İzmir’de Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Alsancak Garı karşısındaki 10 Ekim Anıtı önünde anma etkinliği düzenlendi.
Anıt önüne yaşamını yitirenlerin fotoğrafları ile karanfiller bırakıldı. Üzerinde yaşamını yitirenlerin fotoğrafı bulunan “10 Ekim’i unutmayacağız, unutturmayacağız” yazılı pankart açıldı. Patlamanın yaşandığı 10.04’te ise saygı duruşunda bulunuldu.
Anmada sık sık “Katil IŞİD İşbirlikçi AKP”, “Halklara sözümüz barış olacak”, “10 Ekim’i unutma, unutturma”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Onlara sözümüz barış gelecek, “Şehit namirin”, “Katil AKP hesap verecek” ve “Faşizme ölüm halka hürriyet” sloganları atıldı.
Saygı duruşuyla başlayan anmada katledilenlerin isimleri okundu.
Basın metnini Kamu Emekçiler Sendikası (KESK) Şubeler Platformu İzmir Dönem Sözcüsü Mustafa Güven okudu. Güven, “10 Ekim katliamından önce aynı merkezden planlandığı düşünülen 5 Haziran 2015 Diyarbakır ve 20 Temmuz 2015 Suruç katliamları yaşandı. Her üç katliamın sadece planlaması değil sözümüz ona ‘ihmaller zinciri’ de büyük benzerlikler taşımaktadır. Her ne hikmetse her üç katliamın öncesinde güvenlik güçleri ortadan kaybolmuş, arama noktaları kaldırılmıştır. Her üç katliamın dava süreci de birkaç maşaya ceza verilerek kapatılmak istenmektedir. Ve katliamlar zincirinin iktidarı sarsılan AKP’nin yeniden çoğunluğu sağlamasıyla bıçakla kesilir gibi kesilmesi sürecin politik arka planı için kafalardaki en önemli soru olarak varlığını korumaktadır” dedi.
“Dosyada 5 yıldır tek bir işlem yapılmadı”
Katliamı gerçekleştirenlerin istihbarat tarafından takip edildiği, canlı bomba ihbarının olduğu, katliam sorumlularının istihbarat görevlileri ile katliam öncesinde ve sonrasında görüştüğü çok sayıda belge ile kanıtlandığını ifade eden Güven, “Dava süreci de iktidarın ve siyasallaşan yargının katliama bakış açısını ele vermektedir. Katliam sorumlusu olmasına karşın kimliği tespit edilemediği iddia edilen, fotoğraf ve videolarda apaçık görünen ve X-Y diye kodlanan kişiler hakkındaki dosyada 5 yıldır tek bir işlem yapılmamıştır. Katliamla bağlantılı oldukları tespit edilen ve açık kimlikleri bilinen IŞİD militanları hakkında bir işlem yapılmadığı gibi, bütün evraklar avukatlarca sunulmasına karşın savcılığın aldığı kısıtlılık kararıyla dosya gizlenmektedir. Katliamın planlayıcısı ihbar edildiği, katliamdan bir gün önce kimlik bilgileri tespit edildiği halde hakkında hiçbir işlem yapmayan kamu görevlileri ve yargılama boyunca delilleri gizleyerek, evrak göndermekten imtina ederek görevini yapmayan kamu görevlileri hakkında tek bir işlem yapılmamıştır” dedi.
“Teslim olmadık, olmayacağız”
Anma etkinliklerin engellenerek, 10 Ekim Katliamı’nın unutturulmak istendiğine dikkat çeken Güven, mücadelenin katliamın asıl sorumluları cezalandırılıncaya kadar devam edeceği vurguladı. Açıklamada, “Bizler IŞİD’e ve IŞİD zihniyetine, gericiliğe, laiklik karşıtı faaliyetlere, halklarımızın düşmanlaştırılmasına teslim olmadık, olmayacağız. Bir kez daha savaş rüzgârlarının estirildiği bu dönemde ülkemizde, bölgemizde ve dünyada bedeli ne olursa olsun barış politikasını savunacak, emek ve demokrasi mücadelesini yükselteceğiz. Yitirdiğimiz arkadaşlarımızın bizlere bıraktığı en değerli miras olan emek, barış, demokrasi mücadelesini hep beraber, kol kola, omuz omuza büyütmeye kararlıyız. Er ya da geç, sorumlular cezalandırılacak; emek kazanacak, demokrasi kazanacak, barış kazanacak” ifadeleri kullanıldı.
Ardından katliamdan yaralı olarak kurtulan Murat Akçalı söz aldı. Akçalı, 20 şarapnel parçasının hala bedeninde olduğunu söyleyerek, “Onlar bombada bilyelerin hızını kesmeseydi yanınızda olmayacaktım. Ben onların bayrağını taşımaya çalışıyorum” dedi. Ardından Nihat Behram’a ait bir şiir okudu.