Kafkas Dernekleri Federasyonu, tüm dünya halklarına çağrıda bulundu. Federasyon, 21 Mayıs 2022’de Yenikapı Miting Alanı’nda toplanacak.
Federasyon, 21 Mayıs Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’ne ilişkin bir açıklama da yayınladı. Açıklamada, “21 Mayıs’la sembolleşen tarih, bir halkın tarih sahnesinden silinmek istenilmesinin sembolü olan, soykırımın tarihidir. Bu soykırımın tanığı var, tanıyanı yok, anlatanı var, anlayanı yok, sorumlusu var üstleneni yok, adeta unutulmuş ya da unutturulmak istenilmiş bir soykırım gerçeği var ortada” denildi.
Yayınlanan açıklama şöyle:
“21 Mayıs 1864, 101 yıl süren Kafkas-Rus savaşlarının bittiğinin ilan edildiği ve günümüz Soçi sınırları içerisinde kalan Kbaada vadisinde son savaşın yapıldığı tarihtir. Çerkesler ve tüm Kuzey Kafkasya halklarının kolektif hafızalarında bu tarihin rolü ise 101 yıl süren savaşların bitmesini belirten basit bir kronolojik bilgiden ibaret değildir. 21 Mayıs’la sembolleşen tarih, bir halkın tarih sahnesinden silinmek istenilmesinin sembolü olan, soykırımın tarihidir.
21 Mayıs Soykırımın günüdür.
Bir kolonyalizm ve yayılmacılık tarihi olarak Rusya, imparatorluğun güney sınırlarını Kuzey Kafkasya’ya hakim olarak genişletmek istiyor ve Kuzey Kafkasyalılar dahil bölgedeki tüm halkları köleleştirmek ve tebaası haline getirme amacını güdüyordu. Bu amaçla inşa edilen kaleler, steplerin kolonileştirilmesi, Kazak ve Rus yerleşimcilerin arttırılması gibi hamleler ile Kuzey Kafkasya’yı ekonomik olarak ambargo altında tutmaya çalışıyordu. Bu girişimler Çerkesler başta olmak üzere bölge halklarının Karadeniz dahil tüm ticaret yollarının kapatılmasıyla adeta kocaman bir tecrit coğrafyası yaratılıyor, açlık ve salgın hastalıklara zemin hazırlanıyordu. Bu askeri ve siyasi baskıyla bölgeyi terörize eden Rus Çarlığının temel hedefi Çerkeslerin savaşma azim ve iradesini kırmaktı.
Tüm bunlara rağmen savaşma azim ve iradeleri kırılamayan Çerkesya ve Kafkasya halkları ise son ana kadar yurtlarını savunmaya ve insanlık dışı işgal ve soykırıma karşı direnmeye devam ettiler. Rus Çarlığının amacı bir Rus subayının anılarında ete kemiğe bürünüyordu: ‘Bize Çerkesya lazım, Çerkesler değil.’
Bu soykırımın tanığı var, tanıyanı yok, anlatanı var, anlayanı yok, sorumlusu var üstleneni yok, adeta unutulmuş ya da unutturulmak istenilmiş bir soykırım gerçeği var ortada. Sanki 2 milyon Çerkes 1864 yılında kendilerini sürgüne göndermiş gibi müsebbibinin de de müşahidinin de kulakları sağır gözleri kör. Ancak soykırımın torunları ise halen hayatta ve bir kez daha yüksek sesle tüm dünyaya haykırmak istiyorlar: BUNUN ADI SOYKIRIM!
21 Mayıs – Direnişin günüdür.
Çerkeslerin direnen son birliğinin bir Ahçıpsa yerleşimi olan Soçi, Kbaada vadisinde (Rusların deyimiyle Krasnaya Polyana’da katledildiği 21 Mayıs 1864 yılına gelindiğinde Çerkesler devasa Rus savaş makinesine karşı savaşı kaybetmiş, savaş yerini sürgüne bırakmış ama soykırım devam etmişti. Bu sürgün ve soykırım sırasında yapılan katliamlarda ve salgın hastalıklar neticesinde en az 625 bin insanın hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Elimizde net rakamlar olmamakla beraber 1-1,5 milyon kadarı Osmanlı İmparatorluğu’na sürgün edilmiş olup bugün dünyanın farklı coğrafyalarında farklı ülkelerinde varlıklarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Soykırım neticesinde topraklarından koparılan Çerkesleri sürüldükleri topraklarda bir yandan hayatta kalma mücadelesi bir yandan da kimlik, dil ve kültürlerini devam ettirme mücadelesi bekliyordu. Bu mücadele asimilasyonist ve inkarcı ulus-devlet politikalarının da yıkıcı etkisi ile kimlik ve kültürel alanda ciddi erozyonları, hatta yok oluşları beraberinde getirmişti. Bunu en bariz örneği olan Ubıhça sürgün topraklarında yok olmuş bir dildir ve sürgün ve soykırımın devam ettiğini kanıtıdır.
Katliamlarla geçen 101 yılın sonucunda başta Çerkesler olmak üzere Kuzey Kafkasyalılar yurtlarından çıkarıldılar ancak vatanlarının ateşi yüreklerinde yanmaya devam etti. 21 Mayıs Çerkes Soykırımı ve Sürgünü bitmiş bir savaşın anması değildir. Faili, mağduru ve etkileri bugün de devam eden, hukuki bir tanımla, mütemadi bir suçtur. Gerek bölge halklarına yaklaşımı, gerek sürdürdüğü politikalar, gerek devlet sembolleri bakımından her yönüyle Rusya İmparatorluğunun devamı olduğunu iddia ve ispat eden Rusya Federasyonu ise bu soykırımın bugünkü muhatabıdır. 21 Mayıs 1864’le son bulmayan zulüm 2. Dünya Savaşı’nda gerçekleştirilen 1944 Çeçen, İnguş, Tatar, Karaçay, Balkar dahil pek çok halkın soykırıma uğratılması ve Sibirya’ya sürülmesi ile devam etmişti 1990’ların kaotik ortamında Çeçen savaşları ile neticelenmiştir. Bugün de anavatanımızın yanı başında Ukrayna’da 5 milyonu aşkın sivil insanı mülteci haline getiren yine aynı politikalar, aynı yayılmacılık ve aynı güvenlikçi perspektif olmuştur.
Üzerinden geçen 158 yıla rağmen biz iddia ediyor ve inanıyoruz ki 21 Mayıslar devam ediyor.
İşte bu anlayış doğrultusunda 21 Mayıs’ı anmak ve Çerkeslerin uğramış olduğu tarihsel haksızlıkları Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşmak, uluslararası hukuka çağrı yapmak, insanlık vicdanına seslenmek için 21 Mayıs 2022 saat 16:00’da Yenikapı Miting Alanı’nda toplanıyoruz. Çağrımız vicdan sahibi tüm dünya halklarınadır, çağrımız derdimizi dinlemek isteyenleredir.
Bu sene hep beraber yüksek sesle ve ısrarla “BUNUN ADI SOYKIRIM” diyebilmek için 21 Mayıs’ta Yenikapı’dayız.”