18.6 C
İstanbul
23 Kasım Cumartesi, 2024
spot_img

Kadınlar Mahsa Jîna Amini için sokaklardaydı

İran’da ahlak polisinin “başörtüsü” takmadığı gerekçesi ile gözaltına aldıktan sonra öldürülen Jîna Mahsa Amini'nin ölümünün üzerinden iki yıl geçti. Kadınlar Ankara, Adana, Amed'de Amini için sokaktaydı.

ANKARA

Amini ölümünün ikinci yılında Ankara Kadın Platformu Yüksel Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, “Jîna’yı katleden faşist rejim bugün İran’da kadın gazetecileri, insan hakları savunucularını idamla yargılayarak kadınlara saldırmaya devam ediyor. Kürt gazeteci Pêxşan Ezîzî ve birçok kadın bu saldırıların hedefi olmuştur” denildi.

“Şeriata göre dizayn edilen hükümlerle kadınların hayatlarını, haklarını ve iradelerini yok sayarak onları belli kalıplara sığdırmaya çalışan dinci faşist İran rejimine karşı boyun eğmeyen, biat etmeyen kadınlar daima var olmuştur, olmaya da devam edecektir” denilen açıklamada, İranlı kadınların ve İran halkının molla rejimine karşı verdiği mücadelenin yanında oldukları belirtildi.

Açıklamada, “Jîna’nın katledildiği gün İran başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından yükselen kadın isyanı “Jin Jiyan Azadî” sloganının etrafında birleşerek, erkek egemenliğine karşı direnişi örgütlemiştir” denildi. Mahsa Amini’nin katledilmesinin tüm dünyada erkek şiddetine karşı mücadele eden kadınların öfkesi olduğu belirtildi:

“Aynı erkek egemenliğini, aynı erkek şiddetini yaşadığımızı biliyoruz. İran rejiminin dayatmalarına benzer ahlak dayatmalarına maruz kalıyoruz, hayatlarımız giderek kısıtlanıyor. Hayatlarımızdaki şiddet sarmalı İran’da da Türkiye’de de bizzat erkek devlet tarafından örgütleniyor. Siyasal islamın yaşamımız, haklarımız, bedenlerimiz üzerindeki kadın düşmanı politikalarını İran dinci faşist molla rejiminin kadın düşmanı politikalarından tanıyoruz.”

“Cezasızlık politikaları failleri güçlendiriyor”

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“İran çok uzağımızda değil. Türkiye’de de bir gecede İstanbul Sözleşmesi feshediliyor, kayyum eliyle kadın kurumları işlevsizleştiriliyor, LGBTİ+lar dini propagandalar ile hedef gösterilerek halk içerisinde nefret söylemi yayılmaya çalışılıyor. Bir grup erkeğin kendini mağdur baba ilan etmesiyle nafaka hakkının gaspı gündeme geliyor. ‘Toplum ve aile düzeni’ kisvesiyle farklılıklar reddediliyor, iktidar devlet eliyle farklılıklara karşı şiddeti tırmandırıyor, erkeklerin kadına karşı işlediği suçlarda olduğu gibi, çocuğa karşı işlenen suçlarda da hayvanlara karşı işlenen suçlarda da cezasızlık politikası failleri güçlendirmeye devam ediyor.

Türkiye’de her gün kadın ve çocukların katledildiği ve şiddetin günlük yaşamın bir parçası haline getirildiği belirtilen açıklamada, “8 yaşındaki Narin’in katledilmesiyle , bu şiddet ve katliam ortamını yaratanlar, besleyenler ve bu zihniyeti taşıyanlar biliyoruz ki erk devlet aklıdır” 

“Tedbir alınmadığı sürece güvende değiliz”

“Bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu ölümleri hiç kimse sıradanlaştıramaz, hiç kimse bizi bu ölümlere ve katliamlara alıştıramaz. ‘Kutsal aile’ dedikçe kadınlar ölüyor, devlet ‘aileyi’ korudukça çocuklar ölüyor” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Erkek şiddetine, çocuk istismarına dönük cezasızlık politikası sürdüğü sürece, kadın ve çocuklar için önleyici-koruyucu tedbirler alınmadığı sürece hiçbirimiz güvende değiliz. Şiddet ve istismar dolu ailelere sıkışmayı değil, eşit-özgür yaşamlarımızı kurabilmeyi; çocukların kaybolmadığı-kaybedilmediği, kadınların öldürülmediği-şiddet görmediği bir toplumda yaşamak istiyoruz. Mücadelemiz bunun içindir. Mücadele ederek kazandığımız İstanbul Sözleşmesi’nden aileler dağılıyor bahanesiyle çıkarak, kadınları şiddet dolu ilişkilere mahkum ederek boşanmaları engelleyerek nafaka hakkını gasp etmeye çalışan devlet alenen nefret suçu işliyor.”


ADANA

Adana Kadın Platformu bir basın açıklaması düzenledi. İnönü Parkı’nda bir araya gelen kadınlar kadına yönelik şiddet ve baskıcı rejimleri protesto etti.

Jina Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından “Jin, Jiyan, Azadi” sloganları ile yayılan protesto gösterilerini bastırmak için baş vurulan idam yönteminin hedefi haline gelen kadın hakları savunucuları Pexşan Ezîzî ve Şerife Muhammedi’nin fotoğraflarını da taşıyan kadınlar “Jin Jiyan Azadi” sloganları ile mücadeleden vazgeçmediklerini vurguladı.

Basın açıklamasını okuyan Sıla Güler, Jîna Mahsa Amini’nin anısının kadın mücadelesinde yaşatılacağını vurgulayarak kadına yönelik şiddetin sadece İran’da değil, Türkiye ve dünyanın dört bir yanında baskıcı rejimlerin bir aracı haline geldiğini ifade etti. Güler, “Ülkeler, iktidar yetkilileri, katiller değişse de gerici erkek devlet şiddeti, her an kadınlara fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguluyor, öldürüyor. Jîna’yı katleden faşist rejim bugün İran’da kadın gazetecileri, insan hakları savunucularını idamla yargılayarak kadınlara saldırmaya devam ediyor. Kürt gazetecei Pêxşan Ezîzî ve birçok kadın bu saldırıların hedefi olmuştur” dedi.

Fotoğraf: Evrensel

İran’da Molla rejimi, Türkiye’de ise Kayyım rejimi olarak kadınların iradesinin yok sayıldığını vurgulayan Güler, Polonya’da kürtaj yasakları, Ortadoğu’da ise IŞİD barbarlığının aynı kadın düşmanı zihniyetin farklı yansımaları olduğunu dile getirdi. Güler, “Kadınların bedenlerini, yaşamlarını ve emeklerini tahakküm altına almaya çalışıyorsunuz, ama nafile! Kadınlar bu karanlık zihniyetinize geçit vermeyecek,” dedi.

“Muhafazakar aile politikalarınıza karşıyız”

Türkiye’de derinleşen muhafazakar ve gerici politikaların kadınları aileye hapsetmeye çalıştığını belirten Güler, “Büyük Aile Mitingi’nden gördüğümüz gibi, onların derdi kadınların ve çocukların hakları değil; nefreti yaymak ve LGBT+’ları hedef göstermek” dedi. Muhafazakar aile politikalarının, erkek şiddetini meşrulaştırmaya çalıştığını ifade eden Güler, kadınları ikinci plana iten yasaların karşısında durmaya devam edeceklerini söyledi.

“Enternasyonal kadın dayanışmasını büyüteceğiz”

İranlı kadınlarla kurdukları kız kardeşlik köprüsünün büyümeye devam edeceklerinin altını çizen Güler, “Kadınların ve çocukların yaşam haklarını savunmak, adalet ve özgürlük için enternasyonal kadın mücadelemizi büyüteceğiz. Mahsa Amini ve yaşam hakları ellerinden alınan tüm kadınların anısını yaşatacak, unutturmayacağız!” dedi.


AMED

Diyarbakır’da Dicle Amed Kadın Platformu ve Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı Bileşenleri öncülüğünde bir araya gelen kadınlar, Mahsa Jina Amini’nin İran rejim güçleri tarafından katledilmesinin ikinci yıldönümü dolayısıyla Diyarbakır Adliyesinden Dağ Kapı Meydanı’na yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe kentte bulunan birçok kurum emek ve demokrasi güçleri temsilcileri ve çok sayıda kadın katıldı.

Kadınlar, Mahsa Amini ve 21 Ağustos’ta kaybolduktan sonra 8 Eylül’de katledilmiş halde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın fotoğraflarını taşıdı.

Kadınlar polis barikatını aştı

Polisler, Diyarbakır Adliyesi önünde yürüyüşe geçen kadınları engelledi. Barikatlarıyla yolu kapatıp yürüyüşe izin vermedi, engellemeler sürerken kadınlar, “Kadınlara değil katillere barikat”, “Jin, jiyan, azadî”, “Rojhilat’ta direnen kadınlara bin selam” sloganlarıyla barikatları aşmaya çalıştı. Uzun süren bekleyişin ardından barikat açıldı ve çok sayıda kadın Dağ Kapı Meydan’ına yürüyüşe geçti. Çevrede bulunanlar ise kadınlara araba kornaları, ıslıklar ve alkışlarla destek verdi.

Alkış, zılgıt ve sloganlarla Dağ Kapı Meydanı’na varan kadınlar, burada açıklama yaptı. Ortak açıklamayı DAKAP Sözcüsü Filiz Kaydu yaptı. Amini’nin Kürt kadınları başta olmak üzere toplumun “Jin, jiyan, azadî” şiarıyla İran’ın gerici rejimine karşı direniş sesini yükselttiğine dikkat çeken Kaydu, Amini’nin dünyanın dört bir yanına yayılan protestolarda bir sembol olduğunu ve “Jin, jiyan, azadî’ sloganının evrensel niteliğinin genişletildiğini vurguladı.

Fotoğraf: Evrensel

Kaydu şöyle konuştu: “Rejim, kadınların haklarını gasp etmeye devam ederken, idamlarla halkın vicdanını eylemini ve iradesini kırmak istiyor, siyasetini ve politikasını bu temelde örüyor. Şahın devrilmesinde önde yer alan kadınlar, İran’ın ve Rojhilat’ın aydınlık günlerinin temsili olan kadınlar, Jina etrafında özgürlük meşalesini yine en önde taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar. Biliyoruz ki Molla rejimi Ortadoğu’ya uzanan karanlığın yalnızca bir parçasıdır. Afganistan’da Taliban’ın şiddetine maruz kalan kadınlar, İsrail Hamas savaşında katledilen kadınlar, Türkiye’de militarizmle, savaş politikaları ile katledilen Kürt kadınlar aynı zihniyetin, kadın karşıtı dünya rejiminin, şiddet cenderesinden geçirilmişlerdir. Ancak unutulmamalıdır ki dinin erkek egemenliğinin aracı haline getirilmesiyle toplum üzerinde yaratılan baskı ve tahakküme karşı kadınlar, tarih boyunca itiraz etmiş, direnmişlerdir. Tarihi çarpıtmak, unutturmak isteyenler, Gonca Kuriş, Jina Emini, Ferhunde Melikzade ve daha nice kadının direnişi karşısında yenilenlerdir. Dünyayı dinci, aileci, kadın düşmanı IŞİD ile karanlığında boğmak isteyenler, Rojava’daki kadın devrimi karşısında yenilenlerdir. Durdurulamayan kadın direnişinin en önemli gündemi elbette kadına yönelik şiddetle mücadele olmuştur.”

“Narin’in katillerinin ve katilleri koruyanların peşindeyiz”

Diyarbakır’da katledilen 8 yaşındaki Narin Güran’ın davasının takipçisi olacaklarını belirten Kaydu, “Narin’in katledilişinin etkin soruşturulmaması, ailenin ve bulunduğu köyün devletle ve onun aparatı karanlık güçlerle ilişki ağı tüm kadınlar için mücadele sebebidir. Ülkenin her yerini mobeselerle donatan bu iktidar istihbaratı ile övünürken, Narin günlerce bulunamamıştır. Şüphelilere adeta haber gönderir gibi dosyadaki evraklar basına sızdırılmış, suçtan kurtulmaları için bütün hukuk kuralları çiğnenmiştir. Ancak toplumun, kadınların ısrarlı baskısı ile sümenaltı edilemeyen bu dava sonucunda, Narin’in cansız bedenine ulaşılmış olsa da ölümü aydınlatılmamıştır. Köyde bulunan mermiler, ailenin ilişkileri, köyün bahsedilen stratejik konumu kuşkuları arttırmaktadır. Bu ülkede kaybedilmenin ne demek olduğunu bilen Kürtler, hâlâ kayıplarını ararken, çocukların kaybedilmek istenmesi aynı karanlığın hortlatılmak istenmesidir. Buna izin vermeyeceğiz. Narin’in katillerinin, katilleri koruyanların peşindeyiz” dedi.

Diyarbakır’da cinsel istismara uğrayan 2 yaşındaki Sıla bebeğin davasının da takipçisi olacaklarını dile getiren Kaydu, “Iğdır’da tecavüze uğrayan çocuğun sanıklarını tahliye eden yargının peşindeyiz. 23 Haziran’da öldürülen ve faili hâlâ yakalanmayan Hilal Kar’ın, dün Amed’de katledilen Sudenaz’ın faillerinin peşindeyiz” diye konuştu.

“Kadınlar kazanacak, özgürlük kazanacak”

Katledilen tüm kadınların hesabını sormak için adaleti sağlamak için sokaklarda olduklarını belirten Kaydu, “Kutsadıkları aileyi güçlendirmek için kadınları ölüm ve şiddet kıskacında tutanlara, iktidarlarını korumak için din kisvesi altında kadın bedenini, yaşamını derdest edenlere, militarizmle savaş politikasıyla kadınları katledenlere ve bunların kirli ittifaklarına dur demek için sokaklardayız. Buradan sesleniyoruz; gerici rejimleriniz karşısında kadın mücadelesi büyümeye devam ediyor. Kadın devrimimiz İran’dan Amed’e kadar yayılıyor. Jin, jiyan, azadî sesleri tek avazdan yükseliyor. Kadınlar kazanacak, siz kaybedeceksiniz. Kadınlar kazanacak, özgürlük kazanacak” dedi.

 

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol