İzmirli depremzedeler, depremin üzerinden geçen sürede kendilerine verilen sözlerin tutulmamasına tepkili: “Artık dayanacak gücümüz kalmadı.” Depremzedeler faizsiz deprem kredisi talep ediyor.
İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen depremin üzerinden 11 ay geçti. Depremin ardından kendilerine verilen sözlerin tutulmadığını her fırsatta dile getiren depremzedeler, sorunlarına bir an önce çözüm bulunmasını istedi.
Evlerinin yıkılmasını hiçbir depremzede sorun etmiyor, ancak yeniden “Nasıl yapılacak?” sorusunun cevabının belirsizliği sorunların büyümesine neden oluyor.
İzmir Depremzedeler Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan ve depremzedeler ile neler yaşadıklarını ve taleplerini konuştuk.
Depremde evi ağır hasar görenlerden biri de İZDEDA Başkanı Haydar Özkan. Deprem sonrası yerel ve merkezi yönetimin arasındaki sorunları çok net olarak gördüklerini söyleyen Özkan, “Devletin afet gibi durumlarda bir bütün olarak çalışması gerekir. Bugün artık devlet denildiğinde hükümet anlaşılıyor, belediye anlaşılmıyor” dedi.
“Emsal artışı kördüğüm”
Emsal artış ve faizsiz kredinin depremzedelerin en önemli sorunu olduğunu belirten Özkan, “Belediye, ‘Eğer ben depremzedelerle emsal olarak yüzde 30 verirsem yarın yanımdakinin de emsal artışı isteme hakkı doğar. Kanunen olursa bu, depremzedelere has bir kanun, o zaman bunun önüne geçilir’ diyor. Öbür tarafta merkezi hükümetle konuşunca ‘Yok öyle bir şey, yanlış yönlendiriliyorsunuz’ diyor. Depremin üzerinden geçen 11 aya rağmen sorunlarımız çözülmedi. Kim ne derse desin biz kendi yaşadığımız mağduriyeti ve hâlâ çözüme ulaşmayan sorunlarımızı biliyoruz” diye konuştu.
“Deprem vergilerimiz nerede?”
’Yıllardır ödedikleri vergileri, özellikle de deprem vergisini hatırlatan Özkan, “Depremde yıkılan evlerimizi yine kendi paramızla yaptırıyoruz. Evlerimiz için verecekleri krediyi faizsiz vermelerini talep ettik. Sorunların çözümü için hiçbir somut adım atılmıyor” dedi.
Bir depremzedenin 200 bin lira kentsel dönüşüm kredisine ek olarak 300 bin lira konut kredisi çekmeye kalktığında aylık taksit ödemesinin ortalama 4 bin 500 lira olacağını söyleyen Özkan, “Toplamda evimizi yaptırmak için çekilecek iki kredinin ortalama aylık taksit ödemesi 8 bin lirayı buluyor. Çoğu emekli olan depremzedelerin, bu taksitleri ödemesi mümkün değil” diye konuştu.
“DASK sınıfta kaldı”
DASK’ın İzmir’de sınıfta kaldığını söyleyen Özkan, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resen yıktığı ve az hasarlı diye raporladığı binaya DASK ödeme yapmadı. Deprem bölgesinde az hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı ayrımı yapılmamalı. Ağır hasarlı binaya 4 ay sonra ödeme yapmaya başladılar. Orta hasarlı bina yıkılıyor, az hasarlı bina yıkılıyor DASK diyor ki ‘Eski haline getirme parası yani boya badana parası veririm.’ Bu hak mıdır? Biz bu dünyada hakkımızı helal etmiyoruz. Reklam şirketlerine harcadıkları parayı İzmirliye verselerdi daha büyük reklam olurdu” dedi.
“Yükümlülük sırası devlette”
Depremzede Türkan Değirmencioğlu, evlerinin deprem nedeni ile hasar aldığını ve oturulamaz duruma geldiğini söyledi. Yaşadıkları binaların bir kısmının depremin ardından, bir kısmının da yıkılmak için sırasını beklediğini ifade eden Değirmencioğlu, “Bir dairenin ortalama yapım maliyeti 450-500 bin lira. Bu yükün altından kalkamayız. Yerel yönetim yani belediye bizlere parsel bazında minimum yüzde 30 emsal artışı vermeli ki emsal artışı olan kısmı müteahhit payı olarak müteahhitlik firmasına vererek maliyetimizi 300 bin lira bandına çekebilelim” dedi.
Depremzedelerin merkezi yönetimden beklentisinin ise “uzun vadeli ve faizsiz kredi” sağlanması olduğunu hatırlatan Değirmencioğlu, “Oturulamaz durumda olan tüm malikler depremzede olarak kabul edilmeli ve eşit haklardan aynı koşullarda faydalanmalıdır. Depremzede, kendi içinde proje alanı içi, proje alanı dışı ve kentsel dönüşümcü olarak ayrılmamalı. Biz vatandaş olarak devlete karşı bugüne kadar tüm yükümlülüklerimizi yerine getirdik. Şimdi yükümlülüklerini yerine getirme sırası devlette” diye konuştu.
“Emekli maaşlarımızla 7 bin 500 liralık kentsel dönüşüm kredisini nasıl öderiz”
Depremde evi ağır hasarlı, eşyaları ile birlikte yıkılmış depremzedelerden biri de Sevinç Gülal Danaç. Yılların birikimi ile aldığı evine 30 Ekim 2019 yılında taşınmış, tam bir yıl sonra 30 Ekim 2020’de depremde evi yıkılmış. Danaç yaşadıklarını şöyle aktarıyor; “Proje alanı dışında kalan binaları kentsel dönüşüme tabi tuttular. Bizler emekli ve dar gelirli insanlarız. Depremden sonra kiraya çıkmak zorunda kaldık. Ben ve eşim emekliyiz. Şu anda hem kira hem de ev kredisi ödüyoruz. Yeniden evimizi nasıl yaptıracağımızı kara kara düşünüyoruz.”
“Emekli maaşlarımızla 7 bin 500 liralık kentsel dönüşüm kredisini nasıl öderiz” diye soran Danaç, 11 ay geçmesine rağmen somut adımların atılmamasına tepkili. Ne devletin ne de belediyelerin somut adım atmadığını dile getiren Danaç, “Hem manevi hem de maddi olarak çok yorulduk. Artık laf ve vaat değil iş istiyoruz” dedi.
“İnsanlar ekonomik olanaksızlıktan dolayı hasarlı evlerinde oturuyor”
Depremzede Mehmet Enver Özonay ise, “Biz depremzedeyiz. 11 aydır evsiziz. Bizim tek derdimiz evimiz” dedi. Resmi makamların orta ve özellikle az hasarlı konutlarda yaşayanlara depremzede gözü ile bakmadığını söyleyen Özonay, “Depremde zarar gören 79 bin 272 bağımsız bölümün tamamının sahipleri bir şekilde mağdur olmuştur. Bu insanların bir kısmı uç noktada ekonomik olanaksızlıktan dolayı hasarlı evlerinde oturmaya devam ediyor” diye ekledi.
Depremzedeler olarak devamlı hep çözümden yana seçenekler sunduklarını hatırlatan Özonay, “Bizler doğal afet yaşadığımıza göre hasar ayırımı yapmaksızın herkese 2 yılı ödemesiz 20 yıl vadeli 0 faizli ve (Ek bir krediyi bulamayacağımız, alamayacağımız ve ödeyemeyeceğimiz için) yeterli Afet kredisi sağlamalıdır. Devlet, ‘Olanaklarının kısıtlı olduğunu’ söylüyor. 20-30 yıllık birikimlerini kaybetmiş depremzedelerin olanakları devletin olanaklarından çok daha kısıtlı. 22 yıldır toplanan deprem vergisi amacına uygun kullanılmış olsaydı biz bugün bunların hiçbirini konuşmuyor olacaktık” dedi.