23.2 C
İstanbul
16 Eylül Pazartesi, 2024
spot_img

Kaldıraç Hareketi’nden İstanbul, Kocaeli ve Antakya’da gözaltılara karşı basın açıklaması: Baskılar, gözaltılar bu çürümüş düzeninizi kurtaramaz!

Kaldıraç Hareketi İstanbul, Kocaeli ve Antakya'da "Baskılar, gözaltılar bizi yıldıramaz" diyerek basın açıklaması gerçekleştirdi.

5 Ocak sabahı Kaldıraç okurlarına yönelik ev baskınları yapıldı. Polis, Kocaeli’de Gülfem Kavak, Yarem Şahin, Aslıhan Hot, Merve Ünver ve Ferdi Çiftçi’yi, Antakya’da ise Sinan Çekiç ve Nilya Çekiç’i gözaltına aldı. Kaldıraç Hareketi gözaltılara dair bugün İstanbul, Kocaeli ve Antakya’da basın açıklaması gerçekleştirdi.

İstanbul

Kadıköy Kaldıraç Bürosu önünde yapılan basın açıklamasında 5 Ocak sabahı Kocaeli ve Antakya’da yapılan ev baskınlarının 2021 yılında, Kocaeli’nde açılmış bir dosya bahanesi ile yapıldığı ve artık bir rutin olan, “dosyada gizlilik kararı” nedeniyle neden gözaltına alındıklarına dair bir bilgi bulunmadığı aktarıldı.

Yoğun polis ablukasında yapılan basın açıklamasında “bir bilgi olmasa da sözde suçlamaların neler olabileceğine dair, bu topraklarda mücadele yürüten devrimcilerin, toplumsal muhalefetin az çok kanaati, kanaatimiz var.” denilerek “1 Mayıslara, Newroz kutlamalarına katılmak, devrimci önderleri anmak, basın açıklamaları gerçekleştirmek, dergi-gazete-bildiriler yolu ile halka gerçekleri taşımak… İşçi direnişlerine katılmak, dayanışma içinde olmak, okullarda özgür bilimsel eğitim için mücadele etmek, kadınların özgürlük mücadelesinin içinde olmak, halkların eşitliği, özgürlüğü, kardeşliği için mücadele etmek, yaşamı ve doğayı savunanlarla omuz omuza olmak, depremlerde yangınlarda, sellerde halkın yaralarını sarmak için harekete geçmek, yeni bir yaşamı kurmak için seferber olurken sorumlulardan hesap sormak için de örgütlenmek… Özcesi, insanca ve onurlu bir yaşam istemek, bunun için mücadele etmek!
Sınırsız ve sınıfsız bir dünya için, komünist bir gelecek için devrim ve sosyalizm saflarında örgütlenmek!” olduğu söylendi.

“Saldırı, direniş büyümesin, “bir kibrit çalıları tutuşturmasın” diyedir.”

Açıklamanın devamında “bu saldırıları gerçekleştirenler, devlet, Ekim Devrimi’nden bu yana fazladan ömür süren, çürümüş, ucubeye dönmüş kapitalist-emperyalist sistemin bu topraklardaki temsilcileri, egemenleridir. Hem tarihsel hem de güncel olarak bitmiş, insanlığa savaştan, yıkımdan, açlık ve sefaletten başka hiçbir şey sunamayan rezil bir düzenin temsilcileridir.
Yağma, rant ve savaş ekonomisi üzerine inşa edilmiş olan Saray Rejimi, 14-28 Mayıs seçim müsameresi sonrası, emperyalist efendileri eli ile dizayn edilen yeni savaş hükümeti ile işçi-emekçilere, Kürt halkına, halklara, kadınlara, gençlere, çocuklara, emeklilere… toplumun yüzde doksanına, tüm ezilenlere saldırılarını arttırmıştır.

Bunu, seçim sonrası yapılan zamlardan, ortalama ücret haline gelen açlık sınırı altındaki asgarî ücretten, emeklilere reva görülen açlık sınırının yarısı kadar emekli aylıklarından, bir işçinin sırtından milyonlarca lira kâr elde ederken sefalet ücreti tekliflerinden, okula aç giden çocuklardan, işçi cinayetlerinden, kadın cinayetlerinden, rant ve yağma uğruna katledilen doğamızdan, rezerv alanlardan görebilirsiniz. Maliye Bakanı’nın, patronlara seslenirken söylediği, “iç pazar daralacak, kendinize dış pazar bulun, her türlü teşvik bizden” sözlerinde görebilirsiniz.
Bütün saldırılara rağmen direniş sürmektedir. Saldırı, direniş büyümesin, “bir kibrit çalıları tutuşturmasın” diyedir. Ancak gerçek apaçık gözükmektedir; saldırı sizi tarihin çöplüğüne göndermemizi engellemeyecektir.” denildi.

“Korkuyorsunuz, korktukça saldırıyorsunuz. Hangi saldırınız bu gerçeği değiştirebilir?”

Açıklamanın devamında saldırıların boşa olduğu vurgulanarak “Gezi Parkı’na saldırdınız, Gezi Direnişi’nin ayak izlerini silebildiniz mi? Kürt halkına her gün saldırıyorsunuz, Kürt halkının özgürlük isteğini bitirebildiniz mi? Kadınların sokak ortasında öldürülmesini teşvik ediyorsunuz, kadınların “sokaklar bizim” demesini engelleyebildiniz mi? Geleceklerini ellerinden aldığınız öğrencilerin bir hışımla “yaşamak istiyoruz” diyerek tüm memleketi kuşatmasını durdurabildiniz mi?” denildi.

“Kimleri gözaltına aldınız?”

“Kimleri gözaltına aldınız? Sizin çürük binalarınız ve rantınız yüzünden yıkılan deprem kentlerinde, yeni bir yaşamı inşa etmek için örgütlenenleri. Bunu hiçbir saldırınız engelleyemez.
Kimleri gözaltına aldınız? İşçi direnişlerini ziyaret edenleri, öğrencilerin eylemini örgütleyenleri, deprem bölgesinde gönüllü doktorluk yapanları, sizin istediğinizi yapmayacak mühendisleri. Bu mücadeleyi durduramazsınız.
Korkmakta haklısınız. Korkularınızı gerçeğe çevirmek için örgütlenmeye, direnişi büyütmeye devam edeceğiz.
Egemenler, biz milyonların cehennemi üzerine kurdukları cennetlerini korumak için saldırıyorlar. Bize düşen onlar için cehennem olan, eşit, özgür, insanca onurlu bir yaşam için mücadeleyi büyütmek, korkularını gerçeğe çevirmektir.
Devrim için ileri! Ya sosyalizm ya ölüm!”

Basın açıklamasına  BDSP, DKDER, TÖP, YDİ ÇAĞRI, EHP ve Temel Demirer, Sibel Özbudun katıldı.

Antakya

“6 Şubat’ta bizleri enkaz altında bırakanlar bugün bizlere saldıranlardır!”

Dün sabah saatlerinde ev baskınları ile alınan 7 Kaldıraç okuru için Samandağ Abdullah Cömert Parkında bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Bugün Saat:12.00’da Samandağ Abdullah Cömert Parkında yapılan açıklamaya Mücadele Birliği Platformu, Toplumsal Özgürlük Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi, Yeniden İnşa ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası katılım sağladı.

Açılış konuşması ve sloganlarla başlayan basın açıklaması Kaldıraç Hareketi Temsilcisi Mustafa Çelik’in basın metnini okumasıyla devam etti.

Çelik yaptığı açıklamada, “dün sabah saatlerinde ev baskınları ile birçok yoldaşımız gözaltına alınmıştır. Toplumsal mücadelenin zemini geliştikçe saldırılar artarken, devrimci hareket bu saldırıların her dönemde hedefi olmuştur. Ajanlaştırma, gözaltılar, tutuklamalar, kriminalize etme gibi her türlü biçimi denemektedirler. Yağma, rant ve savaş ekonomisine, çürümüş bu düzene biat etmemizi, susmamızı, korkmamızı istemektedirler. Kitleleri yönetmek için şiddeti kullanmakta, baskı ile kontrol etmeye çalışmaktadırlar.
Bugün 6 Ocak, depremin üzerinden 11 ay geçmiştir. 11 aydır hiçbir politika halkların, işçi sınıfının çıkarını gözeterek ele alınmamıştır. “Çözüm diye attıkları her adım ya zeytinlik arazilerimizi istimlak etmekte ya moloz yığınlarıyla bizi baş başa bırakmakta ya da tarihimizi, kültürümüzü, dilimizi asimile etmeye yönelik yaşadığımız evlerimizi, arazilerimizi rezerv alan ilan etmektedir. Bir yandan da geliştirdiğimiz örgütlülüğe, dayanışmalara saldırarak kurulacak yeni yaşama müdahale etmektedirler.

Egemenler bugün iç savaş hukukunu işletmektedirler. 14-28 Mayıs seçim müsameresi ile kurulan savaş hükümeti, işçilere-emekçilere, kadınlara, öğrencilere, halklara savaş açmışken dışarıda da savaş Çığırtkanlığı yapmaktadır. Ekonomik krizin yükünü işçi sınıfına yükleyerek en küçük hak talebine dahi saldırmakta, korku atmosferini genişletmek istemektedir. Bugün “hukuk” dedikleri ve yalnızca işçileri, emekçileri, devrimcileri ezmek için kullanılan kendi yasaları bizim direnişimizi boğmak içindir. Yasaları Can Atalay’ı ve bir çok devrimciyi tutsak etmek içindir, yasaları direnişi büyütenleri gözaltına almak içindir, yasaları kendi cennetlerini korumak, işçi sınıfını sefalete sürüklemek içindir. Yasaları savaşı pompalamak, tetikçisi olmak içindir.

6 Şubat’ta da bugün de bu saldırıları devreye sokmaları kendi korkularını bize bulaştırmak istemelerindendir. Bizlerden korkuyorlar; çünkü Gezi Direnişinin yaratıcısı olduğumuzu biliyorlar. Bizden korkuyorlar, çünkü depremde birbirimizi yaşatmak için nasıl seferber olduğumuzu biliyorlar. Bizden korkuyorlar çünkü bunca saldırıya ve baskıya rağmen hala direnen kadınlar, öğrenciler, işçiler, halklar olduğunu biliyorlar.
Kendi yasalarıyla bizi kontrol edeceğini düşünenlere direnişin yasalarıyla cevap vereceğiz!
Bizler Antakya’da, Samandağ’da yeni yaşamı kurmak için mücadele eden devrimciler, sosyalistler olarak devletin katliam politikalarına, baskı ve sindirme politikalarına karşı toplumsal direnişi örmeye devam edeceğiz!

Ajanlaştirma politikalarınıza karşı cevabımız Ali Serkan’dır, saldırılarınıza tehditlerinize karşı cevabımız Burhanettin’dir. Devrimci mücadelemizin iradesi ve cesareti Mahir Çayan’dır İbrahim Kaypakkaya’dır, Deniz Gezmiştir. Bizler tarih boyunca işçi sınıfına karşı sorumluluğumuzun bilinci ile yoldaşlarımızın bize bıraktığı miras ile devrim ve sosyalizm için savaşmaya devam edeceğiz!Bizler, bu dünyayı yaratanlar, bizi kurtaracak olan kendi kollarımızdır, diyerek bu düzene karşı ilmek ilmek devrimi örgütlemeye devam edeceğiz!
Samandağı, Antakya’yı yeniden kurmak için, bize ölüm vadeden bu devlet aklını alaşağı etmek için, hesap sormak için mahalle mahalle dayanışmayı ve örgütlülüğümüzü geliştireceğiz. Bunun için herkesi saflarımıza, direnişi büyütmeye çağırıyoruz! Onurlu bir yaşamı birlikte kurmaya, örgütlenmeye çağırıyoruz! Baskılar bizi yıldıramaz! Yaşasın devrim ve sosyalizm!” dedi.

Yapılan basın açıklamasının ardından, Antakya’da gözaltına alınan Sinan ve Nilya Çeki’in annesi Nursel Çekiç söz alırken, Çekiç yaptığı konuşmada, “Merhaba, öncelikle burada bulunan tüm yoldaşlarımızı selamlıyorum. Evet dün sabah saatlerinde evimin önünde bir ordu yığarak yaptıkları ev baskınıyla iki çocuğumu ortağımı ama en çok da devrimci yoldaşımız gözaltına aldılar. Şu kesin ve nettir. Mahallelerde büyüyen mücadelemizi bir suç işliyormuşuz gibi göstererek önünü kesmeye çalışıyorlar. Ama nafile bu halk hem sizlerin hem de bizlerin ne yaptığını çok net biliyor. Bizi suçladığınız şeyleri bizim değil tam tersi sizlerin yaptığını çok net biliyor. Depremde enkazlara günlerce gelmeyip binlerce insanı ölüme terk edenler sizlersiniz biz değiliz. O yüzden terörist biz değiliz, sizlersiniz! Molozları yaşam alanlarımıza döküp bizleri zehirlemeye çalışan bizler değiliz, sizlersiniz! O yüzden terörist biz değiliz, sizlersiniz! Gülderen’de tapulu arazilere, Dikmece’de zeytin bahçelerine el koyan gasp eden bizler değiliz sizlersiniz! On binlerce kişinin vekil seçtiği Can Atalay’ı tutsak eden sizlersiniz bizler değiliz! Çocuklarımın, devrimci yoldaşlarımın bu haklı mücadelesini sahipleniyor aileleri olarak her daim arkalarında olduğumuzu bir kez daha söylüyoruz. Baskılarınız gözaltılarınız ne bizi, ne de onları yıldıramaz. Yaşasın Devrimci Mücadelemiz, Yaşasın Devrimci Dayanışma!” dedi. Son olarak sözü Hakların Eşitlik Ve Demokrasi Partisi İl eşbaşkanı Naim Özbek aldı. Özbek yaptığı konuşmasında, “dün sabah saatlerinde birçok yoldaşımız ve Samandağ İlçe eşbaşkanımız Nilya Çekiç gözaltına alındı. Evet biz onların kim olduklarını çok iyi biliyoruz. Kendi hukuklarını ayakları altına alanlar bunun bedelini elbette ödeyeceklerdir. Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere Can Atalay ve bir çok devrimci sosyalist yoldaşlarımızı gözaltına alıp tutsak ederek yıldıracaklarını sananlar yanılıyorlar mücadelemiz her daim sürecek” dedi.

Basın açıklaması “baskılar bizi yıldıramaz”, “unutmak yok affetmek yok helalleşmek yok”, “yaşasın devrimci dayanışma” ve “yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganlarının sık sık atılmasıyla sona erdi.

Kocaeli

“Baskılar bizi yıldıramaz”

Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri, İnsan Hakları Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.

Yapılan basın açıklamasında “Dört bir yandan pislikleri saçılan bu düzen, her taraftan, her aygıtıyla, her gün saldırılarını devam ettiriyor. Ülkede hemen hemen her gün işçilere, halklara, kadınlara, öğrencilere karşı yeni suçlar işleniyor. Bu hafta içinde hepimizin tanık olduğu bir dizi şey yaşandı.” denildi.

Devlet tarafından saldırıların olduğu vurgulanarak “TİP Hatay milletvekili Şerafettin Can Atalay hala tahliye edilmedi, siyasetçileri rehin tutulan Kürt halkına karşı kurulan bir kumpas davası olan Kobane Kumpas Davası’nda yine tiyatro yargılamalar devam etti, Koç Üniversitesi’nde Kürt ve alevi olduğu için bir gence işkence edenler ödüllendirildi, işkence uygulanan öğrenciye okula giriş yasağı kondu, Sivas’tan kaçırılan bir kadına Ankara’da bir otel odasında şiddet uygulandığı kanıtlanmasına rağmen şiddet uygulayan erkek “şikayet yok” bahanesiyle gözaltına bile alınmadı.” denildi.

5 Ocak günü gerçekleşen ev baskınlarına dair “5 Ocak Cuma günü ise ilimizde Kaldıraç Hareketi’nden dostlarımızın evi sabah saatlerinde basıldı, 5’i Kocaeli’nden 2’si Antakya’dan toplam 7 kişi gözaltına alındı. Dosyalarında gizlilik ve kısıtlılık bulunan dostlarımız hakkında hiçbir gerekçe dahi sunulmadı. Gözaltına alınan dostlarımızdan bir kısmının depremin ilk anlarından beridir ve hala Antakya’da dayanışma faaliyeti içinde olduklarını biliyoruz. 6 Şubat depreminin üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen devlet ilk günlerde nasılsa hala öyle davranmaya devam etmektedir.

Bölgeye gönderilen yardımlara el koyup kendi çetelerine peşkeş çekenler, toplanan vergileri
Saraylarda harcayanlar, insanların evlerine “rezerv alan” diyerek çökenler, bugün de
dostlarımızın yürüttüğü dayanışma faaliyetlerini baltalamak isteyerek gözaltına aldılar.
1 Mayıs’a, Newroz’a katılmak, devrimci önderlerin anmalarını gerçekleştirmek, işçilerin
direnişine gitmek, öğrencilerin isyanına katılmak, deprem bölgesinde yaratılan yıkıma karşı
dayanışmada bulunup hayatı yeniden kurmaya çalışmak, suç değil onurdur.
Bizler mücadele edenler olarak bu saldırılardan hiçbir zaman yılmadık. Geleceğe onurlu bir
mücadele tarihi bırakmaya devam edeceğiz.
Saldırılara karşı örgütlenmeye devam edeceğiz, ve birlikte mücadeleyi büyüteceğiz
Gözaltına alınan arkadaşlarımızı geri alacağız. Biz kazanacağız!” denildi.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EYLÜL SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol