7 C
İstanbul
22 Kasım Cuma, 2024
spot_img

Kadıköy’de barış mitingi: “İçeride-dışarıda savaş politikalarına karşı direnişi büyütelim”

İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri savaş politikalarına karşı barış mücadelesi vermeye devam edeceklerini vurgulayarak, “İnsanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz” dedi. 

1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde “Savaşa karşı barışı, tecride karşı özgürlüğü haykıralım” şiarıyla Kadıköy İskele Meydanı’nda kitleler bir araya geldi.

“1 Eylül Dünya Barış Günü Barış ve Eşitlik İstiyoruz”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi” pankartının açıldığı eylemde “Açlığa ve karanlığa teslim olmayacağız”, “#SavaşahayırişgalesonFilistin’e Özgürlük”, “İsrail ile tüm ilişkiler kesilsin”, “Filistin halkı yalnız değildir”, “Türkiye’de demokrasi bölgede Barış”, “Tecrit suçtur”, “Emperyalizmin savaşı da barışı da zulümdür” dövizleri taşındı. Sık sık, “Jin, Jiyan, Azadî”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Kadınlar savaş istemiyor”, “Biji berxwedana zindana”, “Bê serok jiyan nabe”, “Bijî serok Apo”, “Kayyımlar gidecek biz kalacağız” sloganları atıldı.

Mitingde Kürtçe ve Türkçe “1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun”, “Muhatap İmralı, çözüm demokratik Türkiye Özerk Kurdistan” pankartları açıldı.

Mitingde açıklamayı yapan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu(KESK) Dönem Sözcüsü Ertuğrul Eroğlu, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya’yı işgali ile 2’inci Dünya Savaşı’nın başladığını hatırlattı.

‘Savaş suçları görmezden gelinmekte’

Eroğlu, emperyalist devletlerin yayılmacı, işgalci savaş politikalarının bugünde devam ettiğine dikkati çekti. Eroğlu, Gazze’de işlenen savaş suçlarına karşı emperyalist devletlerin sessiz kaldığını ve savaşı normalleştirdiğini vurgulayan  “1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya’yı işgaliyle başlayan, insanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşı olan, büyük çoğunluğu siviller olmak üzere milyonlarca insanın ölümü ile sonuçlanan II. Dünya Savaşının üzerinden 85 yıl geçti. Ne yazık ki emperyalistler hala aynı barbarlık, gaddarlık ve acımasızlıkla yeni savaşların, çatışmaların, kutuplaşmaların önünü açıyorlar. Maalesef bugün yaşanan savaşlar öyle bir tehlikeli boyuta ulaşmıştır ki 2. Dünya savaşı sonrası bir daha yaşanmasın diye alınan tedbirlerden olan ‘Savaş suçları’ bugün dava konusu dahi yapılamamaktadır. Devletler kendi savaş suçları gündeme gelmesin diye bir başka ülkenin işlediği savaş suçlarını görmezden gelmekte, normalleştirmektedirler. Yakın günlerde bir İsrailli Bakanın Filistin halkının abluka altındaki Gazze’de açlıktan ölmelerinin normal karşılanması gerektiğini açıklaması bunun son örneklerinden olup toplama kamplarının ve gaz odalarının yeni biçimler alarak devam ettiğini göstermektedir” dedi.

Eroğlu, savaşta işlenen suçları ise şu sözler anlattı; “Bir diğer örnekte savaşta dahi hedef olmaması gereken sağlıkçıların, gazetecilerin öldürülmesi ve uluslararası kamuoyunun buna sessiz kalışı. Öte yandan savaşın olduğu coğrafyalarda insanlığın tüm kazanımları yok edilmişken tecavüz, işkence işgalci güçlerce yaygınlaştırılmaktadır. En temel ihtiyaçların dahi karşılanmadığı şartlarda yoksullaştırılan halkların açlık, susuzluk ve beraberinde gelen bulaşıcı hastalıklarla baş etmek zorunda kalması en çok çocukları ve kadınları etkilemektedir. Gazze’nin boşaltılması sırasında yaşananlar insanlığın utanç görüntülerine bir yenisini eklemiştir. Savaşın çıkmasında hiçbir rolü olmayan coğrafyanın emekçi yoksul halkları sürgün yollarında tarifsiz acılar yaşamakta, sığındıkları ülkelerde insanlık dışı şartlar nedeniyle yaşayan ölüler haline gelmektedirler. Ne yazık ki bölgemizdeki bu savaşlar komşu ülkelere de sıçrama tehlikesi barındırıyor. Bir buçuk yıldır Ukranya’da devam eden savaşta sivil halkın yaşadıkları savaşın çirkin yüzünü açıkça gösteriyor” diye belirtti.

‘AKP-MHP Bloğu faşizmi kurumsallaştırma adımlarına devam ediyor’

Eroğlu, AKP-MHP iktidarının savaş politikalarını ve faşizmi derinleştirdiğini söyledi. Eroğlu, “Ülkemizde ise 31 Mart seçimleriyle iktidar gücünü kaybettiği açığa çıkan AKP-MHP iktidar bloğu, meşruiyet krizini siyasal ve ekonomik baskıyla kapatmaya çalışırken, faşizmi kurumsallaştırma adımlarını devam ettiriyor. Hukuksuzluklarla, gerici kuşatmayla var olmaya çalışıyor

Diğer yandan grev yapan işçinin, birçok şehirde traktörüyle eylem yaparak sesini duyurmaya çalışan çiftçinin, hayvan katliamını önlemeye çalışan hayvan severlerin, meslek onurlarına sahip çıkan eğitim emekçilerinin, tacize ve şiddete karşı eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürüten kadınların, nefrete karşı yaşam mücadelesi veren LGBTİ+’ların, açlık sınırının çok altında bir maaşa mahkum edilen emeklilerin, astronomik rakamlardaki eğitim masraflarına karşı eylem yapan öğrencilerin, ağacına, suyuna, ormanına, toprağına sahip çıkan çevreci yaşam savunucularının taleplerini karşılamak yerine güvenlik güçlerini dikiyor” diye konuştu.

‘2023 yılında silahlanmaya 15,8 milyar dolar harcandı’

Savaşa harcanan bütçeye fikakti çeken Eroğlu, Kürt sorunun barışçıl yöntemler ile çözülmesi gerektiğini vurguladı. Eroğlu, “Sorunları barışçıl ve demokratik yollarla çözme yerine yok sayma bastırma, krimanilize etme politikası her alanda olduğu gibi Kürt sorunu konusunda da karşımıza en katı haliyle çıkmaktadır. Kürt sorununda çözümsüzlük politikasında ısrar edilmesi artık halaylara, düğünlere, müziğe müdahale etme, gözaltı ve tutuklama gerekçesi olma noktasına kadar gelmiştir. İktidar bloğu en ufak demokratik talebi, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki eylem ve etkinlikleri gözaltı, tutuklama gerekçesi haline getirirken halkın seçme ve seçilme hakkını da gasp ederek üçüncü kez halkın iradesini yok sayarak yeniden kayyum politikasına sarılmaktadır. AKP iktidarı tercihini barıştan yana koymadığını ekonomik krize rağmen sadece 2023 yılında silahlanmaya 15,8 milyar dolar harcayarak sınır ötesi operasyonları Irak’ta onlarca üs kurmaya vardırarak da göstermektedir” dedi.

‘Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz’

Barışı sonuna kadar savunmaya devam edeceklerini belirten Eroğlu, “Ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet politikalarına bir an önce son verilmelidir. 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle; emekçilerin ve ezilen halkların kendi hakları için yürüttükleri mücadelenin en temel başlığının barış olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Bizler dünyada,  laikliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz. Ortadoğu Coğrafyasında ve ülkemizde barışı savunmaya devam edeceğiz” diye belirtti.

Açıklamanın ardından alandan slogan ve zılgıtlarla ayrılan kitleye polis saldırdı, 8 kişi gözaltına alındı.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol