Kaldıraç Hareketi, Suriye’de cihatçı çetelerin yönetimi ele geçirmesi ve başta Arap Aleviler olmak üzere Suriye halklarına dönük katliamlara ilişkin Kadıköy Süreyya Operası önünde bir eylem gerçekleştirdi.
Eylemde, “Suriye halklarının katliamına, emperyalist saldırganlığa ve işgallere karşı; yaşasın halkların ortak mücadelesi” pankartı açıldı.
Kaldıraç Hareketi adına basın açıklamasını okuyan Hakan Dilmeç, Suriye’nin tarih boyunca farklı etnik grupların, inançların ve kültürlerin bir arada yaşadığı, zengin bir mozaik oluşturan bir ülke olduğunu söyledi. Dilmeç, şöyle devam etti: “Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu’nun paylaşılmasının bir parçası olarak ABD laboratuvarlarında üretilen ÖSO-IŞİD eliyle başlatılan Suriye savaşı, çetelerin Şam’ı ele geçirmesi üzerine yeni bir aşamaya ulaşmıştır. Öncesinde 13 yıldır Suriye’de halkların direnişiyle tökezleyen bu emperyalist saldırganlık, sonrasında Filistin’de büyüttükleri soykırımla ve Lübnan’a yönelik saldırılar ve işgal girişimi ile Orta Doğudaki direniş cephesini dağıtma planını devreye sokmuştur. Suriye’de 8 Aralık tarihinde ABD-İngiltere-İsrail-TC devleti güdümündeki HTŞ’nin öncülük ettiği cihatçı çetelerin Şam’ın yönetimini ele geçirmesiyle Ortadoğu’da yeni bir süreç başlamıştır. 2011 itibariyle Suriye’ye yönelen emperyalizm, 2024 yılının sonunda bir boyutuyla amacına ulaşmıştır.”
“Çetelerin imajı emperyalizm tarafından düzenleniyor”
Bugün Suriye’de yaşananlara alkış tutanların soykırımcı İsrail ve ABD’nin yanında saf tutmuş olacağını söyleyen Dilmeç, “Suriye’deki çetelerin de imajı emperyalizm tarafından yeniden düzenlenmeye çalışılmaktadır. Yeni Şam yönetiminin liderliğini yürütecek olan Ebu Muhammed El Golani, Eski El Kaide üyesi, IŞİD’in emiri ve El Nusra Cephesinin kurucusudur. Suriye’de gerçekleşen katliam ve soykırımların baş sorumlularından biridir. Golani’nin imajını tazelemek için birçok yabancı basın da röportajlara çıkarmıştır. Son olarak Türkiye’nin Şam’da Golani önderliğinde kurulan geçici hükümeti ziyaret etmesiyle ilk resmi devlet teması gerçekleştirilerek devletler arasında meşruluk zemini yaratmıştır. Emperyalizmin ve tetikçilerinin demokrasisi, Vietnam kasaplığı, Afganistan, Irak işgali, Libya soygunu, IŞİD-HTŞ’nin Suriye’sidir” ifadelerini kullandı.
HTŞ ve SMO çetelerinin bölgede “yönetimlerinin tesisi” bahanesiyle Suriye halklarına dönük saldırı ve infazlar gerçekleştirdiğini belirten Dilmeç, “Arap Alevi halkının en önemli tarihi kişiliklerinden ve dini önderlerinden biri olan Hüseyin Bin Hımden El Khasibi’nin türbesinin yakıldığı ve orada görevli 5 insanın infaz edilerek üzerlerine basıldığına dair 1 ay önce çekilmiş olan görüntülerin medyaya yansıması sonrası Humus, Tartus ve Lazkiye başta olmak üzere birçok bölgede Arap Aleviler sokağa çıkarak direnişe geçtiler. Arap Alevilerin sokaklarda gerçekleştirmiş olduğu eylemler sonrasında HTŞ öncülüğündeki cihatçı çeteler İdlib’ten ve Azez’den yürüyüşlerin yapıldığı şehirlere takviyeler göndererek yapılan protestolara ateş açmış Arap Alevilere yönelik katliamı büyütmüştür” dedi.
“Tek yol bölge halklarının ve işçi sınıfının ortak mücadelesidir”
AKP-MHP iktidarının emperyalist saldırganlığın ortağı olarak bu saldırganlığı desteklemek üzere “iç cepheyi” örgütlemeye çalıştığını söyleyen Dilmeç, “Açıklanan asgari ücret, deprem bölgesindeki yağma-rant politikalarıyla bizlere her gün yaşattıkları aşağılanma, kadınlara yönelik saldırılar, kayyum siyaseti ‘iç cephenin örgütlenmesi’ yolunda atılan adımlardandır. Saray rejimi, İran’a-Rusya’ya yönelik olacak bir sonraki savaşa hazırlandığı bu süreçte, beka sorunu etrafında siyasi yapıların bu yapılanlara sessiz kalmasını sağlamaya çalışmaktadır” dedi.
Egemenlerin savaşı yaymaya ve halkları katletmeye devam edeceğini vurgulayan Dilmeç, şu ifadeleri kullandı: “Bizler ise direnişi büyütmeliyiz. Sıranın bize gelmesini halkların katliamını izleyerek bekleyemeyiz. Yanı başımızda halkların emperyalistler ve işbirlikçileri eliyle katliamına sessiz kalarak bu katliamları durduramayız. Korku, duyarsızlık ve şovenizmle bezeli sessizliği örgütlemelerine izin vermeyeceğiz. Savaş, işçi sınıfının karnını doyurması demek değildir. Savaş, işçi ve emekçi çocuklarının, işçi ve emekçilerin egemen adına cepheye sürülmesi demektir. Savaş, kan ve gözyaşı demektir. Egemenler kasalarını doldururken, işçi ve emekçilere açlık, işsizlik, yokluk ve ölüm düşmektedir. Bunu tüm dünya tarihi doğrulamaktadır. Bölge halklarının ve işçi sınıfının ortak mücadelesi bölgemizde kardeşliği sağlayacak tek yoldur.”
📍Kadıköy | Süreyya Operası
Suriye; Araplar, Kürtler, Türkmenler, Çerkesler, Ermeniler, Asuriler, Süryaniler, Dürziler, Yahudiler ve dinsel aidiyetleriyle Alevisi, Êzîdîsi, Sunnîsi ve Hristıyanı ile zengin bir mozaik oluşturan bir ülkedir.
Yeni Şam yönetiminin liderliğini… pic.twitter.com/OUkBqnv61b
— Kaldıraç (@kaldirachareket) January 12, 2025