Salı günü, Petrol-İş üyesi işçiler ve aileleri tarafından protesto edildi.

Silivri’de Atatürk Heykel Meydanı’nda bir araya gelen işçilere ve ailelerine, Petrol-İş Genel Merkez Yöneticisi Turgut Düşova, Emek Partisi, ÖDP, CHP, HDP, DİSK’e bağlı Gıda-İş ve Genel-İş, Eğitim-İş, Eğitim Sen, TTB ile ÇYDD temsilcileri de destek verdi.

Eylemde konuşan Petrol-İş Şube Başkanı Ercan Yavuz saldırıyı kınadı. İşçilerin yanında olmayan siyasi partilere de sitem eden Yavuz, “Özellikle milletvekillerinin sahip çıkması gerekiyor” dedi.

Yavuz, Kale Kayış işçilerinin haberlerine yer vermeyen basın organlarına da tepki gösterdi.

 

KaynakEvrensel

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol