Diyarbakır’daki kayıp yakınları, bu haftaki eylemlerinde JİTEM üyesi “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından infaz edilen HEP Malazgirt İlçe Başkanı Harbi Arman’ın katillerinin cezalandırılmasını istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminin 468’incisini gerçekleştirdi. Diyarbakır Valiliği tarafından OHAL ilanından bu yana Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilmesine izin verilmeyen eylem, yine dernek binasında yapıldı. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları, Barış Anneleri Meclisi üyeleri katıldı.
Bu haftaki eylemde, 1992 yılında JİTEM tarafından gözaltında katledilen Halkın Emek Partisi (HEP) Muş Malazgirt İlçe Başkanı Harbi Arman’ın akıbeti soruldu.
‘CİNAYETLER DEVLETİN BİLGİSİ DAHİLİNDE İŞLENİYOR’
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, adaletin tesis edilmesi isteniyorsa öncelikle bunun mücadelesini veren kayıp yakınlarının sahiplenilmesi ve desteklenmesi gerektiğini söyledi. Bunun da uzun soluklu bir mücadele olduğunun altını çizen Bilici, başladıkları günkü heyecan ve onurlu bir barış umuduyla, bu mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Ülkede işlenen cinayetlerin devletin bilgisi dahilinde olduğunu kaydeden Bilici, devletin istemesi halinde faillerin bulunabileceğine işaret etti.
Bilici, 2007’de suikasta kurban giden gazeteci Hrant Dink’i de andı.
‘İFADEN VAR’ DENİLEREK GÖTÜRÜLDÜ
Ardından İHD Kayıp Komisyonu üyesi Adnan Örhan, 20 Ocak 1992 tarihinde Muş Malazgirt doğumlu, HEP Malazgirt İlçe Başkanı Harbi Arman’ın kaybedilme hikayesini anlattı. Örhan, “Muş Malazgirt doğumlu olan Harbi Arman, HEP İlçe Başkanı idi. JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan’ın ifadelerine göre, Harbi Arman’ın arandığı, gelip ifade vereceği ve gideceği söylenerek irtibata geçildi. Harbi Arman bu nedenle Diyarbakır’a, JİTEM’e kadar geldi” dedi.
Örhan, JİTEM tetikçisi Aygan’ın şu ifadelerini de aktardı: “Yeşil (Mahmut Yıldırım) ile bir faaliyette yer aldık. Elazığ yolu üzerinde bulunan HEP üyesi Malazgirt yönetiminde bir kişinin öldürülmesi olayında Yeşil, beni ve Fethi Çetin’i yanında götürdü. Sakallı bir uzman çavuş da vardı. Harbi Arman adlı şahıs ile ‘Aranıyorsun, ben seni teslim edeceğim, ifade vereceksin, gideceksin’ denilerek irtibata geçildi.
Bunun üzerine Arman, Diyarbakır JİTEM’e kadar getirilmişti. Arman o zaman ‘tamam’ dedi. Ondan sonra ona ‘formaliteden ellerini bağlayacağız, formaliteden gözünü bağlayacağız, Land Rover ile gideceğiz, askeri birlik şehrin dışındadır’ denildi. Arman da razı oldu. Land Rover’a bindikten sonra gözlerini kaşkol ile bağladılar. Oraya gittik, indirmemiz istendi, indirdik. Uzman çavuşta kaleşnikof ve smith wesson vardı. ‘Koluna girin’ denildi. Sanki askeri birliğe götürüyormuşuz gibi işaret edildi. ‘İleri götürün’ denildi. Bir köprü vardı, oraya doğru götürdük. Bize işaret edilerek ‘siz gelin’ dediler. Biz geldik onun yanına varınca o uzman çavuş kaleşnikofu uzattı, kaleşnikof ile tarayacaktı. Yeşil, ‘dur onunla değil’ dedi ve tabancayla gitti iki el ateş etti. Kendisi tabancayla vurdu. Köprü altına götürdü şahsı, gözleri bağlı öyle bırakıldı.”
Örhan, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından öldürülen Arman’ın cenazesinin infazdan bir süre sonra bulunduğunu, ancak aradan geçen onca zamana rağmen faillerin cezalandırılmadığı sözlerine ekledi.
Yapılan konuşmaların ardından kaybedilenler anısına 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.