Aylık Devrimci Sosyalist Dergi Kaldıraç’ın Temmuz sayısının tamamını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Derginin bu sayısında bulunan yazılardan bazı bölümler ise şöyle;
“Bu nedenle, Saray bugün daha geniş bir meşruiyet peşindedir. Bu nedenle, CHP göreve çağrılmıştır. CHP, bir yandan muhalifmiş gibi yaparak, diğer yandan Saray’ı meşrulaştırmak işini yapmaktadır. Bu iki işi birlikte yapmaktadırlar. Sadece Saray’a destek vermesi işe yaramaz, inandırıcı olmaz. Bu nedenle, ikili bir görevi yerine getirmektedir. Böylece, kitlelerin Saray Rejimi’ne, sürmekte olan düzene karşı direnişlerini, düzen kanalları içine hapsetmeye çalışmaktadır.“
Perspektif yazısının tamamını linke tıklayarak okuyabilirsiniz↓
“Yumuşama”, “normalleşme”, kayyum politikası
“İki şeyi biliyoruz; ilki, mücadelenin her tür araç ve yolla yürümesi esastır ve bu açıdan her emek değerlidir. İkincisi, kişi, verdiği emekle yetinmemelidir, daha fazlasını yapmak gerekir ve bu mümkündür. Ne kadar çok emek verilebilirse, daha fazlası da verilebilirdir. Daha çok emek vermek, emek vermeyenlere söylendiğinde bir şey ifade eder mi bilmiyoruz ama emek verenlere çok şey ifade eder.”
Deniz Adalı’nın yazısının tamamını linke tıklayarak okuyabilirsiniz↓
Sınıf savaşımı, deneyim-birikim ve pratik
“Biz, Kaldıraç Hareketi olarak, bir paylaşım savaşımına, 5 emperyalist gücün dünyayı yeniden paylaşma savaşımına uzun süredir dikkat çekiyoruz. Bu elbette bir dünya savaşı da demek oluyor. Bu nedenle, birçok dostumuz, kuşkunuz olmasın hâlâ dostlarımızdırlar, bize, birden çok kere “hani savaş nerede, abartıyorsunuz” diye uyarılarda bulunmuşlardır. Elbette konunun iki yönü var; birincisi, savaşı evinde görmediğin zaman savaş yokmuş gibi düşünmek bir büyük hatadır. İkincisi, savaşın, 21. yüzyılda ya da başka bir zaman diliminde, düz bir yol izleyeceğini düşünmek bir yanılgı olur.”
Deniz Adalı’nın yazısının tamamını linke tıklayarak okuyabilirsiniz↓
ABD hegemonyası çözülürken… Devrimci kalkışmanın olanakları artıyor
“Direnişler, demek ki, daha örgütlü, daha fazla sayıda, daha süreklilik kazanacak tarzda, daha tüm toplumu saracak tarzda bir eğilim içine girsin diye, devrimci hareketin görevleri vardır. Bu, aslında devrimci hareketin görevidir. Yoksa, direnişlerin zayıf yönleri üzerine konuşmanın ne anlamı olur?”
Fikret Soydan’ın yazısının tamamını linke tıklayarak okuyabilirsiniz↓
Saray Rejimi’ne karşı direniş, Birleşik Emek Cephesi
“Çocukları öldürmek” mübahtır, zira onlar büyüdükçe “terörist” olacaklardır, diye buyuran epeyce tanınmış isim var. Kimisi “yazar”dır, kimisi “aydın” olarak tanınıyor. Filistin halkına karşı soykırım olduğunda seyreden, sesini çıkartmayan tanınmış, ünlü kişileri saymak mümkün değil. Sayıları çoktur. Belki de bunların sayılarının bu denli çok olması, bazı ünlülerin Filistinli çocukların ölümünü mübah gördüklerini açıklamalarını kolaylaştırmaktadır.”
Aysun Sadıkoğlu’nun yazısının tamamını linke tıklayarak okuyabilirsiniz↓
Filistin soykırımı, İsrail’in savaşı yayma hamleleri