BDSP, Devrimci Kurtuluş Platformu, Partizan, İşçi Emekçi Birliği(Devrimci Turizm İşçileri Sendikası, Dostluk ve Kültür Derneği, İşçi Birlikleri Sendikası, Kaldıraç Hareketi, Komünist Köz, Söz ve Eylem insanca yaşanabilir bir ücret için örgütlü mücadeleye çağrısı yaptı.
”Hayat pahalanıyor, emeğimiz ucuzluyor”
Karşıyaka İş bankası önünden başlayan yürüyüş izban önünde basın açıklamasının okunmasıyla sonlandı. Açıklamada ”Ekonomik kriz her geçen gün daha da derinleşiyor. Enflasyon ve hayat pahalılığı kol kola ilerliyor. Krizin faturası sırtımıza yıkılmaya çalışılıyor. Milyonlarca işçi-emekçi sefaletle yüz yüze.
2025 bütçesinde işçi sınıfı lehine hiçbir şey yok. Kırıntılarla yetinmemizi istiyorlar.
Emekliler yoksullukta eşitleniyor, yük olarak görülüyor; sefaletin dibine çekilmek isteniyorlar. Ama halkların kıyımı için, sermaye çevreleri için kaynakları asla esirgemiyorlar.
En temel ihtiyaçlarımızı karşılamaktan dahi her geçen gün uzaklaşıyoruz. Hayat pahalanıyor, emeğimiz ucuzluyor.
”Her sene kapalı kapılar ardında işçi sınıfının lehine hiçbir şey çıkmıyor”
Güvencesiz çalışma yaygınlaşıyor, işsizlik her geçen gün daha da büyüyor. Sınıfın sendikalaşma ve hak arama mücadelesi polis copu ve jandarma dipçiği ile karşılık buluyor.
Asgari ücrete yapılan zamların birşeyi değiştirmeyeceği, enflasyonu artırdığı gibi yanlış bir algı topluma empoze edilmeye çalışılıyor. Bu tamamen kandırmacadır. Kapitalist-emperyalist sistemde, ülkenin tüm kaynakları sermayeye peşkeş çekilmektedir. Bir taraftan savaş politikalarıyla pervasızca harcanan kaynaklar diğer taraftan “İtibardan tasarruf edilmez.” denilerek iç edilen halkın emekleri bu ekonomik yıkımın gerçek sorumlusudur.
Tüm bunlar yaşanırken ,asgari ücret tespit komisyonu ilk olarak 10 Aralık’ta toplandı.Asgari ücret tespit komisyonunun toplantıya çağrılmasıyla her yıl tekrarlanan orta oyunu yeniden sahneye kondu.
Komisyonda hükümet, patron ve sözüm ona işçi temsilcileri bulunuyor. İşçi temsilcisi Türk-İş senelerdir komisyonda konu mankeni olmaktan öteye geçmiyor. Her sene kapalı kapılar ardında işçi sınıfının lehine hiçbir şey çıkmıyor.” denildi.
Açıklamayı okuyan Güven Akman ”İktidarın Ekonomi Bakanı Şimşek, daha göreve gelir gelmez vergiyi tabana yayacaklarını söylemişti. Sermaye sahiplerinin milyarlarca lira borcu silinirken bizlere her yıl sefalet ücretlerini dayatıyorlar. Kur garantisi, prim desteği, vergi muafiyeti vb. Hamlelerle ile patronlar enflasyondan etkilenmiyor zenginleşiyorlar.
Peki ne yapmalı? Kısa bir internet taraması yaparak bir yıl boyunca bize reva gördükleri ücreti öğrenmek zorunda mıyız?
Komisyonda sendikaların varlığı, “konu mankeni” olmalarının dışında hiçbir anlam taşımıyor. Asgari ücret, işçi sınıfının çıkarlarını savunan sendikalarla işverenler arasında, sınıf sendikacılığı temelinde, grevli toplu sözleşmeyle belirlenmelidir. Konfedersayonlar bu meseleyi basın açıklamaları ile geçiştiremez. Beklenen, grev silahının kullanılmasıdır ancak.
Bu sözleşmenin bir tarafı işçiler ise, milyonlarca olan biz insanca yaşanacak ücreti belirleyebiliriz.
İşçi sınıfı bu kısır döngüyü ancak, sınıfın çıkarlarını temel alan bir sendikal anlayış ve hak arama mücadelesini sınıfın kurtuluş mücadelesiyle birleştiren siyasi bir mücadele ile kırabilir.
Asgari ücretin işçiler lehine belirlenebilmesi sınıfın birliği ve mücadele hattının siyasallaşması şarttır. Hakkımız için birleşelim ve mücadele edelim!” çağrısında bulunarak insanları örgütlenmeye davet etti.
