İzmir’de açıklama yapan insan hakları savunucuları ve hukukçular, valilik ve kolluk güçlerinin açıklamalarının aksine 5 Şubat günü gözaltına alınanlara çıplak arama uygulandığını belirterek, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti. Açıklamada “Biz hukuk örgütleri olarak sistematik ve cezalandırma amaçlı “çıplak arama” uygulamasını hiçbir şekilde kabul etmiyor, bu uygulamayı işkence olarak tanımlıyoruz” denildi.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubeleri ile Çağdaş Avukatar Grubu, 5 Şubat günü Boğaziçi Üniversitesi protestosunda yaşanan insan hakları ihlalleri ve işkenceye ilişkin basın açıklaması düzenledi. Bayraklı’da bulunan İzmir Adliyesi önünde düzenlenen açıklamaya insan hakları savunucuları ve avukatların yanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcileri de katıldı.
Çıplak arama yapıldı
“Çıplak arama işkencedir” yazılı pankart taşınan açıklamada konuşan avukat Şükran Öztürk, 5 Şubat günü İzmir Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesinde İzmir Üniversite Dayanışma grubunun çağrısıyla bir araya gelmek isteyenlere yönelik polis saldırısında 26 kişinin gözaltına alındığını belirtti. Kamera görüntülerine, doktor raporlarına ve ifade tutanaklarına da yansıdığı üzere gerçekleştirilen gözaltı işlemi sırasında polis tarafından tüm şahıslara işkence uygulandığını ifade eden Öztürk, “Şahıslar darp ve cebir ile gözaltına alınmış, plastik kelepçe takılmış, yüzüstü yatırılarak ters kelepçe uygulanmış ve iki kadın şahsa çıplak arama yapılmıştır” dedi.
Kadınlara çıplak arama esnasında otur-kalk hareketi de yaptırıldığını bu çıplak arama uygulamaları esnasında avukatların emniyet içerisine alınmadığını ve avukatların müvekkillerini yaklaşık 1.5 saat boyunca dışarıda beklediklerini söyleyen Öztürk, “Kadınlardan birinin çıplak arama esnasında çığlık atması üzerine avukatlar bu duruma itiraz etmiş ve durum İzmir Barosu’na iletilmiştir” dedi.
Valilik ve polis gerçeği çarpıtmaktadır
İzmir Baro başkanı Özkan Yücel’in başsavcı ile görüşmesi akabinde avukatların içeri alınmaya başlandığını, bunun üzerine müvekkilleri ile görüştüklerinde çıplak arama yapıldığını öğrendiklerini söyleyen Öztürk, valiliğin ise gerçeği yansıtmayan bir açıklama yaptığını ifade etti. Öztürk, şunları söyledi;
“İzmir Emniyeti’nde çıplak arama yapıldığı bilgisi sosyal medyada da gündem olunca İzmir valiliği açıklama yapmış, ayrıca bir meslektaşımızın müvekkilinin aramasına katıldığı görüntü servis edilerek “aramalar görüntülü yapılıyor, çıplak arama yapılmadı” algısı yaratılmaya çalışılmıştır. Oysa ki valilik ve polis gerçeği açıkça çarpıtmaktadır. Biz dışarıda beklediğimiz süreçte çıplak aramaya maruz kalan müvekkilin çığlık atması üzerine içeriye girme çabamız sonuç verdi ve müvekkiller ile görüşme esnasında çıplak arama yapıldığını öğrendik. Bu süreçte çıplak arama sosyal medya gündemine oturduğundan İzmir Emniyeti sonuçlarından korkup diğer aramaları kamera eşliğinde yapmıştır. Zira emniyetin bu kamera ve avukat eşliğinde arama uygulaması baştan var olan bir uygulama olmamakla çabalarımız ve itirazlarımız üzerine yapılmıştır.”
İnsan onuruna aykırıdır!
Çıplak aramanın insan haklarına aykırı olduğunun altını çizen Öztürk, “Gözaltına alınan şahıslara çıplak arama yapılmasının hiçbir hukuki sebep ve gerekçesi olmayıp aynı zamanda yapan kişiler bakımından işkence suçunu oluşturmaktadır. Zira bu uygulamanın insan onuruyla bağdaşmadığı ve kişinin ruhsal yönden acı çekmesine neden olacak bir davranış olduğu şüphe götürmez bir gerçekliktir. Bir şahsın güvenlik görevlilerinin önünde, soyunmasının istenmesi, makat, vajina gibi organlarının elle ya da “otur kalk, ıkın” talimatları verilmesi suretiyle aranması, kişinin gerek fiziksel gerekse de manevi olarak istismarı anlamına gelmektedir. İnsan onuruna aykırıdır ve kişinin bedenine yönelik bir müdahaledir” diye konuştu.
Suç duyurusunda bulunuyoruz
Gözaltına alınan ve çıplak aramaya maruz bırakılan mağdur şahıslar adına İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına ÇAG, İHD, ÖHD ve ÇHD olarak suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Öztürk, “Yaşanan olaya ilişkin olarak bir adli soruşturma başlatılmasını, olay tarihlerinde görevli olan tüm personelin tespit edilmesini, kamera kayıtlarının emniyetten alınmasını, acilen yaşanan olaya ilişkin olarak tüm delillerin bizzat savcılık eliyle toplanmasını talep ediyoruz. Biz hukuk örgütleri olarak sistematik ve cezalandırma amaçlı “çıplak arama” uygulamasını hiçbir şekilde kabul etmiyor, bu uygulamayı işkence olarak tanımlıyoruz” dedi.