Kaldıraç Hareketi açıklama yayınlayarak Güney Kürdistan’da gerçekleştirilen saldırılarda kimyasal silah kullanımına ilişkin “Dersim’den Zap’a; Katliamlarla, kimyasallarla direniş bastırılamaz” dedi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Bugün, ekonomik kriz, işçi ve emekçilerin, yoksulların, emeklilerin, gençlerin, kadınların yaşamlarını çekilmez hâle getiriyor. Yoksulluk, açlık, işsizlik birlikte kol geziyor.
Bunlara cinayetler eşlik ediyor; işçi cinayetleri, kadın cinayetleri vb.
İçeride, Saray Rejimi, açık bir iç savaş yürütüyor.
Bu iç savaş açıktır, ama devlet, Saray Rejimi, adını iç savaş olarak koymadan, bunu deklare etmeden savaşı yürütüyor.
İç savaş, Kürt devrimine karşı ve her türden işçi, kadın, gençlik, çevre direnişine karşı yürütülüyor. Egemenler, Tekelci Polis Devleti, mevcut iktidarı sürdürebilmek için, kendi yasalarını tanımayan bir saldırganlık içindedir.
Halk Savunma Güçleri 17 Ekim’de “6 aylık savaş bilançosu” açıkladı. Savaş gerçeğinin boyutu bu bilançoda mevcuttur. Bölgenin en örgütlü gücü, Rojava’nın yaratıcısı, emperyalistler arası paylaşım savaşı içinde büyük bir plan bozucu olarak Kürt halkının direnişi, NATO’suyla, BM’siyle, AB’siyle, ABD’siyle beraber örgütlenen büyük bir imha saldırısıyla karşı karşıyadır. Bu saldırıya karşı büyük de bir direniş sergilenmektedir.
İşçi sınıfının reddi, halkların inkârı ve imhası üzerine kurulmuş bu devlet, katliamlar tarihine her gün yenisini eklemektedir. Kendi cennetleri sürsün diye, yağma-rant ve savaş üzerine yükselen ekonomileri tıkırında olsun diye, Bartın’da 41 madenciyi göz göre göre ölüme yollayanlarla, Bâşûr’da kimyasallarla Kürt halkına saldıranlar aynıdır.
Egemenlerin tarihi katliam, halkların tarihi ise direniş tarihidir.
38’de Dersim’de Almanya’dan alınan zehirli gazlarla, ABD’den alınan uçaklarla mağaralardaki halkı katledenler, Cizre’de 300’den fazla insanı binaların bodrumlarında kimyasallarla katledenler, 19 Aralık 2000’de devrimci tutsakları kimyasallarla katledenler hiçbir direnişi engelleyemeyecektir.
Egemenler ne krizi çözebilirler ne savaş politikaları ile bir yere varabilirler. Tıpkı ABD’li efendilerinin Vietnam’da ve tüm dünyada yaptığı gibi, kaybettikçe vahşileşen TC devleti, çözülüşünü de boyun eğmeyen isyanı da durduramayacak.
Krize ve savaşa karşı direniş dışında bir seçenek yoktur.
Dünya, artık, yeni bir devrimci yükseliş dönemine girmektedir. Bunun işaretleri vardır. Dünyanın her yerinden eylemler yükselmektedir. Bu süreç katlanarak artacak, gelişecektir. Bu süreci karşılamak demek, direniş hattına sahip çıkmak demektir.
Katliam saldırılarına karşı, direnişi büyütelim!
İşçilerin birliğini, halkların kardeşliğini ellerimizle örgütleyelim!