Notice: Array to string conversion in /home/runcloud/webapps/app-direnisteyiz29/wp-content/plugins/td-cloud-library/includes/tdb_functions.php on line 459
14 C
İstanbul
20 Ekim Pazar, 2024
spot_img

Kadıköy’de Nuriye-Semih eylemi: Eşkıyalar dünyaya hükümdar olamaz

Yüksel direnişinin 1. yılında Kadıköy’de yapılan eylemde konuşan Temel Demirer, bu 1 yılın dersinin çok basit olduğunu ve umudun kazanacağını ifade etti.

OHAL kapsamında çıkartılan KHK’ler, yüzbinlerce kamu emekçisini işinden, ekmeğinden etti. Bu ihraçlara karşı ise direnişin fitilini yakan ilk kişi Nuriye Gülmen oldu.
”Açığa alındım işimi geri istiyorum” yazılı bir dövizle Yüksel caddesine çıkan Nuriye Gülmen, OHAL’in yarattığı korkuyu ve sindirilmişliği delen ilk kişi oldu. Gülmen’in peşinden ise Semih Özakça, Acun Karadağ ve Veli Saçılık gelmiş ve bu direnişe destek olmuşlardı. İşlerini geri alabilmek için açlık grevine başlayan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, bugün açlık grevlerinin 247. gününde; direnişlerinin ise 1.yılında.

Bu hafta da yine Nuriye ve Semih İçin Dayanışma platformunun çağrısıyla Süreyya Operası önünde bir araya gelenler, Gülmen ve Özakça’nın taleplerini bir kez daha dile getirdiler.
TİHV Yönetim Kurulu üyelerinden Ümit Efe burada bir konuşma gerçekleştirdi. Olağanüstü bir dönemden geçtiklerini vurgulayan Efe; her gün yeni bir insan hakları ihlaline, insanlığa karşı işlenen suçlara, işkencelere ve kötü muamelenin aleni işlenişine tanık olduklarını ifade etti. Dün direnişin 1.yılı nedeniyle uzun zamandır polis tarafından adeta tutuklu vaziyette bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde konuşma yapmak isteyen İHD genel başkanı Öztürk Türkdoğan ile birlikte dört İHD yöneticisinin ve iki direnişçinin gözaltına alındığını belirten Efe; bu panaromanın ülkedeki insan hak ve özgürlükleri ve demokrasinin gidişatına dair son derece önemli bir gösterge olduğunun bir kez daha altını çizdi.

“KÖTÜ BİR SONUCUN VEBALİNİ OMUZLARIMIZDA TAŞIYAMAYIZ”
Kamu ve eğitim emekçisi olan iki genç insan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın gün be gün eriyişinin tanıklığını bütün toplum olarak yürütmekte olduklarını belirten Efe, direniş sonucunda taleplerin karşılanmaması ihtimali üzerine konuşarak “Sonucun vebalini omuzlarımızda nasıl taşıyacağız? Bu yükü gelecek nesillere nasıl aktaracağız?” dedi. İsteklerini Gülmen ve Özakça’nın acilen işlerine iade edilmeleri, Gülmen’e yönelik zalimane uygulamaların durdurulması ve 17 Kasım’daki mahkemede Gülmen’in özgürlüğüne kavuşması şeklinde özetleyen Efe, “Bütün bu kötülüklerin, gidişatın ve faşizan saldırıların çaresi de biz insanoğlunun, biz direnenlerin, biz insan haklar savunucularının, devrimcilerin, muhaliflerin elleriyle düzeltilecektir” dedi. Gülmen ve Özakça’nın ölmesine izin vermeyeceklerini bir kez daha vurgulayan Efe; insan ölümünün vebalini taşımaktansa, onların taleplerini cevaplamanın daha kolay olduğunu ifade etti.
Araştırmacı-yazar Temel Demirer de burada bir konuşma gerçekleştirdi. Yüksel’de insanların iş, aş, ekmek ve özgürlük için bir yıldır direndiğini ve bu direnişin bir yılla sınırlandırılamayacağını aktaran Demirer, “İnsanlık binlerce yıldır zalimlere karşı iş, aş, ekmek ve özgürlük için direniyor. Nuriye ve Semih’in direnişi de bu binlerce yıllık direnişin bir parçasıdır. Onlar insan olmaktan kaynaklanan haklarını talep ediyorlar, tıpkı nefes almak gibi, gülmek gibi, çalışmak ve bir dilim ekmek kazanmak gibi…” şeklinde konuştu.

”EŞKIYALAR DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ!”
Tarihsel olgulardan ve mücadelelerden bahsederek konuşmasına devam eden Demirer, Gülmen ve Özakça’nın kendilerine Spartaküs’ten bugüne uzanan mücadelenin dersini bir kez daha hatırlattığını ifade etti. İçlerinde açlık grevi direnişinin sonuç alamayacağını düşünenlerin olduğunu belirten Demirer, bu şekilde düşünenlere yönelik ”Hepiniz bu türküyü dinlediniz, daha da dinleyeceksiniz. Dedemin dilinden düşürmediği türküdeki gibidir her şey: Eşkıyalar dünyaya hükümdar olamaz. Eşkiyalar mazlumların elindeki ekmeği gasp edemez” dedi.
”BİR YILIN DERSİ: UMUT KAZANACAK”
Bu hikayenin sonunun tatlıya bağlanacağının altını çizen Demirer, kimsenin umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini belirterek “O güleç yüzleriyle direnen Nuriye ve Semih’in, Acun hocanın, Veli’nin ve ötekilerin umuduna sarılın. Bizi var edecek, bizi yeniden ekmek ve özgürlüğe ulaştıracak olan bu umut ve bu dirençtir. Bir yılın dersi basittir: Umut kazanacaktır” dedi.
”SİZE BU ZEVKİ TATTIRMAYACAĞIZ”
Bolu Hapishanesi’nde Av. Barkın Timtik’e, Vatan’da Av. Selçuk Kozağaçlı’ya hiçbir şekilde diz çöktürülemediğini ifade eden Demirer, “Ne Nuriye ve Semih’e, ne Acun’a, ne Veli’ye, ne fe herhangi birimize diz çöktüremeyeceksiniz. Size bu zevki tattırmayacağız. Şahidimiz Nuriye ve Semih’tir, şahidimiz Yüksel’de direnenlerdir, şahidimiz tarihtir.” şeklinde konuştu.
”BİRİMİZ HEPİMİZ, HEPİMİZ BİRİMİZ İÇİN”
Bu hafta dayanışma adına basın açıklamasını Murat Yıldırım okudu. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: 

Esra ve Semih, yozlaşmış bu düzende sevdayı ve aşkı her gün eriyen bedenleriyle yenşden tariflediler. Esra, açlık grevinin ilerleyen günlerinde olmasına rağmen çok ciddi bir emek sarf ediyor bu direniş için. Sultan anne, Beyza, Şaban baba direnişin destekçisi olmaktan çok direnişçi oldular aylardır. Yine ilerleyen yaşlarına rağmen Nuriye ve Semih’in direnişine destek olmak için başladıkları açlık grevinde yeni bir direnişe imza atan Mehmet Güvel açlık grevinin 133. Feridun Osmanağaoğlu ise 91. gününde. Fedanın ve karşılıksız sevginin adı oldular. “İhtiyar delikanlılarımız” direnişi zaferle sonuçlandırmak için koşturmaya devam ediyorlar. Nuriye, Semih, Esra, Mehmet ve Feridun amca koro halinde “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” diyorlar. Avukatlara yönelik saldırılar ise yetmemiş olacak ki 17 Kasım’da görülecek mahkeme yaklaşırken 8 Kasım’da ÇHD Genel Başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı gözaltına alındı. KHK ile kapatılmış bir derneğin genel başkanı olan Selçuk Kozağaçlı, yıllardır ezenlerin değil ezilenlerin avukatlığını yapan onurlu bir avukattır. 12 Eylül’de gözaltına alınıp tutuklanan arkadaşlarıyla aynı dosyadan kaynaklı gözaltına alınan Selçuk Kozağaçlı Soma’nın, Ermenek’in, Berkin Elvan’ın, Dilek Doğan’ın ve elbette Nuriye ile Semih’in avukatıdır. 4 günlük gözaltı süresinin uzaması halinde açlık grevinde olan Selçuk Kozağaçlı, suyu ve şekeri keseceğini ifade etmiştir. Halkın avukatlarını serbest bırakın. Nuriye ve Semih’in talebi bizim de asli talebimizdir. İktidar derhal talepleri kabul etmeli ve OHAL Komisyonu’nda Nuriye ve Semih’in dosyasını inceleyerek sorumluluk almalıdır. Nuriye ve Semih’in 17 Kasım’da 4.duruşmaları görülecek. Daynışma olarak tüm Nuriye ve Semih dostlarını direnişi savunmaya, tarihe tanık olamaya Ankara’ya çağırıyoruz.
Emre Orman – Ark Gazetesi

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EYLÜL SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol